Kilis Ortak Akıl Topluluğundan 'Kilis'teki Suriye' Raporu
Kilis Ortak Akıl Topluluğu, Suriye Halkının, ülkesindeki iç savaştan kaçarak Kilis'e gelmeleriyle, Kilis'te ve buradaki halkta oluşan bireysel, toplumsal, kültürel ve ekonomik sorunlar ve etkilere yönelik "Kilis'teki Suriye" başlıklı rapor hazırladı.
Raporda, Suriye'de yaşananların en ağır sonuçlarından birinin Suriyelilerin komşu ülkelere sığınmaya başlamaları olduğu belirtilerek, kitle ölümleri, tutuklamalar ve işkenceler arttıkça Kilis sınırına yakın yerlerde oturan Suriyelilerin sınıra yığıldığı ve tel örgülerden geçerek denetimsiz şekilde ülke içine, özellikle Kilis merkezine girdiği anlatıldı.
Suriye ordusuna direnmek için gönüllü asker ve malzeme taleplerinden kurtulmak isteyenlerle yönetim taraftarı oldukları halde savaş ve sonuçlarından kaçanların da bu gruplar arasında yer aldığı belirtilen raporda, Suriyelilerin Türkiye'ye sığınmasıyla başlayan sorunların Kilis'in de sorunları haline geldiği ifade edildi.
Raporda, "Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu şahsi çabalarıyla barınmaya çalışmaktadır. Kilis'in siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısı dikkate alındığında Kilis'te Suriyelilerle yaşananlar, Suriyeli sığınmacıların yol açtığı sorunlar ve bunların çözümleri Kilis'in kendine has özelliğinden yola çıkarak değerlendirilmelidir" ifadelerine yer verildi.
Suriye sınırından küçük gruplar ve bireysel girişlere izin verildiği aktarılan raporda, bu durumun Kilis ve mülteciler için güvenli olmadığı bildirildi.
Suriye'deki iç savaşın uzamasının Kilis'te ciddi ve kalabalık bir mülteci nüfusu oluşturacağı vurgulanan raporda, "Kilis'te gerek Suriyelilerden gerekse halkımızdan kaynaklanan bir takım sıkıntılar olduğu sabittir. Gelecekte yaşanabilecekleri de hesaplayarak muhtemel ve mevcut problemlerin tespit edilerek hem misafirlerimizi hem halkımızı rahatsız etmeden sorunlara çözüm bulmak zorundayız" ifadesine yer verildi.
-"Konaklama merkezleri yüksek standartta"
Kilis'in merkez ilçe nüfusunun 88 bin olduğu vurgulanan raporda, sınırdan geçişlerde bir kayıt alınmadığından ne kadar Suriyelinin şehirde yaşadığının bilinmediği savunuldu.
Raporda, şehir içinde denetimsiz olarak kalanlar dışında konaklama merkezlerinde 35 bin kişinin barındığı bildirilerek, Öncüpınar, Elbeyli konaklama merkezleri ile Seve Barajı geçici konaklama merkezi hakkında bilgiler verildi.
Devletçe konaklama merkezine yerleştirilenlerin oldukça yüksek bir standartta yaşatıldığı ifade edilen raporda, şehir içinde kalmalarına göz yumulan Suriyelilerin ise Kilis halkının destek ve yardımları ile ayakta kalmaya çalıştıkları kaydedildi. Raporda, bu durumun Kilis halkını hem maddi hem manevi olarak yıprattığı ifade edildi.
-"Konut ve kira fiyatları arttı"
Yabancılara mülk satış sınırı dolduğundan Kilis'e gelip kendi başlarına kalan Suriyelilerin ya ev satın alıp bir Türk vatandaşı üzerine tescil ettirdiği ya da ev kiraladığı anlatılan raporda, şu bilgilere yer verildi:
"Konut satışlarında, konut sayısının azlığı alım satım değerlerini suni olarak arttırmıştır. Üzerine evin tapusu tescil ettirilenlerin kötü niyetli olması halinde Suriyeli sığınmacıları koruyacak bir tedbir bulunmamaktadır. Konut kiralamalarda ise öncelikle kira ödeyemeyeceklerine ilişkin yaygın kanaat nedeniyle yıllık peşin kira talebi ve ev sahiplerinin kiralık ev sayısı azlığı durumundan istifade ile fahiş fiyatlarda ev kiralamaları olmuştur. Halen Kilis'te Suriyelilerin kiralamaları nedenli kiraya tutulabilir konut kalmadığı gibi terk edilmiş ve sahiplerince başka şehirde oturmaları nedeniyle kullanılmayan boş ev ve iş yerlerine bile aileler yerleşmiş kendilerince basit tamiratla bu riskli yapıları kullanmaktadırlar.
Kiralanacak konutlara artan talep, kira fiyatlarında suni yükselmeye sebep olmuştur. Bu durum beraberinde özellikle kira ödeyen sabit gelirli Kilisli ailelerin ve dışarıdan Kilis'e atama ile gelen memurların mağduriyetlerini arttırmış ve tepkisini çekmektedir. Bazı semtlerde yüzde 100'ün üstünde kira artışı olmuştur."
Kiralanacak uygun fiyatlı ev bulamayan Suriyelilerin kapalı dükkanlarda, parklarda, cami bahçe ve müştemilatlarında, bağ evlerinde ve bazı umumi yerlerde kalmaya devam ettiklerinin anlatıldığı raporda, şehir içinde insanca yaşama olanağı bulunmayan Suriyelilere öncelik tanınarak konaklama merkezlerine yerleştirilmeleri gerektiği kaydedildi.
-"Ekonomik, sosyal ve kültürel bir karmaşa"
Raporda, ilk göç dalgası yaşandığında, Suriyelilerin yaşadığı insani trajedinin etkisinin, Kilis'te evlerin, işlerin ve aşların paylaşılmasını doğurduğu, diğer yandan bağ-zeytin işçiliğinde kısmen işgücü açığı kapandığından duruma pozitif bakıldığı, ancak zamanla bu bakış açısının yerini kalabalık ve ihtiyaçların çokluğu ile endişeye sevk ettiği belirtildi.
Kilislilerin kaynakların kullanımından doğan mağduriyetinin her geçen gün arttığı ileri sürülen raporda, "Ekonomik, sosyal ve kültürel bir karmaşa yaşanmaya başlanmıştır. Görünen o ki bu hal hızlanarak devam da edecektir" öngörüsünde bulunuldu.
Kilis'e gelen Suriyelilerin mazlum ve mağdur olduklarına vurgu yapılan raporda, "Mazlumun dini sorulmaz. Her şeyden önce yardıma muhtaç olan bu insanlara, gerek bireysel gerekse toplumsal olarak, gerek vatandaş gerek yardım kuruluşları, STK'lar ve devlet olarak maddi-manevi yardımlarımızı ulaştırmak zorunda olduğumuz konusu tereddütsüzdür. Kilis halkı, gücünün üstünde fedakarlıklarla üzerine düşen iyiliği yapmayı başarmış durumdadır" değerlendirmesinde bulunuldu.
-İş ve işçi sorunları
Suriye'de işi olmayan, vasıfsız işçi olan veya günübirlik işlerde çalışan insanların Kilis'te her tür işte daha düşük ücretle ve sosyal güvenlik kurumuna kayıtsız çalıştırıldığı vurgulanan raporda, bunun Kilis'in iş gücünü ve ücret seviyesini olumsuz etkilediği ifade edildi.
Suriyeli mültecileri çalıştıran iş yerlerinde kaza olması durumunda yasal olarak bu kişiler sigorta ettirilemediklerinden, iş verenlerin yüksek cezalarla karşılaşılması riski bulunduğu anlatılan raporda, Türk vatandaşlarının sosyal haklarının zarar görmemesi ve iş garantisinin korunması için Suriyeli mültecilerin belirli süre ile çalıştırılabilmeleri konusunda resmi bir girişimin derhal yapılması gerektiği kaydedildi.
Kilis merkezi dışında Türkiye'nin hiçbir yerinde Suriyeli mültecilerin, nüfusun yarısını oluşturdukları bir yer bulunmadığı dikkat çekilen raporda, Suriyelilerin çoğunlukla büyük illere gidip yeni bir hayat başlattıkları, ekonomik durumu en zayıf olanların ve çaresizlerin Kilis'te kaldıkları savunuldu.
-"Sosyal hayat kuralları hakkında Arapça sunum yapılmalı"
Suriyelilerin Kilis'teki yaşam kültürüne aykırılıklarının, halkın tahammülünü zorladığı aktarılan raporda, Suriyeli sığınmacılara imkanlar ölçüsünde sosyal hayat kuralları hakkında Arapça sunum yapılması önerildi.
Adliye hizmetlerinden sağlık hizmetlerine, sosyal yardımlardan belediye hizmetlerine, yollardan park bahçelere dek her alanda kamu hizmetlerinin Suriyelilerle paylaşıldığı için Kilis halkının aldığı kamu hizmetlerinde sorunlar yaşandığı belirtilen raporda, artan yüke rağmen Kilis Belediyesinin hizmet kapasitesinin artırılmadığı bildirildi.
Raporda, "Kilis'te bu yaşananlar karşılığı sorunların telafisi için acilen 'sosyal afet durumu' ilan edilmeli, Kilis Belediyesinin normal ödenekleri yanında en az iki kat ödenek takviyesi yapılmalıdır" değerlendirmesine yer verildi.
Kimlik bilgileri tespit edilememiş ve doğrulanamamış kişilerle birlikte yaşamanın kamu güvenlik sorunu oluşturduğu ifade edilen raporda, adam kaçırma, fidye isteme, Suriye'den Türkiye'ye insan ve mal kaçakçılığı, basit hırsızlıklar ve kavgalar gibi asayiş sorunlarının başladığı kaydedildi. Bu durumun, kimlik tespiti yapılamayan Suriyelilerin aynı zamanda mağduriyetine neden olduğu belirtildi.
-Resmi olmayan evlilikler
"Suriyelilerin Türkiye'ye yerleşmesi için kızlarını erken yaşta, gerekirse ikinci eş olarak, Türklerle evlendirmeye hevesli oldukları görülmektedir" ifadesine yer verilen raporda, bu resmi olmayan evliliklerde, evlenip bırakılma, ikinci eş olarak yaşama hatta resmi nikahlı diğer eşin saldırısına uğrama gibi durumlar ortaya çıktığı anlatıldı.
Raporda, şu tespitlere yer verildi:
"Suriyeli kadınlar genel olarak erken yaşta evlenmekte, kolay ve çabuk evlilik yapmakta, dul olanlar bile dul yaşamak yerine yeni bir evliliği tercih etmekte, sosyal olarak erkeklere daha yakın durmakta, ikinci eş olmaya razı olmakta, evlilik için çok şart ileri sürmemekte, resmi nikah aramaksızın evlenmekte olduklarından Kilis'te erkeklerin Suriyeli bayanlarla evlenmesi bir fenomen olmaktadır. Karışık yaşamanın doğal sonucu olarak kadınlarımız mağdur olmaktadır. Sıkça 'Suriyeli kadınlarla evlenme' nedenli boşanmalar duyulmakta, boşanmama durumlarında da birlikte yaşamalar gündeme gelmektedir. Kendini ekonomik ve sosyal olarak geçindirmekten aciz birçok erkeğin bile kısa sürede Suriyeli bir kadın ile evlenmekte olduğunu görmek, kadınlarımıza kocalarının elinden gideceğine dair bir korku yaşatmaktadır."
-"Gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor"
"Şehirde ismi konmamış serin bir rüzgar esiyor ve bir sonraki tablonun daha kötü olması ihtimaline karşı hükümetin de gerekli tedbirleri alması gerekiyor" denilen raporda, şu önerilerde bulunuldu:
"Suriyeli mültecilerin Türkiye'de bir kimlik sistemi oluşturulmalıdır. Mültecilerin kayıt altına alınması ile ihtiyaçları tespit edilecek, haklara ve hizmetlere erişimleri sağlanacak, insani yardım kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yardım ulaştırabilmesi kolaylaşacaktır. Kayıt yapılması ayrıca, uzun vadeli çözümlerin oluşturulması ve güvenlik bakımından da önemlidir.
Mültecilere fotoğraf ve parmak izleri kaydedilerek, geçici kimlik belgesi verilmelidir. Bu belge suretiyle, hukuksal güvence altında oldukları belirtilmeli ve bu kimlik belgesi ile sağlık ve diğer kamu hizmetlerine erişim imkanı sağlanmalıdır. Kayıtlar, elektronik ortamda tüm adli ve idari birimlerin kullanımına sunulmalıdır.
Kilis Sosyal Afet Bölgesi ilan edilmeli, Kilis Belediyesinin gelirleri en az iki kat arttırılmalı, yetersiz olan araç ve personele takviye yapılmalı, Kilis Valiliğinin ödenekleri mevcut hizmet ve nüfus dikkate alınarak arttırılmalıdır. Suriyelilerin acil olmayan hastalıklarının tedavisinde Kilis halkı mağdur edilmemeli, hastanenin acil servisinde Suriyeliler için ayrı bölüm oluşturulmalıdır. Kampların dışında yaşayan Suriyeli mültecilerin barınma, sağlık, gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarının giderilmesi için daha fazla çaba gösterilmelidir. Temel hizmetlere erişimleri sağlanmalı, sorun yaşanan alanlarda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır."
Kaynak: AA
Suriye ordusuna direnmek için gönüllü asker ve malzeme taleplerinden kurtulmak isteyenlerle yönetim taraftarı oldukları halde savaş ve sonuçlarından kaçanların da bu gruplar arasında yer aldığı belirtilen raporda, Suriyelilerin Türkiye'ye sığınmasıyla başlayan sorunların Kilis'in de sorunları haline geldiği ifade edildi.
Raporda, "Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu şahsi çabalarıyla barınmaya çalışmaktadır. Kilis'in siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısı dikkate alındığında Kilis'te Suriyelilerle yaşananlar, Suriyeli sığınmacıların yol açtığı sorunlar ve bunların çözümleri Kilis'in kendine has özelliğinden yola çıkarak değerlendirilmelidir" ifadelerine yer verildi.
Suriye sınırından küçük gruplar ve bireysel girişlere izin verildiği aktarılan raporda, bu durumun Kilis ve mülteciler için güvenli olmadığı bildirildi.
Suriye'deki iç savaşın uzamasının Kilis'te ciddi ve kalabalık bir mülteci nüfusu oluşturacağı vurgulanan raporda, "Kilis'te gerek Suriyelilerden gerekse halkımızdan kaynaklanan bir takım sıkıntılar olduğu sabittir. Gelecekte yaşanabilecekleri de hesaplayarak muhtemel ve mevcut problemlerin tespit edilerek hem misafirlerimizi hem halkımızı rahatsız etmeden sorunlara çözüm bulmak zorundayız" ifadesine yer verildi.
-"Konaklama merkezleri yüksek standartta"
Kilis'in merkez ilçe nüfusunun 88 bin olduğu vurgulanan raporda, sınırdan geçişlerde bir kayıt alınmadığından ne kadar Suriyelinin şehirde yaşadığının bilinmediği savunuldu.
Raporda, şehir içinde denetimsiz olarak kalanlar dışında konaklama merkezlerinde 35 bin kişinin barındığı bildirilerek, Öncüpınar, Elbeyli konaklama merkezleri ile Seve Barajı geçici konaklama merkezi hakkında bilgiler verildi.
Devletçe konaklama merkezine yerleştirilenlerin oldukça yüksek bir standartta yaşatıldığı ifade edilen raporda, şehir içinde kalmalarına göz yumulan Suriyelilerin ise Kilis halkının destek ve yardımları ile ayakta kalmaya çalıştıkları kaydedildi. Raporda, bu durumun Kilis halkını hem maddi hem manevi olarak yıprattığı ifade edildi.
-"Konut ve kira fiyatları arttı"
Yabancılara mülk satış sınırı dolduğundan Kilis'e gelip kendi başlarına kalan Suriyelilerin ya ev satın alıp bir Türk vatandaşı üzerine tescil ettirdiği ya da ev kiraladığı anlatılan raporda, şu bilgilere yer verildi:
"Konut satışlarında, konut sayısının azlığı alım satım değerlerini suni olarak arttırmıştır. Üzerine evin tapusu tescil ettirilenlerin kötü niyetli olması halinde Suriyeli sığınmacıları koruyacak bir tedbir bulunmamaktadır. Konut kiralamalarda ise öncelikle kira ödeyemeyeceklerine ilişkin yaygın kanaat nedeniyle yıllık peşin kira talebi ve ev sahiplerinin kiralık ev sayısı azlığı durumundan istifade ile fahiş fiyatlarda ev kiralamaları olmuştur. Halen Kilis'te Suriyelilerin kiralamaları nedenli kiraya tutulabilir konut kalmadığı gibi terk edilmiş ve sahiplerince başka şehirde oturmaları nedeniyle kullanılmayan boş ev ve iş yerlerine bile aileler yerleşmiş kendilerince basit tamiratla bu riskli yapıları kullanmaktadırlar.
Kiralanacak konutlara artan talep, kira fiyatlarında suni yükselmeye sebep olmuştur. Bu durum beraberinde özellikle kira ödeyen sabit gelirli Kilisli ailelerin ve dışarıdan Kilis'e atama ile gelen memurların mağduriyetlerini arttırmış ve tepkisini çekmektedir. Bazı semtlerde yüzde 100'ün üstünde kira artışı olmuştur."
Kiralanacak uygun fiyatlı ev bulamayan Suriyelilerin kapalı dükkanlarda, parklarda, cami bahçe ve müştemilatlarında, bağ evlerinde ve bazı umumi yerlerde kalmaya devam ettiklerinin anlatıldığı raporda, şehir içinde insanca yaşama olanağı bulunmayan Suriyelilere öncelik tanınarak konaklama merkezlerine yerleştirilmeleri gerektiği kaydedildi.
-"Ekonomik, sosyal ve kültürel bir karmaşa"
Raporda, ilk göç dalgası yaşandığında, Suriyelilerin yaşadığı insani trajedinin etkisinin, Kilis'te evlerin, işlerin ve aşların paylaşılmasını doğurduğu, diğer yandan bağ-zeytin işçiliğinde kısmen işgücü açığı kapandığından duruma pozitif bakıldığı, ancak zamanla bu bakış açısının yerini kalabalık ve ihtiyaçların çokluğu ile endişeye sevk ettiği belirtildi.
Kilislilerin kaynakların kullanımından doğan mağduriyetinin her geçen gün arttığı ileri sürülen raporda, "Ekonomik, sosyal ve kültürel bir karmaşa yaşanmaya başlanmıştır. Görünen o ki bu hal hızlanarak devam da edecektir" öngörüsünde bulunuldu.
Kilis'e gelen Suriyelilerin mazlum ve mağdur olduklarına vurgu yapılan raporda, "Mazlumun dini sorulmaz. Her şeyden önce yardıma muhtaç olan bu insanlara, gerek bireysel gerekse toplumsal olarak, gerek vatandaş gerek yardım kuruluşları, STK'lar ve devlet olarak maddi-manevi yardımlarımızı ulaştırmak zorunda olduğumuz konusu tereddütsüzdür. Kilis halkı, gücünün üstünde fedakarlıklarla üzerine düşen iyiliği yapmayı başarmış durumdadır" değerlendirmesinde bulunuldu.
-İş ve işçi sorunları
Suriye'de işi olmayan, vasıfsız işçi olan veya günübirlik işlerde çalışan insanların Kilis'te her tür işte daha düşük ücretle ve sosyal güvenlik kurumuna kayıtsız çalıştırıldığı vurgulanan raporda, bunun Kilis'in iş gücünü ve ücret seviyesini olumsuz etkilediği ifade edildi.
Suriyeli mültecileri çalıştıran iş yerlerinde kaza olması durumunda yasal olarak bu kişiler sigorta ettirilemediklerinden, iş verenlerin yüksek cezalarla karşılaşılması riski bulunduğu anlatılan raporda, Türk vatandaşlarının sosyal haklarının zarar görmemesi ve iş garantisinin korunması için Suriyeli mültecilerin belirli süre ile çalıştırılabilmeleri konusunda resmi bir girişimin derhal yapılması gerektiği kaydedildi.
Kilis merkezi dışında Türkiye'nin hiçbir yerinde Suriyeli mültecilerin, nüfusun yarısını oluşturdukları bir yer bulunmadığı dikkat çekilen raporda, Suriyelilerin çoğunlukla büyük illere gidip yeni bir hayat başlattıkları, ekonomik durumu en zayıf olanların ve çaresizlerin Kilis'te kaldıkları savunuldu.
-"Sosyal hayat kuralları hakkında Arapça sunum yapılmalı"
Suriyelilerin Kilis'teki yaşam kültürüne aykırılıklarının, halkın tahammülünü zorladığı aktarılan raporda, Suriyeli sığınmacılara imkanlar ölçüsünde sosyal hayat kuralları hakkında Arapça sunum yapılması önerildi.
Adliye hizmetlerinden sağlık hizmetlerine, sosyal yardımlardan belediye hizmetlerine, yollardan park bahçelere dek her alanda kamu hizmetlerinin Suriyelilerle paylaşıldığı için Kilis halkının aldığı kamu hizmetlerinde sorunlar yaşandığı belirtilen raporda, artan yüke rağmen Kilis Belediyesinin hizmet kapasitesinin artırılmadığı bildirildi.
Raporda, "Kilis'te bu yaşananlar karşılığı sorunların telafisi için acilen 'sosyal afet durumu' ilan edilmeli, Kilis Belediyesinin normal ödenekleri yanında en az iki kat ödenek takviyesi yapılmalıdır" değerlendirmesine yer verildi.
Kimlik bilgileri tespit edilememiş ve doğrulanamamış kişilerle birlikte yaşamanın kamu güvenlik sorunu oluşturduğu ifade edilen raporda, adam kaçırma, fidye isteme, Suriye'den Türkiye'ye insan ve mal kaçakçılığı, basit hırsızlıklar ve kavgalar gibi asayiş sorunlarının başladığı kaydedildi. Bu durumun, kimlik tespiti yapılamayan Suriyelilerin aynı zamanda mağduriyetine neden olduğu belirtildi.
-Resmi olmayan evlilikler
"Suriyelilerin Türkiye'ye yerleşmesi için kızlarını erken yaşta, gerekirse ikinci eş olarak, Türklerle evlendirmeye hevesli oldukları görülmektedir" ifadesine yer verilen raporda, bu resmi olmayan evliliklerde, evlenip bırakılma, ikinci eş olarak yaşama hatta resmi nikahlı diğer eşin saldırısına uğrama gibi durumlar ortaya çıktığı anlatıldı.
Raporda, şu tespitlere yer verildi:
"Suriyeli kadınlar genel olarak erken yaşta evlenmekte, kolay ve çabuk evlilik yapmakta, dul olanlar bile dul yaşamak yerine yeni bir evliliği tercih etmekte, sosyal olarak erkeklere daha yakın durmakta, ikinci eş olmaya razı olmakta, evlilik için çok şart ileri sürmemekte, resmi nikah aramaksızın evlenmekte olduklarından Kilis'te erkeklerin Suriyeli bayanlarla evlenmesi bir fenomen olmaktadır. Karışık yaşamanın doğal sonucu olarak kadınlarımız mağdur olmaktadır. Sıkça 'Suriyeli kadınlarla evlenme' nedenli boşanmalar duyulmakta, boşanmama durumlarında da birlikte yaşamalar gündeme gelmektedir. Kendini ekonomik ve sosyal olarak geçindirmekten aciz birçok erkeğin bile kısa sürede Suriyeli bir kadın ile evlenmekte olduğunu görmek, kadınlarımıza kocalarının elinden gideceğine dair bir korku yaşatmaktadır."
-"Gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor"
"Şehirde ismi konmamış serin bir rüzgar esiyor ve bir sonraki tablonun daha kötü olması ihtimaline karşı hükümetin de gerekli tedbirleri alması gerekiyor" denilen raporda, şu önerilerde bulunuldu:
"Suriyeli mültecilerin Türkiye'de bir kimlik sistemi oluşturulmalıdır. Mültecilerin kayıt altına alınması ile ihtiyaçları tespit edilecek, haklara ve hizmetlere erişimleri sağlanacak, insani yardım kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının yardım ulaştırabilmesi kolaylaşacaktır. Kayıt yapılması ayrıca, uzun vadeli çözümlerin oluşturulması ve güvenlik bakımından da önemlidir.
Mültecilere fotoğraf ve parmak izleri kaydedilerek, geçici kimlik belgesi verilmelidir. Bu belge suretiyle, hukuksal güvence altında oldukları belirtilmeli ve bu kimlik belgesi ile sağlık ve diğer kamu hizmetlerine erişim imkanı sağlanmalıdır. Kayıtlar, elektronik ortamda tüm adli ve idari birimlerin kullanımına sunulmalıdır.
Kilis Sosyal Afet Bölgesi ilan edilmeli, Kilis Belediyesinin gelirleri en az iki kat arttırılmalı, yetersiz olan araç ve personele takviye yapılmalı, Kilis Valiliğinin ödenekleri mevcut hizmet ve nüfus dikkate alınarak arttırılmalıdır. Suriyelilerin acil olmayan hastalıklarının tedavisinde Kilis halkı mağdur edilmemeli, hastanenin acil servisinde Suriyeliler için ayrı bölüm oluşturulmalıdır. Kampların dışında yaşayan Suriyeli mültecilerin barınma, sağlık, gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarının giderilmesi için daha fazla çaba gösterilmelidir. Temel hizmetlere erişimleri sağlanmalı, sorun yaşanan alanlarda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır."