Diyarbakır'da Festival Coşkusu
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca kentin simgelerinden karpuzun tanıtılması ve üreticinin desteklenmesi amacıyla gerçekleştirilen "Diyarbakır Kültür ve Karpuz Festivali'' kapsamında düzenlenen kortej, renkli görüntülere sahne oldu.
Diyarbakır'da dün başlayan festival kapsamında Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü önünden Sümer Park'a kadar festival korteji düzenlendi.
Yöresel kıyafetli genç kızların, karpuz taşıyan develerin, atların, palyaçoların ve halk oyunu ekiplerinin yer aldığı korteje vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Kortejde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Vali Mustafa Cahit Kıraç ve bazı sanatçılar da yer aldı.
Kortejin sona erdiği ve festivalin bir kısmının devam edeceği Sümer Park'ta düzenlenen etkinlikte konuşan Bakan Eker, davetlileri Türkçe ve Kürtçe selamladıktan sonra, Diyarbakır'ın binlerce yıldır insanlığın kültür mirasına çok büyük katkı sağladığını söyledi.
Diyarbakır'ı barış kalesi olarak nitelendiren Bakan Eker, "Şehrin sokaklarında bazalt taşından yapılmış evlerin avlularında hep barış büyüdü. Çünkü bu şehir, Ermeni, Süryani, Yahudi, Arap, Kürt ve Türk'ü de barış içerisinde kucaklamasını bildi. Bu şehrin kültüründe bu var. Biz medeniyet tasavvurumuzun şifrelerinde bu barışın olduğunu biliyoruz. Ama bir dönem bu şifreyi kaybettik. O şifreyi kaybettiğimiz, o kodları unuttuğumuz dönemde de birbirimize düştük, kan döküldü, can yandı. Şimdi çözüm süreci içerisinde yeni bir adım atılıyor. Barışın kodlarını, şifrelerini tekrar hatırlayıp bu toprakların hak ettiği sevgiyi tekrar büyütmenin zamanıdır. Bunun için çalışıyoruz'' dedi.
Diyarbakır'ın 1920 ve 1930'larda Türkiye'nin en zengin ve refah düzeyi en yüksek şehirlerinden birisi olduğunu anlatan Eker, ''Ama maalesef 1980'lerin ortasından sonra yaşadığımız kanlı günler ve acı olaylar sebebiyle bu şehir bir mülteci kampına dönüştü. Şu anda küller altında bir mücevher. Biz o mücevherleri tek tek arayıp, bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Hükümetimiz büyük bir çaba sarf ediyor'' diye konuştu.
-Çözüm süreci
''Şimdi çözüm süreciyle ilgili yeni bir aşamanın arifesindeyiz'' diyen Bakan Eker, ''Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta sayın başbakanımız yeni bir demokratikleşme paketini vatandaşlarımızla paylaşacak. İnanıyoruz ki vatandaşlarımızın önemli beklentileri karşılanacak. Çünkü demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla meselelerimizi çözebiliriz. Bu şehir çok yoruldu, bitkin düştü. Onun için daha fazla acı çekmeden, gözyaşı dökmeden, daha çok ocağın sönmesine seyirci kalmadan, birlikte bir gelecek inşa edelim'' ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'ın ''bütün sorunları bir sorunun gölgesinde kalmış bir şehir'' olduğunu da dile getiren Eker, kentin; zenginlikleri, kültürel çeşitliliği, müziği, folkloru, yemek kültürü ve mimarisiyle de birlikte anılması gerektiğini vurguladı.
-''Burada güven ve huzur çok önemli''
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da Diyarbakır'da son yıllarda tarım ve hayvancılığın hızlı bir şekilde geliştiğini belirtti.
Kentin, hayvan varlığı ve süt üretimi ile tarımsal alan bakımından Türkiye'nin sayılı illerinden biri durumunda olduğunu kaydeden Bayraktar, ''Burada güven ve huzur çok önemli. Bu bölgede güven tesis edildikçe, bölge hızlı bir şekilde kalkınacaktır. Bu topraklarda bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Kurtuluş Savaşı'nı beraber verdik, şehitler verdik. Bu ülkenin zenginliğini hep beraber paylaşmamız gerekiyor. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte bu bölgede huzur ve güven sağlanacak, Türkiye'nin gelişmesine de büyümesine de bu bölge büyük katkı sağlayacaktır'' dedi.
TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit de bu ülkede en önemli şeyin toplumsal barışı sağlamak olduğuna değinerek, ''Etnik köken ve inanç grubu ne olursa olsun bütün insanlarımızın barış içerisinde yaşamaları gerekir. Tabiiki on yıllardan beri yapılan yanlış uygulamalar, politikalar, devletin görevi insan haklarına, insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlamaktır. Devletin görevi baskı yapmak değildir. Nitekim bu baskılardan halkımız da biz de kurtuluyoruz. Otoriter, baskıcı devletin yerine demokratik devlet yapısına dönüştürmeye başladık'' diye konuştu.
Vali Mustafa Cahit Kıraç, Diyarbakır'ın tarih, kültür, edebiyat şehri olmanın yanında gelişmesini hızlı adımlarla tamamlayan bir sanayi şehri olma yolunda da emin adımlarla ilerlediğini anlatarak, bu festivalin asıl amacının Diyarbakır kültürünü, bölge insanını, biraraya getirerek, konuşmasına vesile olunması olduğunu söyledi.
Vali Kıraç, festivale Türkiye'nin önemli sanatçılarının da katılacağını ifade ederek, Diyarbakır'ın kalıcı bir turizm fuarına ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Festivali izleyen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başaran Ulusoy ise birliğin Güneydoğu Anadolu Bölgesi teşkilatını kuracaklarını belirterek, 2014 yılında da inanç turizmi gündemiyle Diyarbakır'da toplanacaklarını söyledi.
Festival, çeşitli etkinliklerle devam ediyor.
Kaynak: AA
Yöresel kıyafetli genç kızların, karpuz taşıyan develerin, atların, palyaçoların ve halk oyunu ekiplerinin yer aldığı korteje vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Kortejde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Vali Mustafa Cahit Kıraç ve bazı sanatçılar da yer aldı.
Kortejin sona erdiği ve festivalin bir kısmının devam edeceği Sümer Park'ta düzenlenen etkinlikte konuşan Bakan Eker, davetlileri Türkçe ve Kürtçe selamladıktan sonra, Diyarbakır'ın binlerce yıldır insanlığın kültür mirasına çok büyük katkı sağladığını söyledi.
Diyarbakır'ı barış kalesi olarak nitelendiren Bakan Eker, "Şehrin sokaklarında bazalt taşından yapılmış evlerin avlularında hep barış büyüdü. Çünkü bu şehir, Ermeni, Süryani, Yahudi, Arap, Kürt ve Türk'ü de barış içerisinde kucaklamasını bildi. Bu şehrin kültüründe bu var. Biz medeniyet tasavvurumuzun şifrelerinde bu barışın olduğunu biliyoruz. Ama bir dönem bu şifreyi kaybettik. O şifreyi kaybettiğimiz, o kodları unuttuğumuz dönemde de birbirimize düştük, kan döküldü, can yandı. Şimdi çözüm süreci içerisinde yeni bir adım atılıyor. Barışın kodlarını, şifrelerini tekrar hatırlayıp bu toprakların hak ettiği sevgiyi tekrar büyütmenin zamanıdır. Bunun için çalışıyoruz'' dedi.
Diyarbakır'ın 1920 ve 1930'larda Türkiye'nin en zengin ve refah düzeyi en yüksek şehirlerinden birisi olduğunu anlatan Eker, ''Ama maalesef 1980'lerin ortasından sonra yaşadığımız kanlı günler ve acı olaylar sebebiyle bu şehir bir mülteci kampına dönüştü. Şu anda küller altında bir mücevher. Biz o mücevherleri tek tek arayıp, bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Hükümetimiz büyük bir çaba sarf ediyor'' diye konuştu.
-Çözüm süreci
''Şimdi çözüm süreciyle ilgili yeni bir aşamanın arifesindeyiz'' diyen Bakan Eker, ''Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta sayın başbakanımız yeni bir demokratikleşme paketini vatandaşlarımızla paylaşacak. İnanıyoruz ki vatandaşlarımızın önemli beklentileri karşılanacak. Çünkü demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla meselelerimizi çözebiliriz. Bu şehir çok yoruldu, bitkin düştü. Onun için daha fazla acı çekmeden, gözyaşı dökmeden, daha çok ocağın sönmesine seyirci kalmadan, birlikte bir gelecek inşa edelim'' ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'ın ''bütün sorunları bir sorunun gölgesinde kalmış bir şehir'' olduğunu da dile getiren Eker, kentin; zenginlikleri, kültürel çeşitliliği, müziği, folkloru, yemek kültürü ve mimarisiyle de birlikte anılması gerektiğini vurguladı.
-''Burada güven ve huzur çok önemli''
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da Diyarbakır'da son yıllarda tarım ve hayvancılığın hızlı bir şekilde geliştiğini belirtti.
Kentin, hayvan varlığı ve süt üretimi ile tarımsal alan bakımından Türkiye'nin sayılı illerinden biri durumunda olduğunu kaydeden Bayraktar, ''Burada güven ve huzur çok önemli. Bu bölgede güven tesis edildikçe, bölge hızlı bir şekilde kalkınacaktır. Bu topraklarda bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Kurtuluş Savaşı'nı beraber verdik, şehitler verdik. Bu ülkenin zenginliğini hep beraber paylaşmamız gerekiyor. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte bu bölgede huzur ve güven sağlanacak, Türkiye'nin gelişmesine de büyümesine de bu bölge büyük katkı sağlayacaktır'' dedi.
TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit de bu ülkede en önemli şeyin toplumsal barışı sağlamak olduğuna değinerek, ''Etnik köken ve inanç grubu ne olursa olsun bütün insanlarımızın barış içerisinde yaşamaları gerekir. Tabiiki on yıllardan beri yapılan yanlış uygulamalar, politikalar, devletin görevi insan haklarına, insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlamaktır. Devletin görevi baskı yapmak değildir. Nitekim bu baskılardan halkımız da biz de kurtuluyoruz. Otoriter, baskıcı devletin yerine demokratik devlet yapısına dönüştürmeye başladık'' diye konuştu.
Vali Mustafa Cahit Kıraç, Diyarbakır'ın tarih, kültür, edebiyat şehri olmanın yanında gelişmesini hızlı adımlarla tamamlayan bir sanayi şehri olma yolunda da emin adımlarla ilerlediğini anlatarak, bu festivalin asıl amacının Diyarbakır kültürünü, bölge insanını, biraraya getirerek, konuşmasına vesile olunması olduğunu söyledi.
Vali Kıraç, festivale Türkiye'nin önemli sanatçılarının da katılacağını ifade ederek, Diyarbakır'ın kalıcı bir turizm fuarına ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Festivali izleyen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başaran Ulusoy ise birliğin Güneydoğu Anadolu Bölgesi teşkilatını kuracaklarını belirterek, 2014 yılında da inanç turizmi gündemiyle Diyarbakır'da toplanacaklarını söyledi.
Festival, çeşitli etkinliklerle devam ediyor.