CHP'nin Mısır Ziyareti
TBMM - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Sayın Başbakan; ana muhalefet partisinin yurt dışında temaslarda bulunması, iktidarın icazetine bağlı değildir. Bu yetkiyi, millet verir. Ancak kendisi Başbakan değilken, ABD'ye giderek, zamanın başkanı Bush ile hangi sıfatla görüşmüştür?" diye sordu.
Hamzaçebi,TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin Mısır'a yaptığı ziyareti eleştirdiğini anımsattı.
AK Parti döneminde Türkiye'nin dış politikada yalnız kaldığını öne süren Hamzaçebi, "İzlenen dış politika, ulusal güvenliğimizi, bölgesel etkinliğimizi ve uluslararası saygınlığımızı zedelemiştir. Türkiye, belki sesi çıkan ama dinlenmeyen ülke haline geldi" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın kişisel duygulara dayanan ve bunun sonucunda "ya hep ya hiç" anlayışıyla şekillenen dış politikanın Türkiye'ye zarar verdiğini savunan Hamzaçebi, "Türkiye, komşularıyla iyi ilişki kuramaz hale gelmiştir. Böylece bir boşluk doğmuştur. CHP, doğan bu boşluğu gidermek, doldurmak üzere, hükümetin dış politikasında tıkamış olduğu kanalları açarak, Türkiye'nin ve hükümetin önüne yeni kanallar açarak, yeni bir iklim yaratmak suretiyle Türkiye'ye yardımcı olmanın gayreti içerisindedir. Bizim başka hiçbir amacımız yoktur" diye konuştu.
Bu çerçevede önce Irak seyahatini gerçekleştirdiklerini anımsatan Hamzaçebi, partisinin Irak ve Mısır'a yaptığı ziyaretlerin son derece yararlı olduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Ana muhalefet partisi olarak bu ziyaretleri yapabiliriz. CHP'nin temasları neticesinde, Türkiye'nin dış politikasında bir kazancın ortaya çıkmasına çok dikkat ettik. Hükümetin, devletin itibarına dikkat eden bir anlayışla bu temasları yürüttük.
Mısır'da ayrım yapmaksızın ülkenin siyasi yelpazesinde yer alan hemen hemen bütün oluşumlarla, Müslüman kardeşler dahil görüşüldü.
Biz ana muhalefet partisi olarak bu görüşmeleri yapma hakkına sahibiz. Millet, bize bu yetkiyi veriyor. Sayın Başbakan; ana muhalefet partisinin yurt dışında temaslarda bulunması, iktidarın icazetine bağlı değildir. Bu yetkiyi, millet verir. Ancak kendisi Başbakan değilken, ABD'ye giderek, zamanın başkanı Bush ile hangi sıfatla görüşmüştür? O görüşmede 1 Mart tezkeresinin pazarlıklarını yaptınız. Siz önce buna bir cevap verin. Bush ile görüşme öncesinde 10 Aralık 2002'de Washington'da otelde Başkan'ın iki önemli adamıyla siz hangi konuları görüştünüz, hangi sıfatla görüştünüz? Milletin size vermediği yetkiyi, kendiniz, parti genel başkanı sıfatıyla kullanmaya kalktınız. 2002 seyahatinden önce de yurt dışı çok sayıda seyahat gerçekleştirdiniz. Siz bunları hangi sıfatla, yetkiyle yaptınız?"
Başbakan Erdoğan'ın CHP'yi "12 Eylül'ün izlerini taşıyan parti"olarak nitelendirdiğini aktaran Hamzaçebi, "CHP, 12 Eylül'ün mağduru olmuş, onun kapattığı bir partidir ama siz 12 Eylül ve 28 Şubat anlayışının yarattığı bir partisiniz. AKP kurucuları, zamanında 28 Şubat'ı gerçekleştiren komutanlardan icazet alarak o partiyi kurdular. O günleri unutmadık. O temasları yapanlar bugün hayattadır" dedi.
Kaynak: AA
AK Parti döneminde Türkiye'nin dış politikada yalnız kaldığını öne süren Hamzaçebi, "İzlenen dış politika, ulusal güvenliğimizi, bölgesel etkinliğimizi ve uluslararası saygınlığımızı zedelemiştir. Türkiye, belki sesi çıkan ama dinlenmeyen ülke haline geldi" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın kişisel duygulara dayanan ve bunun sonucunda "ya hep ya hiç" anlayışıyla şekillenen dış politikanın Türkiye'ye zarar verdiğini savunan Hamzaçebi, "Türkiye, komşularıyla iyi ilişki kuramaz hale gelmiştir. Böylece bir boşluk doğmuştur. CHP, doğan bu boşluğu gidermek, doldurmak üzere, hükümetin dış politikasında tıkamış olduğu kanalları açarak, Türkiye'nin ve hükümetin önüne yeni kanallar açarak, yeni bir iklim yaratmak suretiyle Türkiye'ye yardımcı olmanın gayreti içerisindedir. Bizim başka hiçbir amacımız yoktur" diye konuştu.
Bu çerçevede önce Irak seyahatini gerçekleştirdiklerini anımsatan Hamzaçebi, partisinin Irak ve Mısır'a yaptığı ziyaretlerin son derece yararlı olduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Ana muhalefet partisi olarak bu ziyaretleri yapabiliriz. CHP'nin temasları neticesinde, Türkiye'nin dış politikasında bir kazancın ortaya çıkmasına çok dikkat ettik. Hükümetin, devletin itibarına dikkat eden bir anlayışla bu temasları yürüttük.
Mısır'da ayrım yapmaksızın ülkenin siyasi yelpazesinde yer alan hemen hemen bütün oluşumlarla, Müslüman kardeşler dahil görüşüldü.
Biz ana muhalefet partisi olarak bu görüşmeleri yapma hakkına sahibiz. Millet, bize bu yetkiyi veriyor. Sayın Başbakan; ana muhalefet partisinin yurt dışında temaslarda bulunması, iktidarın icazetine bağlı değildir. Bu yetkiyi, millet verir. Ancak kendisi Başbakan değilken, ABD'ye giderek, zamanın başkanı Bush ile hangi sıfatla görüşmüştür? O görüşmede 1 Mart tezkeresinin pazarlıklarını yaptınız. Siz önce buna bir cevap verin. Bush ile görüşme öncesinde 10 Aralık 2002'de Washington'da otelde Başkan'ın iki önemli adamıyla siz hangi konuları görüştünüz, hangi sıfatla görüştünüz? Milletin size vermediği yetkiyi, kendiniz, parti genel başkanı sıfatıyla kullanmaya kalktınız. 2002 seyahatinden önce de yurt dışı çok sayıda seyahat gerçekleştirdiniz. Siz bunları hangi sıfatla, yetkiyle yaptınız?"
Başbakan Erdoğan'ın CHP'yi "12 Eylül'ün izlerini taşıyan parti"olarak nitelendirdiğini aktaran Hamzaçebi, "CHP, 12 Eylül'ün mağduru olmuş, onun kapattığı bir partidir ama siz 12 Eylül ve 28 Şubat anlayışının yarattığı bir partisiniz. AKP kurucuları, zamanında 28 Şubat'ı gerçekleştiren komutanlardan icazet alarak o partiyi kurdular. O günleri unutmadık. O temasları yapanlar bugün hayattadır" dedi.