İnsanlık Vicdanının Yanıtlaması Gereken Soru Açıklaması

İZMİR - UFUK KIRABALI - Suriye'nin başkenti Şam'ın banliyösü Doğu Guta'da yapılan kimyasal silah saldırısı, ortaya çıkardığı acı görüntülerle insanlığa çok basit bir soru yöneltti: "Bu çocuklar uyuyorlar mı, ölmüşler mi?"

Şam'ın banliyösü Doğu Guta'da, Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin de başkent merkezinde bulunduğu bir sırada düzenlenen kimyasal silah saldırısı sonucu çoğu çocuk binlerce sivilin ölümü, Suriye'de yaklaşık 3 yıldır devam eden iç savaşın, en temel insan hakkı olan "yaşam hakkını" nasıl ortadan kaldırdığını en acı şekilde ortaya koydu.

Tüm insanlığı sarsması gereken kimyasal silah saldırısı ve çoluk çocuk binlerce sivilin ölümü haberi, hayatta kalma adına Türkiye'ye göç etmiş olan Suriyelileri şaşırtmasa da derin bir üzüntüye neden oldu.

Suriye'deki iç savaşın başlamasının hemen ardından İzmir'e göç eden Muhammed Salih Ali ile daha yakın bir zamanda yaklaşık 5 ay önce Türkiye'ye gelen, son 3 aydır da İzmir'de yaşam mücadelesi veren Mehmed Şahap, yaşanan insanlık dramı hakkında düşüncelerini AA muhabirine anlattı.

-"Kimyasal saldırı bizi şaşırtmadı"

Halep'ten Türkiye gelen Şahap, artık yaşanılmaz hale geldiği için memleketini terk etmek zorunda kaldığını ve en çok bundan üzüntü duyduğunu ifade etti.

Şahap, Beşşar Esed'in kimyasal silah kullanmasının kendilerini şaşırtmadığını, asıl şaşkınlıklarının tüm olup bitenlere karşı dünyanın tutumu olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Beşşar Esed'in yaptığı kimyasal saldırıya şaşırmadık, çünkü Suriye'yi terk ettiğimizde, miglerin yaptığı saldırılar sonucu yaklaşık 100 bin şehit vardı. 100 bin şehit varsa bu insan katil demektir, şaşırmadık. 100 bin kişiyi öldüren kişi, bin kişi daha öldürür ama bu sadece Esed'in saldırılarının neticesi değil, dünyanın suçudur. Dünya susuyor, sessiz kalıyor, seyrediyor. Günden güne insan ölüyor ve maalesef dünya, hem hükümetleri hem milletleriyle bizi öyle dışarıdan sesiz seyrediyor."

-"Kalanlar için artık mağaralarda saklanmak da yetmeyecek"

Suriye'de, hala ülkenin her yerinde akrabaları bulunduğunu, ayrıca tüm Suriye halkının kardeşi olduğunu belirten Şahap, kimyasal silah kullanımına başlanmasının, Suriyeliler için artık hayatı tümden imkansız kıldığına işaret etti.

Şahap, ülkelerinde yaşam koşullarının çok zor olduğunu anlatarak, "Suriye, yaşanacak durumda değil. Ekmek yok, elektrik yok, su yok. İnsanlar, uçak saldırılarından korktukları için mağaralarda yaşıyorlardı ve maalesef artık soluyacak havaları da olmayacak. Daha önce yaşayacak tek bir yer vardı, artık kimyasallarla soluyacak havaları da kesildi" dedi.

-"Sadece bir kez..."

Kimyasal silah saldırısının ardından ortaya çıkan görüntüleri izlediğinde hissettiklerini anlatmasının çok zor olduğunu ifade eden Şahap, Esed'i çok iyi tanıyan Suriyeliler olarak böylesi bir saldırıyı her zaman beklediklerini söyledi.

Şahap, bu saldırıyı beklemelerine karşın yine de şaşırdıklarını bunun da nedeninin, tüm insanlığın da kendisine sorması gereken bir soru olduğunu dile getirerek, "Çok şaşırdık, çünkü çocukların görüntüleri inanılmazdı. Görüntülere hala inanamıyorum; acaba uyuyorlar mı ölüyorlar mı, inanılır gibi değil. Bunun suçlusu kim, vicdanı olanlar düşünsün. Bugün, vicdanı olanlar üzülüyor" diye konuştu.

Bu manzara ve Suriye'de 3 yılı bulan iç savaşın yarattığı acı karşında dünyadan tek bir beklentisi olduğunu ifade eden Şahap, dünyaya şu sözlerle seslendi:

"Tüm milletlerden, dünyadan tek istediğimiz, elinizi vicdanınıza koyup bir kere, sadece bir kere, ellerini vicdanlarına koyup bu görüntüleri izlesinler. Düşünsünler, 'bu çocuklar acaba uyuyor mu ölüyor mu ',sadece bir kere düşünsünler. Dünyada herkese sesleniyoruz, Beşşar Esed'den sadece ellerini çeksinler. Biz millet olarak onu devirmeyi biliriz, yeter ki onun destekçileri elini çeksin. Destekçileri elini çektiği zaman biz Beşşar Esed'i nasıl devireceğimizi biliyoruz. Bizi sadece baş başa bıraksınlar. Dünya bize yardım etmiyorsa en azından desteğini çeksin."

-"Erdoğan, özgür babası"

Bu süreçte, yaşanan acıyı gören, kendilerini anlayan tek liderin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu da belirten Şahap, şöyle devam etti:

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımızı sunuyoruz. Bize göre dünyada tek özgür adam, vicdanlı insan o. Onu, 'özgür babası' olarak ilan ediyoruz aramızda. Çünkü şu anda tek sesini çıkartan odur. Tabi Türk milleti de vicdanlı insanlar, bizim sesimizi duyuyorlar ellerinden geleni yapıyorlar onlara da şükranlarımızı sunuyoruz."

Şahap, Türkiye'de halkın desteği sayesinde ayakta kaldıklarını, ancak bu yükün sadece bir ülke tarafından üstlenilmesinin zor olduğunu ifade ederek, "Sağolsun burada millet, hükümet destek çıkıyor bize ama nereye kadar, sayımız günden güne artıyor ve destek yetersiz kalıyor. Tabii ki biz tüm dünyanın, Avrupa'nın, Birleşmiş Milletler'in de desteğini bekliyoruz" dedi.

-"Birleşmiş Milletler'in suskunluğundan istifade ediyor"

Suriye'de iç savaşın patlak vermesinin hemen ardından doğrudan İzmir'e gelen Muhammed Salih Ali de kimyasal silah saldırısının kendilerini şaşırtmadığını dile getirerek, "Bu hükümetten her şey beklenir. Faşist bir hükümet olduğu için ne yapsa etse şaşırmayız ama bu hükümet artık faşistten de öte oldu. Diktatörürün ne yapacağını dünya biliyor" şeklinde konuştu.

Ali, Suriye'de ölen her kişinin kendisinin akrabası ve kardeşi olarak kabul ettiğini, bu nedenle büyük üzüntü yaşadığını belirterek, yaşanan acılarda uluslararası dünyanın da büyük sorumluluğu olduğunu söyledi.

Suriye'de yapılan zulme dünyanın sessiz kaldığını, tek seslerini duyan, buna karşı çıkan ülkenin Türkiye ve Başbakan Erdoğan olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Beşşar Esed, Birleşmiş Milletler'in suskunluğundan istifade ediyor. Herkes sessiz kalıyor, sesini çıkarmıyor. Sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın mücadelesi var. Sessiz kalındığı müddetçe bu böyle devam edecek, durum günden güne daha kötüye gidiyor."

Kaynak: AA