Anayasa Uzlaşma Komisyonu Sona Erdi
Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantısı sona erdi.Anayasanın ilk 3 maddesi ile bunların değiştirilmesini yasaklayan dördüncü madde, vatandaşlık tanımı ve ana dilde eğitimin ikinci kez masaya yatırıldığı toplantıya Cuma günü devam edilecek.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun Meclis ek binasında gerçekleştirdiği toplantı sona erdi. Toplantı sonrasında açıklama yapan BDP Eş Başkan Yardımcısı Meral Daniş Beştaş, “5 saatlik toplantıda konuşulan tek madde 4. madde oldu. Geçen hafta alınan karar gereğince özellikle ilk dört madde anadilde eğitim ve vatandaşlık konuları, yeni yapılacak anayasada değiştirilemez hükümler 'olsun mu, olmasın mı?' tartışması oldu. Bu maalesef sıkıntılı bir tartışma oldu. Çünkü biz bu kararı alırken şu perspektiften yeni bir anayasa yapıyoruz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu aynı zamanda asli kurucu iktidardır. Değiştirilemez hiçbir maddenin olduğunu düşünmüyoruz. Darbe anayasası olarak 80 Anayasası’nın bize getirdiği değiştirilemez madde yönündeki 4. maddenin kesinlikle kaldırılması gerekiyor. İktidar partisi de bu yönde düşünüyor. Tartışma buradan Kürt sorununa Cumhuriyet tarihine, uluslararası Kürtlerle ilgili yayınlara kaydı. Maalesef çok talihsiz bir tartışma yaşadık. Sebebi de şu biz bu komisyonda gerçekten Kürtlerin dilinin varlığını, Kürtlerin varlığını bu anayasada herkesin benim anayasamdır diyebileceği bir metin ortaya çıkarmaya çalışırken, hala inkarcı ve reddeden bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Bizim yaklaşımımız çok net olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin tabii ki Cumhuriyet olduğu, resmi dilinin Türkçe olduğu, devletin dilinin olamayacağı” ifadelerini kullandı.
CHP ve MHP’nin önermesinde devletin dilinin Türkçe olduğunu belirten Beştaş, “Bizim ve AK Parti’nin önerisinde devletin resmi dili meselesi vardır. Dünyanın hiçbir yerinde de devletin dili diye bir cümle yoktur. Biz ayrıca BDP olarak farklı bir iki önermede bulunuyoruz. Devletin idari yapısının ademi merkezi sistem esasına göre düzenleneceğine... Başkent’in Ankara oluşu, milli marş ve bayrak konularında bir tartışma yok. Bir dördüncü madde, devletin dili, Türkiye halkının kullandığı Türkçe dışında diğer dillerin anayasada korunması konusunda. Anadili kullanma hakkının da ilk dört maddede düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yine temel tartışma konularından biri MHP ve CHP’nin önerdiği Atatürk milliyetçiliğine bağlılık 82 Anayasası’ndan yine öneriliyor. BDP olarak Atatürk milliyetçiliğinin anayasada yer almasını kesinlikle doğru bulmuyoruz” şeklinde konuştu.
BDP Anayasa Komisyon Üyesi Bengi Yıldız da açıklamasında, şunları söyledi:
“21’inci yüzyılda komşularımıza baktığımızda eğitim öğretim hakkı anayasanın en temel hakkı olarak ele alınıyor. Bizde hala Kürtçe ele anılırken ötekileştiriliyor. Hala Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak gören bir yaklaşım sergileniyor. Halbuki biz burada Türkiye’nin bütün halklarına bütün farklılıklarına anayasa yapıyoruz.”
Kaynak: İHA
CHP ve MHP’nin önermesinde devletin dilinin Türkçe olduğunu belirten Beştaş, “Bizim ve AK Parti’nin önerisinde devletin resmi dili meselesi vardır. Dünyanın hiçbir yerinde de devletin dili diye bir cümle yoktur. Biz ayrıca BDP olarak farklı bir iki önermede bulunuyoruz. Devletin idari yapısının ademi merkezi sistem esasına göre düzenleneceğine... Başkent’in Ankara oluşu, milli marş ve bayrak konularında bir tartışma yok. Bir dördüncü madde, devletin dili, Türkiye halkının kullandığı Türkçe dışında diğer dillerin anayasada korunması konusunda. Anadili kullanma hakkının da ilk dört maddede düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yine temel tartışma konularından biri MHP ve CHP’nin önerdiği Atatürk milliyetçiliğine bağlılık 82 Anayasası’ndan yine öneriliyor. BDP olarak Atatürk milliyetçiliğinin anayasada yer almasını kesinlikle doğru bulmuyoruz” şeklinde konuştu.
BDP Anayasa Komisyon Üyesi Bengi Yıldız da açıklamasında, şunları söyledi:
“21’inci yüzyılda komşularımıza baktığımızda eğitim öğretim hakkı anayasanın en temel hakkı olarak ele alınıyor. Bizde hala Kürtçe ele anılırken ötekileştiriliyor. Hala Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak gören bir yaklaşım sergileniyor. Halbuki biz burada Türkiye’nin bütün halklarına bütün farklılıklarına anayasa yapıyoruz.”