Geleneksel "Halk Takvimi"nden Yola Çıktı "İklim Takvimi" Yaptı

Afyonkarahisar - Halk arasında "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" gibi farklı deyişlerle mevsimsel iklim ve doğa şartlarının anlatıldığı "halk takvimi"nden esinlenen öğretim üyesi, "iklim takvimi" oluşturdu.

Mevsimlerle ilgili olarak halk arasında "Mart ayı, dert ayı", "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır", "Sitte-i Sevir, kapıyı çevir", "Hamsin, kah üşü kah ısın" gibi deyişlerle anlatılan "halk takvimi", Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde yapılan "halk takvimi dairesi" çalışmasıyla "iklim takvimi" haline getirildi.

Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Okan Bozyurt, AA muhabirine, "halk takvimi"ni hatırlatmak ve bilimsel olarak kanıtlamak için güncel "halk takvimi dairesi" hazırladığını söyledi.

"Halk takvimi"ni vatandaşların "kasım günleri ve hızır günleri" olmak üzere iki ana döneme ayırdığını, çalışmayı da bu doğrultuda yaptığını bildiren Bozyurt, "Kasım günleri yılın kış dönemini temsil ediyor o yüzden mavi renkle işaretledim. 'Hızır günleri' ise yaz günlerini ifade ettiği için kırmızı renklerle ifade ettim. Tabi bunların arasındaki derece farklarını da renk farklılıklarıyla ortaya koymaya çalıştım. Örneğin şuanda dışarıda bir fırtına varsa o tarihte hangi fırtına olduğunu görebiliyoruz. 'Dairesel Halk Takvimi'nde bir kaç günlük sapmalar da olabiliyor" diye konuştu.

Takvimle, istenilen tarihteki hava muhalefetini tahmin etmenin daha kolay olduğunu ifade eden Bozyurt, şunları söyledi:

"Şimdi örneğin 3 Haziran'da Filiz Koparan Fırtınası, 10 Haziran'da Ülker Doğumu Fırtınası var. Hangi gün hangi hava muhalefeti olacak bu takvimden görebiliriz. Takvimi sadece bir yıl değil, her yıl kullanabiliyorsunuz. Çünkü bu iklim takvimi, normal bir takvim değil. Halkımız boşu boşuna bir gözlem yapmamış. Genelde tarım ve hayvancılığa dayalı toplumlarda bu takvim kullanılmış. Öyle olduğumuz için daha çok kendi gözlemleriyle ortaya koymuş. Ben de bunu bilimsel motiflerle süsledim. 6-7 yıl araştırma yaptım. Afyonkarahisar, İzmir, İstanbul ve Ankara'nın ilçe ve köylerini gezerek yaşlılarla görüştüm. Daha sonra meteorolojiden sıcaklık verilerini aldım. Sıcaklık verilerini grafiğe dökerek halkın söyledikleriyle, sayılı günler ve soğuklar gerçek mi diye karşılaştırma yaptım. İşte yaşlılarımız hep derler ya 'koca karı soğukları, hamsin, zemheri, cemreler' bunların gerçek olup olmadığını matematiksel işleme tuttum ve doğruluğunu kanıtladım. Gerçekten var ve bunlar hiçbir zaman şaşmıyor. Hatta tarihsel olarak da tam çıkıyor. Daha sonra ben bir yılda kaç tane sayılı dönem olduğunu tespit ederek 40 sayılı gün olduğunu gördüm. 360 dereceyi 40'a bölerek bu şekilde böyle bir dilimleme yöntemi yaptım ve çalışmamı tamamladım."

"Halk takvimi"nin binlerce yıllık bir kültürel birikimi olduğunu belirten Bozyurt, çalışmayı unutulmaya yüz tutmuş bir kültüre dikkati çekmek için yaptığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA