Özgürel: Bu proje Öcalan'ı kurtarma projesi değil
Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Üyesi Avni Özgürel, çözüm sürecinde, terör örgüte elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin sorularla karşılaştıklarını belirterek, "Böyle bir şey kesinlikle söz konusu bile değil. Kim aksine ne söylerse söylesin böyle bir şey söz konusu değil. Bunun böyle bir teşebbüs bile Türkiye'de şu anda gerçekleştirilmeye çalışılan hedefin mahiyetini küçültür. Yani bu proje Öcalan'ı kurtarma projesi falan değil" dedi.
Özgürel, Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Gurubu üyeleri Fadime Özkan ve Hasan Karakaya ile bir otelde basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin önemli bir dönemeçte olduğunu savunan Özgürel, ülkenin, herkesin canını yakan, uykularını kaçıran bir süreçten, bir korku tünelinden çıkmak üzere olunduğunu söyledi.
"Bir süreç var. Bu sürece ilişkin olarak bunun önemini zaten sizlere anlatmaya önemlidir demeye gerek yok" ifadelerini kullanan Özgürel, şöyle konuştu:
"Barışın önemsizliği diye bir şey hiç kimse için söz konusu olamaz. Türkiye'de sorunun adı zannedilenin aksine Kürt meselesi, terör meselesi filan diye isimlendirilecek bir şey değil. Türkiye'nin esas meselesi demokratikleşme meselesidir. Demokrasinin içerisinde herkesin sorununa çözümü var. Herkesin her sorunun esas çaresi gerçek manada demokrasinin inşasıdır. Çünkü demokrasi herkese lazım. Bu ülkeyi seven bu vatanı seven bu bayrağı, bu devlete gönül vermiş herkesin temel talebidir demokrasi."
Ülkenin ilk defa sivil bir anayasa hazırlama çabasında olduğunu belirten Özgürel, "Yani sivil, siyaset ve halk hepsi el ele yeni anayasa diyor. İlk defa Türkiye'de tabandan yukarıya doğru inşa edilecek bir anayasa çabası var. Sürecin bu şekilde ilerlemesinin olmazsa olmaz koşulu Türkiye'de hepimizin dediği gibi hepimizin isteği gibi şiddetin terörün son bulmasıydı. Bir taraftan kan akarken öbür taraftan demokrasiyi inşa edeceğiz iddiası inandırıcılığını kaybeder. O yüzden Türkiye de bu süreç önemli. Terörün şiddetin son bulması için yapılan girişimler önemli" diye konuştu.
-"Bir pazarlık söz konusu değil"-
Çözüm sürecinde, terör örgütüyle pazarlık yapılıp yapılmadığına ilişkin soruyla sıkça karşılaştıklarının dile getiren Özgürel, "Birtakım görüşmeler gözümüzün önünde yapılıyor. Peki bunlarda acaba gizli bilmediğimiz sonradan bizi sıkıntıyı sokacak bir şey var mı- Hayır, bilmediğimiz gizli hiçbir madde şu ana kadar gizlenen hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı.
Özgürel, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Hiçbir gizli madde, hiçbir pazarlık söz konusu değil" dediğini, aynı cümleyi dağdaki terör örgütünün şu anda yöneticisi konumundaki kişinin de söylediğini hatırlattı.
Avni Özgürel, şöyle devam etti:
"3-5 ay sonra aksi kanıtlanacak bir şeyi bütün bu insanların Türk toplumunu kandırmak için söylemiş olacağına inanmak akılla izanla ve vicdanla bağdaşmaz. Hepimiz biliyoruz; bunca şehidimiz var, Türkiye'de en fazla şehit veren bölgedeyiz, topraklardayız. O yüzden şehitliğin, gaziliğin ne anlam ifade ettiğini bilen topraklardayız. O yüzden duyarlılıkların hiç şüphesiz ki farkındayız. Yürek yarası zihnimizin bir köşesinde var. Peki unutacak mıyız- Hayır. Biz şehitlerimiz toprağa verirken defnederken kanınız yerde kalmayacak diye defnettik. Onları öyle toprağa verdik. Bu vatan bu millet bölünmüş olsaydı o zaman o kan yerde kalmış olurdu. Çünkü onlar bu vatan bölünmesin diye parçalanmasın diye toprağa verdiler canlarını. Bu ülkenin birliğini, vatanın bütünlüğünü muhafaza eden her büyük proje her yapı esasında bizim şehitlerimize olan borcumuzdur. Eğer Türkiye gerçek bir demokrasi üzerinde inşa edilecekse bu aynı zamanda şehitlerimizin manevi hatırasının üzerinde yükselecek demektir."
-"Bu proje, Öcalan'ı kurtarma projesi değil"-
Ziyaretlerinde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest kalıp kalmayacağının sorulduğunu vurgulayan Özgürel, böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını söyledi.
Özgürel, şunları kaydetti:
"Kim aksine ne söylerse söylesin böyle bir şey söz konusu değil. Bunun böyle bir teşebbüs bile Türkiye'de şu anda gerçekleştirmeye çalıştığı hedefin mahiyetini küçültür. Yani bu proje Öcalan'ı kurtarma projesi falan değil. Elbette dağda eline silah tutuşturulmuş ya da tutuşturulmamış şöyle ya da böyle insanlar var. Bunların bir kısmı barış süreci başladığından beri şu anda evlerine döndüler. Elbette eli kana bulanmış insanlar var. Bunlara ne yapılacak, onlar da şu anda Türkiye sınırını terk etmekle meşguller. Ayın 8'i denildi. Ancak bakmayın o sembolik bir tarih. Belki de o tarihe kadar hepsi Türkiye'yi terk etmiş olacak. Onlara ne yapılır, ne edilir o insanların cezaları nasıl kesilir onlar için bir şey söyleyecek durumda değilim. Önemli bir çoğunluğunun eylemlere katılmamış olanların Türkiye'ye bir şekilde dönmesinin sağlanacağını düşünüyoruz. Bu bizim kişisel görüşlerimiz."
-"Bu bir devlet projesidir"-
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan 63 kişinin hiçbir beklentisi olmadan sorumluluk aldığını dile getiren Özgürel, "Devlet, buraya gelişimizi, gidişimizi, yemeğimizi karşılıyor. Onun dışında bir avantajı söz konusu değil. Bu bir devlet projesidir. Başbakan'ın söylediği de budur. O yüzden içinizden ne geliyorsa insanlara onu söyleyebilirsiniz. Şunu söyleyin, bunu söylemeyin diye hiçbir kayıt koymadı" dedi.
Heyet üyeleri, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Kaynak: AA
Türkiye'nin önemli bir dönemeçte olduğunu savunan Özgürel, ülkenin, herkesin canını yakan, uykularını kaçıran bir süreçten, bir korku tünelinden çıkmak üzere olunduğunu söyledi.
"Bir süreç var. Bu sürece ilişkin olarak bunun önemini zaten sizlere anlatmaya önemlidir demeye gerek yok" ifadelerini kullanan Özgürel, şöyle konuştu:
"Barışın önemsizliği diye bir şey hiç kimse için söz konusu olamaz. Türkiye'de sorunun adı zannedilenin aksine Kürt meselesi, terör meselesi filan diye isimlendirilecek bir şey değil. Türkiye'nin esas meselesi demokratikleşme meselesidir. Demokrasinin içerisinde herkesin sorununa çözümü var. Herkesin her sorunun esas çaresi gerçek manada demokrasinin inşasıdır. Çünkü demokrasi herkese lazım. Bu ülkeyi seven bu vatanı seven bu bayrağı, bu devlete gönül vermiş herkesin temel talebidir demokrasi."
Ülkenin ilk defa sivil bir anayasa hazırlama çabasında olduğunu belirten Özgürel, "Yani sivil, siyaset ve halk hepsi el ele yeni anayasa diyor. İlk defa Türkiye'de tabandan yukarıya doğru inşa edilecek bir anayasa çabası var. Sürecin bu şekilde ilerlemesinin olmazsa olmaz koşulu Türkiye'de hepimizin dediği gibi hepimizin isteği gibi şiddetin terörün son bulmasıydı. Bir taraftan kan akarken öbür taraftan demokrasiyi inşa edeceğiz iddiası inandırıcılığını kaybeder. O yüzden Türkiye de bu süreç önemli. Terörün şiddetin son bulması için yapılan girişimler önemli" diye konuştu.
-"Bir pazarlık söz konusu değil"-
Çözüm sürecinde, terör örgütüyle pazarlık yapılıp yapılmadığına ilişkin soruyla sıkça karşılaştıklarının dile getiren Özgürel, "Birtakım görüşmeler gözümüzün önünde yapılıyor. Peki bunlarda acaba gizli bilmediğimiz sonradan bizi sıkıntıyı sokacak bir şey var mı- Hayır, bilmediğimiz gizli hiçbir madde şu ana kadar gizlenen hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı.
Özgürel, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Hiçbir gizli madde, hiçbir pazarlık söz konusu değil" dediğini, aynı cümleyi dağdaki terör örgütünün şu anda yöneticisi konumundaki kişinin de söylediğini hatırlattı.
Avni Özgürel, şöyle devam etti:
"3-5 ay sonra aksi kanıtlanacak bir şeyi bütün bu insanların Türk toplumunu kandırmak için söylemiş olacağına inanmak akılla izanla ve vicdanla bağdaşmaz. Hepimiz biliyoruz; bunca şehidimiz var, Türkiye'de en fazla şehit veren bölgedeyiz, topraklardayız. O yüzden şehitliğin, gaziliğin ne anlam ifade ettiğini bilen topraklardayız. O yüzden duyarlılıkların hiç şüphesiz ki farkındayız. Yürek yarası zihnimizin bir köşesinde var. Peki unutacak mıyız- Hayır. Biz şehitlerimiz toprağa verirken defnederken kanınız yerde kalmayacak diye defnettik. Onları öyle toprağa verdik. Bu vatan bu millet bölünmüş olsaydı o zaman o kan yerde kalmış olurdu. Çünkü onlar bu vatan bölünmesin diye parçalanmasın diye toprağa verdiler canlarını. Bu ülkenin birliğini, vatanın bütünlüğünü muhafaza eden her büyük proje her yapı esasında bizim şehitlerimize olan borcumuzdur. Eğer Türkiye gerçek bir demokrasi üzerinde inşa edilecekse bu aynı zamanda şehitlerimizin manevi hatırasının üzerinde yükselecek demektir."
-"Bu proje, Öcalan'ı kurtarma projesi değil"-
Ziyaretlerinde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest kalıp kalmayacağının sorulduğunu vurgulayan Özgürel, böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını söyledi.
Özgürel, şunları kaydetti:
"Kim aksine ne söylerse söylesin böyle bir şey söz konusu değil. Bunun böyle bir teşebbüs bile Türkiye'de şu anda gerçekleştirmeye çalıştığı hedefin mahiyetini küçültür. Yani bu proje Öcalan'ı kurtarma projesi falan değil. Elbette dağda eline silah tutuşturulmuş ya da tutuşturulmamış şöyle ya da böyle insanlar var. Bunların bir kısmı barış süreci başladığından beri şu anda evlerine döndüler. Elbette eli kana bulanmış insanlar var. Bunlara ne yapılacak, onlar da şu anda Türkiye sınırını terk etmekle meşguller. Ayın 8'i denildi. Ancak bakmayın o sembolik bir tarih. Belki de o tarihe kadar hepsi Türkiye'yi terk etmiş olacak. Onlara ne yapılır, ne edilir o insanların cezaları nasıl kesilir onlar için bir şey söyleyecek durumda değilim. Önemli bir çoğunluğunun eylemlere katılmamış olanların Türkiye'ye bir şekilde dönmesinin sağlanacağını düşünüyoruz. Bu bizim kişisel görüşlerimiz."
-"Bu bir devlet projesidir"-
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan 63 kişinin hiçbir beklentisi olmadan sorumluluk aldığını dile getiren Özgürel, "Devlet, buraya gelişimizi, gidişimizi, yemeğimizi karşılıyor. Onun dışında bir avantajı söz konusu değil. Bu bir devlet projesidir. Başbakan'ın söylediği de budur. O yüzden içinizden ne geliyorsa insanlara onu söyleyebilirsiniz. Şunu söyleyin, bunu söylemeyin diye hiçbir kayıt koymadı" dedi.
Heyet üyeleri, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.