"Bilecik İli'nin Sucul ve Karasal İklim Çeşitliliği" Konferansı

Bilecik Doğa Korum ve Milli Parklar Müdürlüğü ile Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi işbirliğiyle "Bilecik İli'nin Sucul ve Karasal İklim Çeşitliliği" konulu panel düzenlendi.

Sürekli Eğitim Merkezi'nde düzenlenen panelde, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Naime Arslan ve Prof. Dr. Atila Ocak, konferans verdi.

Prof. Dr. Naime Arslan, Bilecik ilinin sucul iklim çeşitliliği ve burada yaşayan canlıları anlatan sunumunda, Türkiye'nin genel olarak sucul iklim çeşitliliği bakımından zengin olduğunu ve ekosistemde suların havalandırılmasında ve temizlenmesinde çok önemli role sahip canlı türlerinin bulunduğunu ifade etti.

Bilecik'te bulunan akarsularda, sulak alanlarda yaşayan, larva, endemik salyangoz, solucan, helikopter böceği ve çeşitli canlıların ekosisteme çok büyük katkıları olduğunu ve bu canlıların doğal ortamları insan eliyle tahrip edildiğinde, yine insanlığın tehlike altına gireceğini bildiren Prof. Dr. Arslan, "Besin zincirinin en üst tabakasında balıklar ve daha sonra insanlar yer alır. Eğer bu canlılar olmazsa bizler de olmayız. Yani aslında onlar bize değil, biz onlara muhtacız. Bu canlılar olmazsa, balıklar olmaz ve biz balık yiyemeyiz. Balıklar olmazsa sular havalandırılmaz ve temiz su kalmaz" diye konuştu.

Bilecik arazisinde çok az rastlanan "Kör Fare" canlısının görüldüğü yerde yetkililere bildirilmesini rica eden Prof. Dr. Arslan, yabancı bilim adamlarının bu fare türünü toplayarak kendi ülkelerine götürdüğünü ve kanser tedavisinde kullandıklarını belirtti.

-"Eskişehir'e yakın bir oran"-

Bilecik'te bulunan endemik bitki türlerini ve yabani çiçeklerini ele alan Prof. Dr. Atila Ocak, Bilecik'te bin 500 civarında bitki türü olduğunu ve iklim çeşitliliğinin fazla olmasından dolayı bitki örtüsünün de çok geniş bir yelpazeye sahip olduğunu aktardı.

Bilecik ili ve ilçelerinde 200 ile 1400 metre arasında çeşitli yükseltilerin, yaylaların, steplerin zenginliğinin bitki örtüsü ve florasına katkısı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ocak, şöyle konuştu:

"Bilecik, her ne kadar yüzölçümü olarak küçük bir il olsa da tür çeşitliliği açısından Eskişehir'e yakın bir orana sahip. Yarıya yakını orman olan Bilecik, Türkiye ortalamasının neredeyse 2 katına yakın bir orman envanterine sahip bir şehir. Dolayısıyla Bilecik'in, biyolojik çeşitlilik konusunda Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu görmekteyiz. Bu doğal güzellikleri korumalı ve gelecek nesillere tanıtmalıyız. Aksi takdirde, bu doğal güzelliğe yabancı ülkelerin bilim adamları gelip sahip çıkacak ve sadece bize ait olan türlerimizi toplayıp kendi ülkelerine kaçıracaklar."

Akdeniz ikliminin karakteristik bitki örtüsü olan kızılçam ormanlarından, Karadeniz'e ait bitki örtüsüne kadar değişik iklim havzasına sahip Bilecik'te, ters lale, gelincik, kardelen, menekşe, geven otu, gibi binin üzerinde yabani çiçek türlerinin bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ocak, orman yetkililerinin erozyona karşı öncü bitkileri yerleştirmeden, her yeri ağaçlandırmaya çalıştıklarını ancak orada yaşayan bitki örtüsünü ve endemik türlerin yok olmasına sebep olduğunu ifade etti.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu da Türkiye'de 12 bin bitki çeşidi olduğunu ve bu sayının 3 binden fazlası endemik türler olduğunu hatırlatarak, Türkiye'deki herkesi, bio-kaçakçılıkla ilgili yapılan çalışmalara katkı sağlamaya ve duyarlı olmaya çağırdı.

Konuşmaların ardından, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Naime Arslan ve Prof. Dr. Atila Ocak'a üzerinde Şeyh Edebali Üniversitesi'nin arması bulunan tabak hediye edildi.

Programa, Vali Yardımcıları Ekrem Ballı ve Süleyman Deniz, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ertan Yıldız, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2. Bölge Müdürü Yahya Güngör, öğretim üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Muhabir: Mesut Tankulu

Yayıncı: Hüseyin Doğru
Kaynak: AA