Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Paker'in Açıklaması
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Bu aşamada geçmişe değil, geleceğe ve bugünkü sürecin gerekliliğine bakmak gerekiyor" dedi.
Grup Başkanı Paker ile Üyeler Ayhan Ogan, Zübeyde Teker, Mahmut Arslan, Abdurrahman Kurt ve Mehmet Uçum, Bitlis Kültür Merkezi'nde halk toplantısı düzenledi.
Moderatörlüğünü Zübeyde Teker'in yaptığı toplantıda, vatandaşlar süreçle ilgili merak ettikleri soruları ve çözüm önerilerini, grup üyelerine sordu.
Toplantıda konuşan Paker, geçmişte bölgede büyük acı ve sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Konuşmacıların birçoğunun olanlardan dolayı sürece şüpheyle baktığını dile getiren Paker, şöyle konuştu:
"Bunu kınamıyorum. İnsanlar yaşadıklarını unutamaz. Bu nedenle bu kadar geçmişe rağmen, kafasında 'barış süreci olacak mı-' diye şüphe olanlar olabilir. Sizi siyasi gerçekliliğe davet ediyorum. Bu aşamada geçmişe değil, geleceğe ve bugünkü sürecin gerekliliğine bakmak gerekiyor. Bugünkü süreci kim nasıl etkiliyor veya niçin etkiliyor. Buna bakmak gerekiyor. Süreç hakkında daha iyi fikir elde ederiz ve böylece sürece katkımız olur. Geçmişte Türkiye Cumhuriyeti'nde asker ve bürokrasi siyasete yön veriyordu ancak son zamanlarda Türkiye'de siyasi partiler veya seçilmişler karar vermeye başladı.
Devlet değişmeye başladı.
Bunu değiştiren de bu süreç ve Türkiye'de yaşayan insanlardır. Dolayısıyla bundan sonrasına bakmak lazım."
-"Bölgede barış isteği yüksek"
Grup üyesi Mahmut Arslan ise bölgedeki sekizinci ilde olduklarını, 6 ile daha gideceklerini bildirdi.
Genel olarak bölgenin barış isteğini "çok yüksek" gördüklerini anlatan Arslan, Türkiye genelinde nüfusun yüzde 81'inin barış istediğini ifade etti.
Arslan, şunları söyledi:
"Ne Sayın Başbakan, ne AK Parti ne de Türkiye adına burada bulunuyoruz. Biz aslında barış elçisiyiz. Kendimizi böyle tanımlıyoruz. Türkiye'nin bu zorlu sürecinde, çatışmasızlık sürecinin barışla sonuçlanması konusunda yapılan teklifi kabul ettik ve bu yola girdik. Bundan sonraki süreçle ilgili beklenti ve öneriler farklı olabilir ancak ortak hedefimiz barış. Bize 'ne kadar maaş alıyorsunuz' gibi sorular soruluyor. Kimse bize bunu öneremez. Bu sürece, ülkemizi ve insanımızı sevdiğimiz için girdik. Bu heyetteki herkesin görevi, işi, sorumlulukları var. Bu işi insanımıza olan saygımızdan yapıyoruz."
-"Barışın galibi halktır"-
Bölgede birçok gözlem yaptıklarını, birçok konuyla ilgili çalıştıklarını ifade eden Grup Üyesi Ayhan Ogan da bölge insanının elini tutup, gözüne baktıklarında, sorunun ne kadar daha derin ve yakıcı olduğunu çok daha iyi anladıklarını ifade etti.
Ogan, şöyle konuştu:
"Ama bunun sorumlusu biz değiliz. Türkiye'de yaşayan 76 milyon insan değil. Kürtler, Türkler, Sünniler, Aleviler değil. Vesayetçi, halkıyla çatışan, halkını düşman ve potansiyel bir tehdit olarak gören bir siyasi paradigmanın kurbanlarıyız. Bu devlet anlayışını kabullenmedik ve direndik. Ankara'dan tayin edilen bu projeye halk uymadı. Eğer bugün barışın bir galibi varsa işte bu halktır. Bir zafer varsa bu halkın zaferidir."
Devletin yeniden yapılandığını ve yapılanacağını söyleyen Ogan, bunun yapılabilmesi için, öncelikle içerdeki çatışmanın bitmesi ve güvenlikli bir ortam oluşması gerektiğine dikkati çekti.
Grup Üyesi Abdurrahman Kurt ise "Kürtler özgürleşecek. Gerçekçi olmak sloganik olmaktan daha iyidir. Geleceğe hazırlanmaya bakmalıyız. Ekonomik, psikolojik ve sosyal harabeler var. Bunlar sloganlarla onarılmaz" değerlendirmesini yaptı.
Muhabir: Berin Arslan Çetin-Şener Toktaş
Yayıncı: İbrahim Uyar
Kaynak: AA
Moderatörlüğünü Zübeyde Teker'in yaptığı toplantıda, vatandaşlar süreçle ilgili merak ettikleri soruları ve çözüm önerilerini, grup üyelerine sordu.
Toplantıda konuşan Paker, geçmişte bölgede büyük acı ve sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Konuşmacıların birçoğunun olanlardan dolayı sürece şüpheyle baktığını dile getiren Paker, şöyle konuştu:
"Bunu kınamıyorum. İnsanlar yaşadıklarını unutamaz. Bu nedenle bu kadar geçmişe rağmen, kafasında 'barış süreci olacak mı-' diye şüphe olanlar olabilir. Sizi siyasi gerçekliliğe davet ediyorum. Bu aşamada geçmişe değil, geleceğe ve bugünkü sürecin gerekliliğine bakmak gerekiyor. Bugünkü süreci kim nasıl etkiliyor veya niçin etkiliyor. Buna bakmak gerekiyor. Süreç hakkında daha iyi fikir elde ederiz ve böylece sürece katkımız olur. Geçmişte Türkiye Cumhuriyeti'nde asker ve bürokrasi siyasete yön veriyordu ancak son zamanlarda Türkiye'de siyasi partiler veya seçilmişler karar vermeye başladı.
Devlet değişmeye başladı.
Bunu değiştiren de bu süreç ve Türkiye'de yaşayan insanlardır. Dolayısıyla bundan sonrasına bakmak lazım."
-"Bölgede barış isteği yüksek"
Grup üyesi Mahmut Arslan ise bölgedeki sekizinci ilde olduklarını, 6 ile daha gideceklerini bildirdi.
Genel olarak bölgenin barış isteğini "çok yüksek" gördüklerini anlatan Arslan, Türkiye genelinde nüfusun yüzde 81'inin barış istediğini ifade etti.
Arslan, şunları söyledi:
"Ne Sayın Başbakan, ne AK Parti ne de Türkiye adına burada bulunuyoruz. Biz aslında barış elçisiyiz. Kendimizi böyle tanımlıyoruz. Türkiye'nin bu zorlu sürecinde, çatışmasızlık sürecinin barışla sonuçlanması konusunda yapılan teklifi kabul ettik ve bu yola girdik. Bundan sonraki süreçle ilgili beklenti ve öneriler farklı olabilir ancak ortak hedefimiz barış. Bize 'ne kadar maaş alıyorsunuz' gibi sorular soruluyor. Kimse bize bunu öneremez. Bu sürece, ülkemizi ve insanımızı sevdiğimiz için girdik. Bu heyetteki herkesin görevi, işi, sorumlulukları var. Bu işi insanımıza olan saygımızdan yapıyoruz."
-"Barışın galibi halktır"-
Bölgede birçok gözlem yaptıklarını, birçok konuyla ilgili çalıştıklarını ifade eden Grup Üyesi Ayhan Ogan da bölge insanının elini tutup, gözüne baktıklarında, sorunun ne kadar daha derin ve yakıcı olduğunu çok daha iyi anladıklarını ifade etti.
Ogan, şöyle konuştu:
"Ama bunun sorumlusu biz değiliz. Türkiye'de yaşayan 76 milyon insan değil. Kürtler, Türkler, Sünniler, Aleviler değil. Vesayetçi, halkıyla çatışan, halkını düşman ve potansiyel bir tehdit olarak gören bir siyasi paradigmanın kurbanlarıyız. Bu devlet anlayışını kabullenmedik ve direndik. Ankara'dan tayin edilen bu projeye halk uymadı. Eğer bugün barışın bir galibi varsa işte bu halktır. Bir zafer varsa bu halkın zaferidir."
Devletin yeniden yapılandığını ve yapılanacağını söyleyen Ogan, bunun yapılabilmesi için, öncelikle içerdeki çatışmanın bitmesi ve güvenlikli bir ortam oluşması gerektiğine dikkati çekti.
Grup Üyesi Abdurrahman Kurt ise "Kürtler özgürleşecek. Gerçekçi olmak sloganik olmaktan daha iyidir. Geleceğe hazırlanmaya bakmalıyız. Ekonomik, psikolojik ve sosyal harabeler var. Bunlar sloganlarla onarılmaz" değerlendirmesini yaptı.
Muhabir: Berin Arslan Çetin-Şener Toktaş
Yayıncı: İbrahim Uyar