Kaliteli et nasıl anlaşılır?
Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ümit Gürbüz’e göre, kaliteli ve sağlıklı etin başlıca kriterleri rengi, yumuşaklığı, su salma oranı ve tadı.
Et kalitesindeki ilk etkenin sağlıklı besi olduğunu vurgulayan Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, kesim yapılacak hayvanların veteriner hekim kontrolünde yetiştirilmiş olması gerektiğini söyledi. Gürbüz, hayvanın türü, cinsi ve yaşının yanı sıra, özellikle kesim öncesi ve sonrası koşulların da etin kalitesinde önemli rol oynadığını belirtti.
HER KOYU RENK ET KALİTESİZ ANLAMINA GELMEZ
Hayvanların yetiştirilirken de, kesimi ve paketlenmesi yapılırken de hijyen koşullarının önemli olduğunu belirten Gürbüz, halk arasında kırmızı etin renginin koyulaştıkça tazeliğini yitirmiş olduğu yönünde bir inanç bulunduğunu, fakat bu inancın doğru olmadığını söyledi.
Etin kırmızılık oranının hayvanın türüne, cinsine, yaşına, yetiştiği bölge ve beslenme şekline göre değişiklik gösterebileceğini ifade eden Gürbüz, “İnek eti soluk kırmızı, yağları ise limon sarısıdır. Boğa eti koyu kırmızı renkli, yağları beyazımsıdır. Dana eti soluk kırmızı, öküz eti ise kırmızımtırak, yağları beyaz-sarıdır. Koyun eti açık kırmızıdan kiremit kırmızısına kadar değişen tonlarda kırmızıdır. Ayrıca, aynı ırk hayvanlarda bile, etin alındığı bölgeye göre renginde farklılık görülmektedir. Tüketicilerin renkle ilgili dikkat etmesi gereken husus, satın aldıkları etlerin birbirinden farklı tonlarda da olsa, açıktan koyuya değişen kırmızı renkte olmasıdır. Tüketiciler, kırmızı renkte olmayan, üzerinde bölge bölge koyu renk halkalar bulunan etlere karşı temkinli davransınlar, bu etleri tüketmemeye özen göstersinler” dedi.
YÜZEYİ KURUMAMIŞ OLMALI
Sağlıklı ve taze etin diri fakat yumuşak olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ümit Gürbüz, sağlıklı ve kaliteli etle ilgili tespitlerini şöyle tamamladı: “Taze ve kaliteli bir et diri görünür, yüzeyi kurumamış olmalıdır. Buna karşılık aşırı ıslaklık ve yapışkan doku da etin sağlıksız olduğunun göstergesidir. Et seçimi yaparken bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, piştikten sonra, kolay çiğnenebilmesi, etin parçalara bölünme kolaylığı ve çiğneme sonrası ağızda kalan miktarı etin kalitesinin göstergesidir.”
İLAÇ KOKUSU ALIRSARSANIZ ETİ YEMEYİN
Etin tadının ve kokusunun da önemli faktörler arasında yer aldığını belirten Gürbüz, “Etin rengi, dokusu, görünümü gibi faktörler kaliteli et kriterlerine uygunluk gösterse de, tüketiciler satın aldıkları eti pişirdiklerinde, tencerenin kapağını açar açmaz, ağırlaşmış, ilaç kokusu ya da dezenfektan kokusu gibi farklı bir koku hissediyorlarsa bu eti asla tüketmesinler” tavsiyesinde bulundu.
ETİ DIŞARIDA BEKLETMEYİN
Özellikle yaz aylarında yapılacak en büyük yanlışın eti dışarıda bekletmek olduğunu ve dışarıda bekleyen etin bakteri yuvası haline geleceğine vurgu yapan Gürbüz, “Alışveriş yaparken et ve et ürünlerini en son alınmalı, dışarıda bekletilmemelidir. Eve gelir gelmez de günlük kullanım miktarına göre parçalara ayırıp derin dondurucuda saklamak önemlidir. Donmuş etler çözdürüldükten sonra tekrar dondurulmamalıdır” şeklinde konuştu.
HER KOYU RENK ET KALİTESİZ ANLAMINA GELMEZ
Hayvanların yetiştirilirken de, kesimi ve paketlenmesi yapılırken de hijyen koşullarının önemli olduğunu belirten Gürbüz, halk arasında kırmızı etin renginin koyulaştıkça tazeliğini yitirmiş olduğu yönünde bir inanç bulunduğunu, fakat bu inancın doğru olmadığını söyledi.
Etin kırmızılık oranının hayvanın türüne, cinsine, yaşına, yetiştiği bölge ve beslenme şekline göre değişiklik gösterebileceğini ifade eden Gürbüz, “İnek eti soluk kırmızı, yağları ise limon sarısıdır. Boğa eti koyu kırmızı renkli, yağları beyazımsıdır. Dana eti soluk kırmızı, öküz eti ise kırmızımtırak, yağları beyaz-sarıdır. Koyun eti açık kırmızıdan kiremit kırmızısına kadar değişen tonlarda kırmızıdır. Ayrıca, aynı ırk hayvanlarda bile, etin alındığı bölgeye göre renginde farklılık görülmektedir. Tüketicilerin renkle ilgili dikkat etmesi gereken husus, satın aldıkları etlerin birbirinden farklı tonlarda da olsa, açıktan koyuya değişen kırmızı renkte olmasıdır. Tüketiciler, kırmızı renkte olmayan, üzerinde bölge bölge koyu renk halkalar bulunan etlere karşı temkinli davransınlar, bu etleri tüketmemeye özen göstersinler” dedi.
YÜZEYİ KURUMAMIŞ OLMALI
Sağlıklı ve taze etin diri fakat yumuşak olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ümit Gürbüz, sağlıklı ve kaliteli etle ilgili tespitlerini şöyle tamamladı: “Taze ve kaliteli bir et diri görünür, yüzeyi kurumamış olmalıdır. Buna karşılık aşırı ıslaklık ve yapışkan doku da etin sağlıksız olduğunun göstergesidir. Et seçimi yaparken bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, piştikten sonra, kolay çiğnenebilmesi, etin parçalara bölünme kolaylığı ve çiğneme sonrası ağızda kalan miktarı etin kalitesinin göstergesidir.”
İLAÇ KOKUSU ALIRSARSANIZ ETİ YEMEYİN
Etin tadının ve kokusunun da önemli faktörler arasında yer aldığını belirten Gürbüz, “Etin rengi, dokusu, görünümü gibi faktörler kaliteli et kriterlerine uygunluk gösterse de, tüketiciler satın aldıkları eti pişirdiklerinde, tencerenin kapağını açar açmaz, ağırlaşmış, ilaç kokusu ya da dezenfektan kokusu gibi farklı bir koku hissediyorlarsa bu eti asla tüketmesinler” tavsiyesinde bulundu.
ETİ DIŞARIDA BEKLETMEYİN
Özellikle yaz aylarında yapılacak en büyük yanlışın eti dışarıda bekletmek olduğunu ve dışarıda bekleyen etin bakteri yuvası haline geleceğine vurgu yapan Gürbüz, “Alışveriş yaparken et ve et ürünlerini en son alınmalı, dışarıda bekletilmemelidir. Eve gelir gelmez de günlük kullanım miktarına göre parçalara ayırıp derin dondurucuda saklamak önemlidir. Donmuş etler çözdürüldükten sonra tekrar dondurulmamalıdır” şeklinde konuştu.