Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Özgürel Açıklaması
Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel, "İnsanların doğal olarak sahip olması gereken hakların teslimiyle Türkiye'nin parçalanacağına, bölüneceğine dair bütün kulağa üflenen korku hikayelerinden sıyrılmak gerekiyor" dedi.
Avni Özgürel, grup üyeleri Baskın Oran, Fadime Özkan, Fehmi Koru, Fuat Keyman ve Hasan Karakaya ile birlikte Celal Bayar Üniversitesi Rektörlük binasında, öğrencilerle bir araya geldi.
Avni Özgürel, toplantıdaki konuşmasında, ne zaman demokratikleşme hamlesi yapsa engellenmeye çalışıldığını ifade ettiği Türkiye'nin, önemli bir dönemden geçtiğini belirtti.
Demokratik reformların önündeki en önemli engelin, silahlı çatışma ve şiddet ortamı olduğunu öne süren Özgürel, "Türkiye'nin gücüne ve büyüklüğüne hepimizin inanması ve güvenmesi lazım. İnsanların doğal olarak sahip olması gereken hakların teslimiyle Türkiye'nin parçalanacağına, bölüneceğine dair bütün kulağa üflenen korku hikayelerinden sıyrılmak gerekiyor" dedi.
-"Duran Kalkan'ın elinde kalem olması, kazanç değil mi-"-
Hasan Karakaya da heyette görev almalarından itibaren medyanın "akil insanları itibarsızlaştırmak" için elinden geleni yaptığına değinerek, temaslarında, sürece olan desteği ve bölge halkının düşüncelerini öğrenmeye çalıştıklarını söyledi.
"Devlet ile PKK arasında kalan" Kürt halkının, çözüm sürecini en çok destekleyen kesim olduğuna dikkati çeken Karakaya, şunları söyledi:
"Cizre'de 23 Nisan'da dükkanlar kepenk kapatıyordu, bu yıl hem dükkanlar açıktı hem de Türk bayrakları asılıydı. Siirt'te insanlar sokağa çıkamıyordu, şimdi gece yarısını geçse dahi dışarıda sohbet ediyorlar. Bugün Öcalan, bağımsız Kürdistan projesinden vazgeçtiğini, Misak-ı Milli sınırlarına dönen büyük Türkiye'yi desteklediğini söylüyorsa bu Türkiye'nin kazancıdır. Terör örgütü yöneticisi Duran Kalkan'ın elinde silah değil, kalem olması kazanç değil mi-"
Karakaya, çözüm sürecinden umutlu olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar birbirimizle savaşmak için harcadığımız enerjiyi, birlikte hareket edip kalkınma için kullanırsak, sadece IMF'ye değil, Dünya Bankasına da kredi verir hale geliriz" diye konuştu.
-"Kazan-kazan mantığı devrede"-
Fuat Keyman da yeni anayasadan Türklük ve Türk milleti kavramının yok olacağına dair endişeler bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye Devleti'ne, milletine bir şey olmuyor. Bir kimlik yukarı çıkarken bir kimlik aşağıya inmiyor. Yeni anayasa sürecinde taslak metni ortaya çıktığında, yeni anayasanın girişinde de insan haklarına saygılı, farklılıklara güvenle bakan, tanıyan bir Türk milleti kavramı olacak. Türklük, Türk milleti kavramı yok olmuyor, bir eşit vatandaşlık oluyor. Biz bu ülkenin eşit vatandaşları olacağız."
PKK'nın geri çekilmesi karşılığında bazı tavizler verildiği endişelerinin yersiz olduğunu dile getiren Keyman, "Devlet veya siyasetçiler bedel ödemez. Bu süreçte, kazan-kazan mantığı devrede" ifadesini kullandı.
-"Belki de Özal'ın hayatını erken kaybetmesine yol açan, çözümdü"-
Fehmi Koru da terörü bitirmek için en keskin şekilde silahlı mücadele yürütüldüğünde, örgütün her kaybettiği militan yerine 2-3 militan bulacağının ortaya çıkmasıyla farklı çözüm yolu aranmaya başlandığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Belki de Turgut Özal'ın hayatını erken kaybetmesine yol açan, çözümdü. 1999'da Öcalan Türkiye'ye teslim edildiğinde sadece idam edilmemesi değil, onun aracılığıyla terörün bitmesi planlanıyordu. O görüşmelerde sonuç almak mümkün olabilirdi ama o görüşmeleri yürütenler, çözüm değil, siyasetin alanını daraltmayı hedeflediği için istenen sonuca ulaşılamadı."
Baskın Oran da PKK'nın sadece eşitlik sözü alarak çekildiğini belirterek, "Silahları susturmak işin birinci evresi. İkinci evre, böyle bir evreye gerek kalmasın diye yapılacak demokratik reformlardır. Umarız hükümet, birinci evredeki gibi ikinci evre için de nettir" diye konuştu.
Fadime Özkan da çözüm sürecinin başlamasının aniden ortaya çıkmadığına değinerek, "Barış, bir süreçtir. Kürt meselesi, buharlaşmaya yaklaşmıştır. Örgüt de liderini dinliyor, sınır dışına çıkıyor. Umarım silah bıraktığı zaman da liderlerini dinlerler, parçalanıp, başka devletlerin desteğiyle devam etmezler" diye konuştu.
Bu arada, rektörlük binasının bulunduğu yerleşke dışında CBÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Genç ve Kulüpler Birliği Başkanı Necip Tolga Özbay'ın da aralarında bulunduğu bir grup öğrenci, heyetle görüşecek öğrenciler arasında yer almalarını engellediklerini iddia ettikleri üniversite yönetimini protesto etti.
Muhabir: Emre Umurbilir
Yayıncı: Serdar Yılmaz
Kaynak: AA
Avni Özgürel, toplantıdaki konuşmasında, ne zaman demokratikleşme hamlesi yapsa engellenmeye çalışıldığını ifade ettiği Türkiye'nin, önemli bir dönemden geçtiğini belirtti.
Demokratik reformların önündeki en önemli engelin, silahlı çatışma ve şiddet ortamı olduğunu öne süren Özgürel, "Türkiye'nin gücüne ve büyüklüğüne hepimizin inanması ve güvenmesi lazım. İnsanların doğal olarak sahip olması gereken hakların teslimiyle Türkiye'nin parçalanacağına, bölüneceğine dair bütün kulağa üflenen korku hikayelerinden sıyrılmak gerekiyor" dedi.
-"Duran Kalkan'ın elinde kalem olması, kazanç değil mi-"-
Hasan Karakaya da heyette görev almalarından itibaren medyanın "akil insanları itibarsızlaştırmak" için elinden geleni yaptığına değinerek, temaslarında, sürece olan desteği ve bölge halkının düşüncelerini öğrenmeye çalıştıklarını söyledi.
"Devlet ile PKK arasında kalan" Kürt halkının, çözüm sürecini en çok destekleyen kesim olduğuna dikkati çeken Karakaya, şunları söyledi:
"Cizre'de 23 Nisan'da dükkanlar kepenk kapatıyordu, bu yıl hem dükkanlar açıktı hem de Türk bayrakları asılıydı. Siirt'te insanlar sokağa çıkamıyordu, şimdi gece yarısını geçse dahi dışarıda sohbet ediyorlar. Bugün Öcalan, bağımsız Kürdistan projesinden vazgeçtiğini, Misak-ı Milli sınırlarına dönen büyük Türkiye'yi desteklediğini söylüyorsa bu Türkiye'nin kazancıdır. Terör örgütü yöneticisi Duran Kalkan'ın elinde silah değil, kalem olması kazanç değil mi-"
Karakaya, çözüm sürecinden umutlu olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar birbirimizle savaşmak için harcadığımız enerjiyi, birlikte hareket edip kalkınma için kullanırsak, sadece IMF'ye değil, Dünya Bankasına da kredi verir hale geliriz" diye konuştu.
-"Kazan-kazan mantığı devrede"-
Fuat Keyman da yeni anayasadan Türklük ve Türk milleti kavramının yok olacağına dair endişeler bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye Devleti'ne, milletine bir şey olmuyor. Bir kimlik yukarı çıkarken bir kimlik aşağıya inmiyor. Yeni anayasa sürecinde taslak metni ortaya çıktığında, yeni anayasanın girişinde de insan haklarına saygılı, farklılıklara güvenle bakan, tanıyan bir Türk milleti kavramı olacak. Türklük, Türk milleti kavramı yok olmuyor, bir eşit vatandaşlık oluyor. Biz bu ülkenin eşit vatandaşları olacağız."
PKK'nın geri çekilmesi karşılığında bazı tavizler verildiği endişelerinin yersiz olduğunu dile getiren Keyman, "Devlet veya siyasetçiler bedel ödemez. Bu süreçte, kazan-kazan mantığı devrede" ifadesini kullandı.
-"Belki de Özal'ın hayatını erken kaybetmesine yol açan, çözümdü"-
Fehmi Koru da terörü bitirmek için en keskin şekilde silahlı mücadele yürütüldüğünde, örgütün her kaybettiği militan yerine 2-3 militan bulacağının ortaya çıkmasıyla farklı çözüm yolu aranmaya başlandığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Belki de Turgut Özal'ın hayatını erken kaybetmesine yol açan, çözümdü. 1999'da Öcalan Türkiye'ye teslim edildiğinde sadece idam edilmemesi değil, onun aracılığıyla terörün bitmesi planlanıyordu. O görüşmelerde sonuç almak mümkün olabilirdi ama o görüşmeleri yürütenler, çözüm değil, siyasetin alanını daraltmayı hedeflediği için istenen sonuca ulaşılamadı."
Baskın Oran da PKK'nın sadece eşitlik sözü alarak çekildiğini belirterek, "Silahları susturmak işin birinci evresi. İkinci evre, böyle bir evreye gerek kalmasın diye yapılacak demokratik reformlardır. Umarız hükümet, birinci evredeki gibi ikinci evre için de nettir" diye konuştu.
Fadime Özkan da çözüm sürecinin başlamasının aniden ortaya çıkmadığına değinerek, "Barış, bir süreçtir. Kürt meselesi, buharlaşmaya yaklaşmıştır. Örgüt de liderini dinliyor, sınır dışına çıkıyor. Umarım silah bıraktığı zaman da liderlerini dinlerler, parçalanıp, başka devletlerin desteğiyle devam etmezler" diye konuştu.
Bu arada, rektörlük binasının bulunduğu yerleşke dışında CBÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Genç ve Kulüpler Birliği Başkanı Necip Tolga Özbay'ın da aralarında bulunduğu bir grup öğrenci, heyetle görüşecek öğrenciler arasında yer almalarını engellediklerini iddia ettikleri üniversite yönetimini protesto etti.
Muhabir: Emre Umurbilir
Yayıncı: Serdar Yılmaz