Milletvekili Tayyar, Siyaset Akademisi'nde Konuştu

AK Parti Siyaset Akademisi 15. Dönem Yerel Yönetimler Konferansı'nda konuşan AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, milletvekili maaşı için, “Ben hayatımda bu kadar lanetli ve herkesin gözünün üstünde olduğu bir maaş görmedim” dedi.

Milletvekili Tayyar, Siyaset Akademisi'nde Konuştu
AK Parti Gaziantep İl Merkezi binasında yapılan AK Parti Siyaset Akademisi 15. Dönem Yerel Yönetimler Konferansı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı.

Konferansa; AK Parti Gaziantep milletvekilleri Derya Bakbak ve Şamil Tayyar, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Oğuzeli Belediye Başkanı Bekir Öztekin, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, AK Parti Araştırma ve Geliştirme Başkanı Erdem Güzelbey, AK Parti İl Başkanvekili Hakan Aslansoy, AK Parti Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Türkiye’de siyaset kavramına farklı anlamlar yüklendiğine dikkat çeken Milletvekili Şamil Tayyar, şöyle konuştu:
"Siyaset kavramının Türkiye’deki karşılığı her ne kadar çok farklı anlamda olsa bile daha çok yalan, düzenbaz, sahtekarlık, hırsızlık gibi bir takım olumsuz ve negatif kavramlarla özdeş hale getirilmiştir. Tabi bu aslında sadece siyasetçilerin izledikleri olumsuz tavırlardan kaynaklanmıyor. Vesayetçi anlayışın, siyaset kurumunu yıpratmak için siyasetçilerden kaynaklanan her hatayı, bir aleyhte kampanyanın parçası olarak kullanmasından kaynaklanıyor."
Milletvekilleri özlük hakları ve maaşları ile ilgili bir düzenleme yapıldığında, Türkiye’de kıyametin koptuğunu söyleyen Tayyar, "Hatta herkesin gözü milletvekillerinin maaşındadır. Ben milletvekili olmadan önce iyi para kazanıyordum. Siyasete girdim; biraz fakirleştim, gelirim azaldı. Ama çoğu kişi, beni o maaşa bakarak biraz daha zengin oldu zannetti. Ben hayatımda bu kadar lanetli ve herkesin gözünün üstünde olduğu bir maaş görmedim. Bu nedenle maaşın hiç bereketini bulamıyorum. Çünkü bu ülkede 70 milyon insan milletvekilinin ne kadar maaş aldığını bilir. Milletvekilinin çaya, yemeğe ne kadar verdiğini, meclisteki tüm imkanları bilir ve bunları konuşur. Ama hiç kimse Merkez Bankası Başkanı'nın ayda 25 bin lira emekli maaşı aldığını bilmez ve bunu konuşmaz. Mesela Türkiye’de hiç kimse, o özel kurullardaki başkanların, yardımcılarının ve yönetim üyelerinin ne kadar maaş aldığını, ödeneklerden ne kadar yararlandığını, lojman fiyatlarının ödenip ödenmediğini tartışma konusu yapmazlar. Ya da bir generalin ne kadar maaş aldığını, hangi sosyal imkanlardan yararlandığını bilmezler. Mesela bir çorba fiyatının mecliste kaç kuruş olduğunu biliriz ama bir askeri garnizonda bir çorbanın kaç kuruşa satıldığını ya da subay eşlerinin kaç kuruşa kuaföre gittiklerini çok fazla konuşmayız" dedi.

"Şimdi aslında bu tümden siyaset kurumunu yıpratmaya yönelik hep bir kampanya olarak görüldü" diyen Tayyar, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar baktığımızda milletvekilleri ile ilgili her olumsuzluğun bir tartışma konusu yapıldığını görürüz. Mesela bir milletvekili trafikte olumsuzluk yaşar, bu çok ciddi bir haber konusu, kampanya konusu olur. Halbuki benzeri bir saygısızlığı veya yanlışı çok rahatlıkla bir üniversite hocası, bir bürokrat ya da bir başkası yapar. Ama bunlar çok konuşulmaz. Bunun için eğer Türkiye’de bir yanlış varsa o yanlışı, sahibi, kaynağı kim olursa olsun hiç fark etmez, ne olursa olsun biz bunu eğer tartışma konusu yapabilirsek, hiçbir problem yok. Ama bunu sadece siyasetçiye özgün bir yanlış gibi ortaya koyuyorsak, burada bir arıza var demektir. Ama şükürler olsun ki son dönemlerde siyaset kurumunun giderek artan bir itibarının olduğunu görüyoruz. Geçmiş dönemlerde kamuoyu yoklamalarında siyaset kurumuna güven yüzde 50’nin altında çıkardı. ‘En fazla hangi kuruma güveniyorsunuz’ diye sorulduğunda asker, ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri, birinci sıradaydı. Son dönemlerde yapılan anketlerde artık Türk Silahlı Kuvvetleri, en çok güvenilen kurum olmaktan çıkmıştır. Aslında bu Türk demokrasisinin gelişmesi bakımından önemlidir. Çünkü siz siyasetçiyi sürekli olumsuz kavramlarla tanıtır, diğer kurumları birer fazilet abidesi olarak gösterirseniz ortaya çıkan tablonun böyle olması da son derece doğaldır."
Bir gazeteci olarak uzun süre parlamento ve Başbakanlık muhabiri olarak görev yaptığını anımsatan Tayyar, "Bugün mecliste ortalama her gün yüz muhabir görev yapar. Bütün siyasetçilerin bütün adımlarını didik didik eder, inceler ve araştırırlar. O yüz muhabiri iddia ederek söylüyorum Genelkurmay karargahına sokun bakalım o generaller, o subaylar ne hale gelirler, bunun sonucunu toplumca hep beraber görelim. Ya da herhangi bir kuruma o yüz muhabiri sokun, bakalım o kurumdan neler çıkacak. Ayrıca bizim kodlarımız öyle belirlenmiş ki bir siyasetçi ile ilgili olumsuz bir haber geldiğinde gazeteci olarak biz öyle güzel atlardık. İşte elimize haber geçti, bizim bu haberi kullanmamız gerekir diye atlardık haberin üzerine. Bir askerle ilgili yolsuzluk haberi geldiğinde, belgeleri var elimizde, biz bu haberi nasıl kullanacağız diye elimiz ayağımız titremeye başlardı. Kullanırsak acaba gazete yönetimi buna ne der? Gazete yönetimi buna evet dedi, yarın bu gazetede haber olarak çıktığında acaba asker bize ne tür bir reaksiyon gösterir diye daha başlangıçta kendi zihnimizde filtre etmeye başlardık. Bu bile aslında bizim zihin kodlarımızın nasıl belirlendiğini ve nasıl çalıştığını göstermesi bakımından son derece önemlidir. Ama neyse ki son yıllarda siyaset kurumunun ve siyasetçilerin giderek artan bir itibarı var. İşte artan bu itibarda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, parti olarak, kadro olarak, genel başkan ve Başbakan olarak çok ciddi ve önemli bir payı var" ifadelerini kullandı.

Milletvekili Tayyar'ın konuşmasından sonra AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, katılımcılara bir konferans verdi.
Kaynak: İHA