Arü’den Kritik Çağrı

Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Âşık Zülali Konferans Salonu’nda, ARÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Kükrer’in konuşmacı olarak katıldığı “Halk Sağlığı Açısından Çıldır Gölü’nün Kirlilik Düzeyi” isimli bir konferans gerçekleştirildi.

Arü’den Kritik Çağrı
Ardahan Üniversitesi’nin başlattığı Çıldır Gölü ile ilgili “Çıldır Gölü Yüzey Sedimentlerinde Klorofil Bozunma Ürünleri ve Organik Karbon Seviyelerinin Belirlenmesi” adlı araştırmanın bulguları ve değerlendirmelerinin paylaşıldığı konferansta, Çıldır Gölü’ndeki mevcut kirlilik ve olası tehlikelerle ilgili dikkat çeken uyarılar yapıldı.
Programa; Ardahan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemez, Ardahan Üniversitesi akademisyenleri ve Ardahan Üniversitesi öğrencileri katıldı.

Programın açılış konuşmasını Ardahan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemez yaptı. Prof. Dr. Söylemez, Çıldır Gölü’nün önemine değinerek, Çıldır Gölü’nün denizden 2000 metre yükseklikte ve içilebilir suyu olan dört gölden birisi olduğunu vurguladı.

YRD. DOÇ. DR. KÜKRER: ÇILDIR GÖLÜ’NDEKİ KİRLİLİĞE KARŞI ACİL ÖNLEMLER ALINMASI GEREKİYO.

Prof. Dr. Söylemez’in ardından söz alan Yrd. Doç. Dr. Kükrer ise, Ardahan Üniversitesi akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Sebahat Şeker ve Yrd. Doç. Dr. Z. Tuğba Abacı ile Tunceli Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Banu Kutlu’yla beraber yapmış oldukları “Çıldır Gölü Yüzey Sedimentlerinde Klorofil Bozunma Ürünleri ve Organik Karbon Seviyelerinin Belirlenmesi” isimli araştırmalarıyla ilgili bir sunum gerçekleştireceklerini bildirdi.

Çıldır Gölü’yle alakalı hiçbir araştırmanın bulunmadığını, böyle bir çalışmayı ilk defa Ardahan Üniversitesi’nin başlattığını ve bunun neticesinde Çıldır Gölü’nde kirlilik düzeyinin arttığını tespit ettiklerini hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Kükrer, “Çıldır Gölü; ekonomik, turistik, estetik ve ekolojik anlamda Ardahan için büyük bir öneme sahiptir. Buna rağmen endüstriyel atıkların gölde neden olduğu kirlilik büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Çünkü önlem alınmaz ise bu atıklardaki ağır metaller kanser riskini de arttırabilir.” diyerek, bir an önce önlem alınması gerektiğini ifade etti.

Öte yandan su kirliliğine karşı alınabilecek bazı önlemlere değinen Yrd. Doç. Dr. Kükrer; “Tarlalarda gübrelerin teraslandırma yaparak göle ulaşması engellenmeli ve aynı zamanda tarımsal alanlar dikkatle incelenerek bölgenin sürekli izlenmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

‘SARI BALIK’ GÖNÜL RAHATLIĞIYLA YENİLEBİLİR
Çıldır Gölü’nde tutulan ve yöre halkı için önemli bir yere sahip olan ‘sarı balık’ üzerinde yaptıkları araştırmalara da yer veren Yrd. Doç. Dr. Kükrer; “Göldeki ağır metalleri tespit edince araştırmayı bir adım daha ileriye taşıyarak göldeki balıkları da inceledik ve gölden balık örnekleri topladık. Gölün meşhur balığı olan ‘sarı balık’ ile ilgili örnekleri topladık. Topladığımız örnekleri İzmir’e gönderdik ve analizlerini yaptırdık. Edindiğimiz sonuçlara göre ‘sarı balık’ta halk sağlığı açısından herhangi bir olumsuz sonuca rastlanmadı.” sözleri ile Çıldır Gölü’nün meşhur ‘sarı balığı’nın gönül rahatlığıyla yenilebileceğini söyledi.

Ayrıca Çıldır Gölü’yle ilgili gerçekleştirdikleri araştırmanın önemine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Kükrer, “Yaptığımız çalışma ‘Uluslararası Ekoloji Kongresi’nden kabul gördü. Haziran ayında Nevşehir de uluslararası bir sempozyumda çalışmanın tamamını sunacağız.” şeklinde konuştu.

Program, Ardahan Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin sorularının ardından sona erdi.
Kaynak: İHA