Ak Parti Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider Açıklama Yaptı

AK Parti Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider, AK Parti iktidarı olarak Türkiye’de terör sorunu çözmek için büyük bir kararlılık içerisinde olduklarını ve bu konuda toplumun tüm kesimlerinin desteğini arzu ettiklerini ifade etti.

Ak Parti Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider Açıklama Yaptı
AK Parti Milletvekili Gizligider yaptığı açıklamada, hükümet tarafından başlatılan barış sürecine tüm sivil toplum örgütlerinin destek olmasını arzu ettiklerini söyledi.

Bu sorunun sadece hükümetin, ordunun iradesiyle ve resmi ideolojinin iradesiyle çözülebilecek bir şey olmadığını vurgulayan Gizligider, Türkiye’nin bu sorunu hep birlikte çözebileceğini ifade etti.

Türkiye’nin geçmiş yıllarda da terör sorunu çözmek istediğini ancak bunda başarılı olamadığını hatırlatan Gizligider: “Bu zamana kadar niye olmamış? Çünkü bu zamana kadar Türkiye bu kadar kuvvetli değildi. Yurt dışından baktığınızda çok dev bir Türkiye var. Türkiye’nin ekonomisi daha önce bu kadar kuvvetli değildi. Kendi silahını üretemiyordu, çeteler vardı. 1993 yılında Türkiye bu işi çözmeye kalkışmış ve sonrasında olanları hatırlayalım. Uğur Mumcu cinayeti, Bahriye Üçok cinayeti, Eşref Bitlis, Turan Güneş, Çetin Emeç cinayeti ve Özal’ın zehirlenmesi. Buna izin vermemişler ve adeta ülkeyi başımıza geçirmişler. Bu cinayetleri hep başka kesimlere ihale etmişler. Biz bir şeylerimizi, sıkıntılarımızı çözmeye çalışırken birileri “hayır” demişler bu zamanlar. Ne yazık ki parçalı iktidarlar, koalisyonlar ve zayıf bir irade diğer taraftan da ekonominizin, demokrasinin, hukukunuz bu denli kuvvetli olamaması bu işi çözmemize engel olmuş. Binlerce insan ölmüş, iki taraftan da. Bunda açık konuşmak lazım. Şu babaya ne diyeceksiniz?. Bir çocuğu askerde şehit olmuş diğer çocuğu dağda öldürülmüş. Adamın yerine kendimizi koyalım. Ne diyeceksiniz?. Kim düşman, kim dost.? Bu baba şu anda hayatta ve biz bu babaya ne diyeceğiz?. Eğer siz benim kardeşimi öldürürseniz, hangi sıfatla olursa olsun ben size düşman olurum. Kim olursa olsun siz benim babamı öldürürseniz ben size düşman olurum. Siz beni öldürürseniz benim çocuklarımda size düşman olur” dedi.

Türklerin ve Kürtlerin binlerce yıldır aynı topraklarda kardeşçe yaşadığını ve bunun en güzel örneğinin Çanakale Savaşı olduğunu söyleyen Gizligider, yeniden huzur içerisinde iki toplumun birlikte yaşaması için gayret gösterdiklerini kaydetti.

Son 2 yıl içerisinde gerçekleştirilen operasyonlarla 2 bini aşkın teröristin öldürüldüğünü ve artık terör örgütünün hareket alanının daraldığını vurgulayan Gizligider sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi biz diyoruz ki; bin yıldır bu olayı yaşadık. Bu güne kadar bizler hep birlikte yaşadık. Bunun en güzel örneği Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı. Şimdi madem bu kadar ekonomik ve siyaseten kuvvetlendik bu işi çözmek istiyoruz. AK Parti’nin belki en büyük farkı bir takım sorunları görmezden gelmek değil, dikine üzerine gitmek. Bizde halı altına süpürebilirdik. Her şehit cenazesinden sonra “Bu terör sona erecek” filan deyip geçebilirdik. Ama biz bunu tercih etmedik. Dikine ve üzerine gittik. Bunla ilgili son 2 yıldır çok çetin bir mücadele yürüdü. Bizim tahminlerimiz son 2 yılda 2 bin terörist öldürüldü ama o bölgeyi bilenler çok iyi bilirler ki asla öldürdüğünüz terörist sayısını tam olarak bilemezsiniz. Çünkü bir kısmını gömerler, bir kısmını da taşırlar. Yani tam net bilemezsiniz. Diğer taraftan KCK operasyonlarıyla bir çok insan tutuklandı. Dolayısıyla hareket alanları oldukça sınırlandı, kısıtlandı. Bu işte artık federasyon, ayrılma başka şeyler yok. Biz burada birlikte yaşayacağız. Bir adam eğer anadilde konuşma hakkı istiyorsa ben o adama saygı gösterim. Çünkü bende her yerde anadilde konuşmak isterim. Bundan geçmişte de sıkıntımız olmamış. Biz geçmişte 72 milleti bir arada yaşatmışız ve halada çekildiğimiz sınırlara huzur gelmemiş. Balkanlar da Kafkaslar da, Ortadoğu da gelmemiş. Şimdi biz yeniden büyük millet, yeniden büyük devlet olma iradesinde bulunuyoruz. Çektiğimiz sıkıntılar belki bu. Şimdi biz bu noktada insanlara kendi isimlerini, kendi dillerini kullanabilme hakkı vermişiz. Bundan daha doğal bir hak olabilir mi?. Artık onlarda burada çizdiğimiz ortak sınırlarda birlikte yaşama iradesini koyacak ve birlikte yaşayacağız. Artık onlarda bunu gördü. Ben buna inanıyorum.”
Kaynak: İHA