Kalp Sağlığı Konusunda Uzmanlardan Uyarı
Türkiye’de her yıl kalp krizi geçiren 160 bin kişinin hastane öncesi nakil öncesi yaşanan koordinasyonsuzluk ve teşhis gecikmesi nedeniyle yaşamını kaybettiği açıklandı.
Kalp Sağlığı Haftası nedeniyle çeşitli uyarılarda bulunan Universal Ege Sağlık Hastanesi Kalp Damar Hastalıkları Bölümü Başkanı Profesör Doktor Mustafa Akın, Türkiye’nin kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında kadınlarda birinci erkekler de üçüncü sırada yer aldığını söyledi.
Kalp rahatsızlıkları ve tedavisi konusunda İzmir’deki referans hastanelerden biri olarak gösterilen Universal Ege Sağlık Hastanesi Kalp-Damar Hastalıkları ve Cerrahisi Bölümü uzmanlarıyla birlikte bilgilendirme toplantısı düzenleyen Profesör Doktor Mustafa Akın, ülkemizde hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi üçgeninde koordinasyon eksikliği olduğu için kurtarılabilecek durumdaki hastaların kaybedildiğini söyledi.
Akın, genç nüfusu fazla olan Türkiye’de kalp hastalıklarındaki artışın dikkat çekici olduğunu ve derhal önlem alınması gerektiğini vurguladı. En büyük kaybın hastane öncesi süreçte yaşandığını anlatan Prof.Dr. Akın, şöyle konuştu: "Ülkemizde ne yazık ki hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi bağlantısındaki koordinasyon sağlanamıyor. Kalp krizi geçiren hasta ambulansla en yakındaki hastaneye götürülünceye kadar geçen sürede gerekli koordinasyon sağlanamıyor, ambulanstaki ekipler ellerinde telefonla uygun durumda olan hastane aramakla vakit kaybediyor. Oysa oluşturulacak basit bir düzenlemeyle elektrosu çekilen hastanın bilgileri hastanelerin bilgisayar ekranında görülür, en yakındaki hastanede görevli uzmanlar hasta hastaneye ulaştırılıncaya kadar ne yapılması gerektiğini bildirebilir. Fakat ambulans, hastane, nakil, tanı ve tedavi eksenindeki koordinasyonsuzluk nedeniyle her yıl 160 bin kişiyi kaybediyoruz. Buna her yıl 60-70 bin kişi daha ekleniyor. Genç nüfusumuz fazla ve kalp hastalıkları artık toplumda ciddi risk oluşturuyor. Derhal önlem almamız gerekiyor.” Prof.Dr. Mustafa Akın, Türkiye’de iki buçuk milyon koroner kalp hastasının bulunduğunu ve Türkiye’nin kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında kadınlarda birinci, erkekler de üçüncü sırada yer aldığına dikkat çekti.Kalp hastalıklarının en önemli belirtisinin göğsün sol bölgesinde, sol kola, sırta ve çeneye yayılan ağrı olduğunu, bu ağrının sağ kol ve mide bölgesine yayılabileceğini ancak her göğüs ağrısının da kesin bir kalp hastalığı olduğu anlamına gelmediğini dile getiren Prof. Mustafa Akın, bu tip yakınmaları olan vatandaşların en yakın sağlık kurumuna başvurması önerisinde bulundu.
Prof. Akın, kalp hastalıklarından korunmak için kilo, şeker-yüksek kan basıncı-tansiyon kontrolünün önemli olduğunu, haftada üç kez egzersizin ve stressiz bir ortamın şart olduğunu sözlerine ekledi.
Universal Ege Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nurullah Tüzün ise, kurumlarında anjiyo, balon, stent gibi uygulamalar ile acil durumlarda hastanelerinin 7 gün 24 saat açık olduğunu söyledi.
Hastanenin çocuk kalp hastalıkları alanındaki uzman doktoru Şebnem Paytoncu ise, her yıl 12-15 bin bebeğin doğumsal kalp hastalığıyla doğduğunu ve yine her yıl 3 bin 500-4 bin bebeğe kalp operasyonu veya girişimsel müdahale yapıldığını belirtti.
Paytoncu, riskli gebeliklerin belirlenmesi ve takibinin önemine vurgu yaparak, romatizmal kalp hastalıkları konusunda dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu ve şunları söyledi: “Anne karnında tanı alarak tedavisi planlanan hastaların sayısı giderek artmaktadır. Ayrıca, ülkemiz için önemli bir sorun da genç erişkin dönemde bile önemli ölüm ve sakat kalma nedeni olan romatizmal kalp hastalıklarıdır. Yine son yıllarda obezite, hipertansiyon gibi hastalıklar da çocukluk çağında sıklığı artan bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ailelere ve bizlere koruyucu hekimlik, erken tanı, tedavi ve takipte önemli görevler düşmektedir. Toplumumuzun kalp sağlığı konusunda bilinç düzeyini yükseltmemiz ve farkındalığımızı arttırmamız gerekmektedir.” Toplantıda bulunan Universal Ege Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Özdamar da, kalp hastalıklarının tedavisinde ilk şartın iyi bir yoğun bakım alt yapısı olduğuna dikkat çekerek, “Hastanemizde koroner yoğun bakım ünitesinde kritik kalp hastalıklarının takibini yakından izliyoruz. Kalp ritminde ani ortaya çıkan bozukluklar, kan basıncında düşmeler, ani ritm bozuklukları, tedavi altındaki eski kalp yetersizlikleri kaynaklı ya da kalp dışı bozukluklar nedeniyle yaşam beklentisi kısa olan hastalarımızı yoğun bakıma yatırarak en iyi şekilde takibini yapıyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Kalp rahatsızlıkları ve tedavisi konusunda İzmir’deki referans hastanelerden biri olarak gösterilen Universal Ege Sağlık Hastanesi Kalp-Damar Hastalıkları ve Cerrahisi Bölümü uzmanlarıyla birlikte bilgilendirme toplantısı düzenleyen Profesör Doktor Mustafa Akın, ülkemizde hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi üçgeninde koordinasyon eksikliği olduğu için kurtarılabilecek durumdaki hastaların kaybedildiğini söyledi.
Akın, genç nüfusu fazla olan Türkiye’de kalp hastalıklarındaki artışın dikkat çekici olduğunu ve derhal önlem alınması gerektiğini vurguladı. En büyük kaybın hastane öncesi süreçte yaşandığını anlatan Prof.Dr. Akın, şöyle konuştu: "Ülkemizde ne yazık ki hastane öncesi nakil-tanı ve tedavi bağlantısındaki koordinasyon sağlanamıyor. Kalp krizi geçiren hasta ambulansla en yakındaki hastaneye götürülünceye kadar geçen sürede gerekli koordinasyon sağlanamıyor, ambulanstaki ekipler ellerinde telefonla uygun durumda olan hastane aramakla vakit kaybediyor. Oysa oluşturulacak basit bir düzenlemeyle elektrosu çekilen hastanın bilgileri hastanelerin bilgisayar ekranında görülür, en yakındaki hastanede görevli uzmanlar hasta hastaneye ulaştırılıncaya kadar ne yapılması gerektiğini bildirebilir. Fakat ambulans, hastane, nakil, tanı ve tedavi eksenindeki koordinasyonsuzluk nedeniyle her yıl 160 bin kişiyi kaybediyoruz. Buna her yıl 60-70 bin kişi daha ekleniyor. Genç nüfusumuz fazla ve kalp hastalıkları artık toplumda ciddi risk oluşturuyor. Derhal önlem almamız gerekiyor.” Prof.Dr. Mustafa Akın, Türkiye’de iki buçuk milyon koroner kalp hastasının bulunduğunu ve Türkiye’nin kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında kadınlarda birinci, erkekler de üçüncü sırada yer aldığına dikkat çekti.Kalp hastalıklarının en önemli belirtisinin göğsün sol bölgesinde, sol kola, sırta ve çeneye yayılan ağrı olduğunu, bu ağrının sağ kol ve mide bölgesine yayılabileceğini ancak her göğüs ağrısının da kesin bir kalp hastalığı olduğu anlamına gelmediğini dile getiren Prof. Mustafa Akın, bu tip yakınmaları olan vatandaşların en yakın sağlık kurumuna başvurması önerisinde bulundu.
Prof. Akın, kalp hastalıklarından korunmak için kilo, şeker-yüksek kan basıncı-tansiyon kontrolünün önemli olduğunu, haftada üç kez egzersizin ve stressiz bir ortamın şart olduğunu sözlerine ekledi.
Universal Ege Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nurullah Tüzün ise, kurumlarında anjiyo, balon, stent gibi uygulamalar ile acil durumlarda hastanelerinin 7 gün 24 saat açık olduğunu söyledi.
Hastanenin çocuk kalp hastalıkları alanındaki uzman doktoru Şebnem Paytoncu ise, her yıl 12-15 bin bebeğin doğumsal kalp hastalığıyla doğduğunu ve yine her yıl 3 bin 500-4 bin bebeğe kalp operasyonu veya girişimsel müdahale yapıldığını belirtti.
Paytoncu, riskli gebeliklerin belirlenmesi ve takibinin önemine vurgu yaparak, romatizmal kalp hastalıkları konusunda dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu ve şunları söyledi: “Anne karnında tanı alarak tedavisi planlanan hastaların sayısı giderek artmaktadır. Ayrıca, ülkemiz için önemli bir sorun da genç erişkin dönemde bile önemli ölüm ve sakat kalma nedeni olan romatizmal kalp hastalıklarıdır. Yine son yıllarda obezite, hipertansiyon gibi hastalıklar da çocukluk çağında sıklığı artan bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ailelere ve bizlere koruyucu hekimlik, erken tanı, tedavi ve takipte önemli görevler düşmektedir. Toplumumuzun kalp sağlığı konusunda bilinç düzeyini yükseltmemiz ve farkındalığımızı arttırmamız gerekmektedir.” Toplantıda bulunan Universal Ege Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Özdamar da, kalp hastalıklarının tedavisinde ilk şartın iyi bir yoğun bakım alt yapısı olduğuna dikkat çekerek, “Hastanemizde koroner yoğun bakım ünitesinde kritik kalp hastalıklarının takibini yakından izliyoruz. Kalp ritminde ani ortaya çıkan bozukluklar, kan basıncında düşmeler, ani ritm bozuklukları, tedavi altındaki eski kalp yetersizlikleri kaynaklı ya da kalp dışı bozukluklar nedeniyle yaşam beklentisi kısa olan hastalarımızı yoğun bakıma yatırarak en iyi şekilde takibini yapıyoruz” dedi.