Araçlarda Çevre Dostu Sistem Geliştirdi, Seri Üretim İçin Destek Bekliyor
Adana’da 34 yıldır baba mesleği oto tamirciliği yapan Servet Doğan (45) motorlu araçların zararlı gaz atıklarını yüzde 50–90 oranında azaltan ve yüzde 20 yakıt tasarrufu sağlayan bilgisayar yazılımı programı geliştirdi.
Doğan, 16 yıldır üzerinde çalıştığı ve 2 binin üzerinde otomobilde denediği “Ekonomiye ve Doğaya Duyarlı Yöntemi (SED)’ adını verdiği projenin seri üretimi için devletten yardım bekliyor. Neredeyse bütün servetini bu çalışmaya harcayan Doğan, devletten beklediği desteği hâlâ alamadığını söylüyor. Çukurova Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, Otomotiv Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, Araştırma Görevlileri Tayfun Özgür ve Öğretim Görevlisi Mustafa Özcanlı’dan oluşan bilirkişi heyeti de farklı araçlar üzerinde yaptıkları testler sonucu yazılımla ilgili hazırladıkları raporda “Test araçlarına uygulanan SED yöntemi ile karbonmonoksit (CO) ve hidrokarbon (HC) emisyon değerlerinin sıfıra yaklaştığı, dizel motor azot oksit (NOx) değerinde ise yüzde 45.2 gibi önemli bir azalma olduğu, yakıt tüketimlerinin dizel araçta yüzde 8 oranında, benzinli araçta ise yüzde 18 oranında azaldığı tespit edilmiştir.” ifadesine yer verdi.Adana Erkek Lisesi Matematik Bölümü mezunu Servet Doğan, çocukluğundan itibaren yarım gün okula, kalan zamanını babasının oto tamir atölyesinde çalışarak, çekirdekten mesleği öğrenmiş bir esnaf. 1989’dan bu yana kendi oto tamir atölyesini işleten Doğan, 16 yıldır üzerinde çalıştığı otomobillerdeki egzoz emisyon gazının etkisini azaltacak yazılım sistemini 2007’de hayata geçirdi. Bütün varlığını bu projeye harcayan Doğan’ın en büyük hayali, buluşun seri üretimini gerçekleştirmek. Ar–Ge desteği için çalışmayı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e de sunum yapan Doğan, Bakan Ergün’ün “Tamam arkadaşlarımızı size her türlü desteği versin.” dediğini ancak alt kademe bürokratların konuya önem vermediği söylüyor. Yöntemin zararlı egzoz atıklarını azaltarak çevre kirliliğini ciddi ölçüde azaltıp yakıt tasarrufu sağladığını belirten Doğan, “Egzoz emisyonlarını azaltmak için mekanik ve manyetik alanda çalışan bir takım cihazlar denedik. Ama verim alamadık. Enjeksiyonlu, elektronik kontrollü yakıt sistemleri üretildikten sonra bu yazılımı hazırladım. Yazılım bilgilerini aracın o anki konumu ve kullanım şartlarına göre değiştirebilen bir yapay hafıza özelliğinde. Egzozdaki atık sıfıra (0) yakın değerlere gelene kadar bu değişim sürüyor. Araçların donanımına göre ciddi oranlarda yakıt verimi elde ediyoruz. Asıl amacım verimden ziyade çevreye olan katkısı sağlamaktı.” diyor.
Yanma hücresine gelen yakıtın yanmasından sonra bir takım zararlı gaz atıklarının oluştuğuna dikkat çeken Doğan, bu gazların çevreyi kirletip, kullanılmayan bir enerji olarak dışa atıldığını hatırlatıyor. Doğan, uygulama hakkında şu bilgileri verdi: “Yöntemle motorun yakıt ve ateşleme sistemin oluşturan elamanların aracın elektronik kontrol ünitesine (ECU) gönderdikleri bilgileri ideal yanma oluşturacağı koşullar hazırlanana kadar, bilgilerin pek çok defa hesaplanarak ECU’nun belleğine atık gaz miktarını en düşük değerine indirir. Bu döngü egzozdaki gaz atığı bitene kadar devam eder. Motorun değişik bir ortamda çalışacak bilgileri yeniden ECU’ya göndererek, atık gazın en düşük değere düşmesine neden olur. Bunun sonucunda yanma odasına girmeyen miktardaki yakıt depoda kalır ve böylece tasarrufa yol açar.” Projenin şu anki haliyle yeterli olmadığına işaret eden Servet Doğan, bekledikleri desteği almaları halinde otomobillerin dışında kamyon, tarımsal makineler, gemi motorları ve kalorifer kazanlarında dahi uygulanabileceğini ifade ediyor. Sadece otomobillerin kentlerdeki kirlilik oranının yüzde 63’ü bulduğunu bildiren Doğan, hiçbir parça ilave etmeden ve aracın herhangi bir özelliğini bozmadan yazılımsal bir değişiklikle bu sorunun üstesinde geldiklerini aktardı. Projenin ‘prototip ve patenti’ için Ar–Ge desteğine ihtiyaç duyduklarını kaydediyor. Yurt dışından teklifler aldığını fakat bu çalışmayı ülkeye mal etmek için sabrettiğini dile getiren Doğan, proje için yaklaşık üç yıl Adana, Antalya ve Ankara arasında gidip gelmekten maddi ve manevi çöküntüye uğradığını söylüyor. Yıllık Ar–Ge’lerine 3–4 milyar dolar ayıran otomobil firmalarının böyle bir şeyi yapamadığını savunan Doğan,“Gerçekten uzmanları incelediğinde konunun ne kadar ciddi olduğu ortaya çıkıyor. Maliye veya Bağ–Kur borçlarından dolayı tek isteğim olan Ar–Ge için devlet desteğini alamıyorum. Önümün açılmasını bekliyorum.” diye konuşuyor.Çukurova Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, oto tamircisi Servet Doğan’nın geliştirdiği yazılımın ‘kalıcılığının’ olmadığını ileri sürdü. Aydın, şunları söyledi: “İlk yaptığımız testte egzoz emisyon ve yakıt limitleri düştü. Ancak bir ay sonraki ölçümlerde araç tekrar normale dönüyor. Kalıcı olmuyor. Servet Usta, devlet sırrı gibi saklıyor. Ne yaptığını, nasıl yaptığını bilmiyoruz. Kimseye güvenmiyor. Yaptığı işin ne olduğunu bilsek, bilimsel olarak kendisine yardımcı oluruz. Otomobile program yüklediğini belirtiyor. Böyle olsa daimi olur, kendisini sıfırlamaz. Ne yaptığını kimseye söylemediği için biz yardımcı olamıyoruz. Bizden bir destek istemiyor. Destek olabilmemiz için ne yaptığını bilmemiz lazım. Türkiye’nin milyon dolarlık hayati projelerinde hakemlik yapıyoruz, onun sırrını vermiyoruz da onunki mi vereceğiz. Projenin bilimsel bir temele oturması lazım. Belki de küçük hatalar yapıyor. Bize gösterse, beklide bunu görür, düzeltiriz.”
Yanma hücresine gelen yakıtın yanmasından sonra bir takım zararlı gaz atıklarının oluştuğuna dikkat çeken Doğan, bu gazların çevreyi kirletip, kullanılmayan bir enerji olarak dışa atıldığını hatırlatıyor. Doğan, uygulama hakkında şu bilgileri verdi: “Yöntemle motorun yakıt ve ateşleme sistemin oluşturan elamanların aracın elektronik kontrol ünitesine (ECU) gönderdikleri bilgileri ideal yanma oluşturacağı koşullar hazırlanana kadar, bilgilerin pek çok defa hesaplanarak ECU’nun belleğine atık gaz miktarını en düşük değerine indirir. Bu döngü egzozdaki gaz atığı bitene kadar devam eder. Motorun değişik bir ortamda çalışacak bilgileri yeniden ECU’ya göndererek, atık gazın en düşük değere düşmesine neden olur. Bunun sonucunda yanma odasına girmeyen miktardaki yakıt depoda kalır ve böylece tasarrufa yol açar.” Projenin şu anki haliyle yeterli olmadığına işaret eden Servet Doğan, bekledikleri desteği almaları halinde otomobillerin dışında kamyon, tarımsal makineler, gemi motorları ve kalorifer kazanlarında dahi uygulanabileceğini ifade ediyor. Sadece otomobillerin kentlerdeki kirlilik oranının yüzde 63’ü bulduğunu bildiren Doğan, hiçbir parça ilave etmeden ve aracın herhangi bir özelliğini bozmadan yazılımsal bir değişiklikle bu sorunun üstesinde geldiklerini aktardı. Projenin ‘prototip ve patenti’ için Ar–Ge desteğine ihtiyaç duyduklarını kaydediyor. Yurt dışından teklifler aldığını fakat bu çalışmayı ülkeye mal etmek için sabrettiğini dile getiren Doğan, proje için yaklaşık üç yıl Adana, Antalya ve Ankara arasında gidip gelmekten maddi ve manevi çöküntüye uğradığını söylüyor. Yıllık Ar–Ge’lerine 3–4 milyar dolar ayıran otomobil firmalarının böyle bir şeyi yapamadığını savunan Doğan,“Gerçekten uzmanları incelediğinde konunun ne kadar ciddi olduğu ortaya çıkıyor. Maliye veya Bağ–Kur borçlarından dolayı tek isteğim olan Ar–Ge için devlet desteğini alamıyorum. Önümün açılmasını bekliyorum.” diye konuşuyor.Çukurova Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, oto tamircisi Servet Doğan’nın geliştirdiği yazılımın ‘kalıcılığının’ olmadığını ileri sürdü. Aydın, şunları söyledi: “İlk yaptığımız testte egzoz emisyon ve yakıt limitleri düştü. Ancak bir ay sonraki ölçümlerde araç tekrar normale dönüyor. Kalıcı olmuyor. Servet Usta, devlet sırrı gibi saklıyor. Ne yaptığını, nasıl yaptığını bilmiyoruz. Kimseye güvenmiyor. Yaptığı işin ne olduğunu bilsek, bilimsel olarak kendisine yardımcı oluruz. Otomobile program yüklediğini belirtiyor. Böyle olsa daimi olur, kendisini sıfırlamaz. Ne yaptığını kimseye söylemediği için biz yardımcı olamıyoruz. Bizden bir destek istemiyor. Destek olabilmemiz için ne yaptığını bilmemiz lazım. Türkiye’nin milyon dolarlık hayati projelerinde hakemlik yapıyoruz, onun sırrını vermiyoruz da onunki mi vereceğiz. Projenin bilimsel bir temele oturması lazım. Belki de küçük hatalar yapıyor. Bize gösterse, beklide bunu görür, düzeltiriz.”