Kadir Topbaş: İstanbul’da 330 Hektarlık Alanda Kentsel Dönüşüm Yürütüyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kentte 1,6 milyon bina bulunduğunu, bunların yüzde 70’inin imara aykırı ve kaçak olduğunu açıkladı.

Kadir Topbaş: İstanbul’da 330 Hektarlık Alanda Kentsel Dönüşüm Yürütüyoruz
İstanbul’da deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri hazırladıklarını ifade eden Topbaş, bu kapsamda kent genelinde yaklaşık 330 hektarlık bir alanda deprem odaklı dönüşüm faaliyetlerini yürüttüklerini söyledi.

Danıştay Başkanlığı Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi kapsamında Çevre Hukuku ve Kentsel Dönüşüm Konferansı düzenledi.

Konferansa Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Danıştay Başkanı Hüseyin karakullukçu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve birçok davetli katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş konferansta ‘Kentsel Dönüşümde Yerel Yönetim Deneyimi: İstanbul Örneği’ başlıklı bir konuşma yaptı. Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile geçtiğimiz Şubat ayı deprem odaklı kentsel dönüşümde büyük bir hamle yaptıklarını belirten Topbaş, “Vatandaşlarımıza 730’u aşkın konutun anahtar teslimini yaptık. Kentin çeşitli yerlerinde yaklaşık 20 bin konut ve işyerinin yıkımı başlattık. Ve İstanbul olarak bu konuda oynadığımız öncü rolü pekiştirdik.” dedi.

1,6 MİLYON BİNANIN YÜZDE 70’İ İMARA AYKIRI VE KAÇAK İstanbul’da kentsel dönüşümü belli başlıklar altında planladıklarını deprem odaklı, stratejik ve tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm projeleri hazırladıklarını kaydeden Topbaş, “İstanbul’da 10 ilçede tespitler yaptık. Bir anlamda deprem riski açısından kentin röntgenini çektik. Karşımıza çok acı bir tablo çıktı. Kentte 1,6 milyon bina bulunuyordu. Ve bunların yüzde 70’i imara aykırı ve kaçaktı. 98 öncesi yapılar, depreme karşı çok zayıftı. Oysa Osmanlı ve Selçuklu döneminde bile yapılarda deprem güvenliği vardı.” açıklamasında bulundu. Deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri kapsamında İstanbul genelinde yaklaşık 330 hektarlık bir alanda faaliyetleri bulunduğunu vurgulayan Topbaş şunları söyledi; “Bu konuda Sümer Mahallesi örnek bir model oldu. Hem yerinde dönüşüm adına hem de vatandaşlarımızın projeye gönüllü desteğinin alınması adına. Yine geliştirdiğimiz Fikirtepe modeli ile kentsel dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Burada vatandaşlarımıza imar artışı tanıyoruz. Bu sayede vatandaşlarımız dayanıklı, sağlıklı, otoparkı olan, eskisinden 2 kat daha fazla değerli bir gayrimenkule sahip olacak. Fakat Fatih gibi kentin tarihi ve kültürel mirasının barındığı bir bölgede yoğunluk artışına dayalı bir model uygulayamayız. Açıkçası bir mimar ve sanat tarihçisi olarak bu tür bölgelerde imar artışı dışında yenileme uygulamaları ile kentsel dönüşümün sağlanmasından yanayım. Bunlara ek olarak stratejik kentsel dönüşüm projeleri hazırladık. Çünkü İstanbul, bir sanayi kenti olmaya müsait değil. Daha ziyade bir turizm, finans, ticaret, kültür-sanat ve spor merkezi olma fonksiyonlarını üstelenecek bir yapıya sahip. Biz, gelinen bu noktayı daha ileri taşımak için Kartal, Cendere, Ayamama, Dragos’ta büyük stratejik dönüşümlere imza atıyoruz. Bu toplamda 900 hektarı aşkın bir alanda dev bir dönüşüm demektir. Bir anlamda kentin çehresini değiştiriyoruz. Örneğin İstanbul’a Silikon Vadisi kazandırıyoruz. Yine Kartal ve Silivri’de de alt merkezler oluşturuyoruz.” SÜLEYMANİYE, BEYOĞLU VE HAYDARPAŞA’DA 230 HEKTARI AŞKIN ALANDA DÖNÜŞÜM YAPACAĞIZSüleymaniye, Beyoğlu, Haydarpaşa gibi bölgelerde tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm çalışmaları olduğunu ifade eden Topbaş şunları söyledi; “Toplamda 230 hektarı aşkın bir alanda gerçekleşecek bu dönüşüm kent için çok önemli. Çünkü bu sayede kentin silinen hafızasını geri getireceğiz. Bu alanlarda bir yandan tarih eserleri restore edip, yeni fonksiyonları ile İstanbul’un hizmetine sunacağız. Diğer yandan da tarihi İstanbul’u yeniden kazanıyoruz. Bu sayede unutulan özgün Türk Mahallesi yeniden İstanbul ile buluşacak.Deniz yolu ile gelen turist sayısında artış sağlanacak. İstanbul’un dünya ile irtibatı daha da kuvvetlenecek. Bütün bunlar bu kentin dünyanın başlıca turizm merkezlerinden biri olması yolunda atılmış çok önemli adımlardır.”