Bakan Çağlayan, Tobb Etü’de Öğrencilerle Buluştu
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Merkez Bankası benim rakibim değil.
Kararnameyle başkanı seçilen bir kuruluş. Türkiye ortalama en az yüzde 6 büyümek zorundadır. Büyüme Merkez Bankası'nın değil benim işim. Derdim polemik değil” dedi.
Çağlayan, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Rol Modelim -İş'Te Adamım’ başlıklı toplantılar dizisinin ilk konuğu oldu. Atatürk'ün belirttiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için adımlar attıklarını belirten Çağlayan, geçmişte Türkiye’nin çok bedeller ödediğini ve ödettirildiğini söyledi.
1960 ihtilalini, 1970 muhtırasını, 1980 ihtilali ve 28 Şubat sürecini yaşadığını anlatan Bakan Çağlayan, “Bunların her biri demokrasi dışı millet iradesine yapılan eylemlerdi. Türkiye bunlardan çok şey kaybetti. Sadece 2001’de iç sebeplerden dolayı 200 milyar doların üzerinde zarar gerçekleşti. Ben o zaman Ankara Sanayi Odası (ASO) başkanıydım, Sadece bankacılık siteminin çökmesinden dolayı 100 milyar dolar zarar oldu. Bize krizin anayasa kitapçığının fırlatılmasından dolayı kaynaklandığı söylenmişti. Değil anayasa kitapçığı leblebi atılsa o kriz çıkacaktı Çünkü Türkiye yıllarca gerek siyasi gerekse ekonomik istikrarı yakalayamamış devletin istediği zaman para bastırdığı günlerden geçmişti. Şimdi nereden nereye geliyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin 12 yıl önce IMF’den 1 milyar dolar borç almazsa memurun maaşını ödeyemeyecek durumda olduğunu belirten Çağlayan, “O dönem sokaktaki çayçı bile IMF Başkanı’nınn ismini biliyordu. Ben Ekonomi Bakanıyım, şu anda IMF Başkanının ismini bilmiyorum” dedi.
Çağlayan, önce salondakilere sonra gazetecilere ‘IMF Başkanı’nın ismini bilen var mı?’ diye sordu. Salondakiler bilemezken, gazeteciler IMF Başkanı’nın ismini doğru söyledi.
Çağlayan, Türkiye’nin bir zamanlar kapısında beklediği IMF’ye borç verecek duruma gelen ülke haline geldiğini ifade etti.
Çağlayan, Türkiye’de artık hiç kimsenin gece rüyasında görüp sabah ihtilal yapamayacağını belirterek, bu konuda yasal düzenlemelerin yapıldığını anımsattı.Dünyanın neresine gidilirse gidilsin bir Türk müteşebbis ile karşılaşıldığını belirten Çağlayan, “İnanılmaz bir müteşebbis ruha sahibiz. Böyle bir genetiğe sahibiz.Türkiye bu kadar iyi ortamı yakalaşmışken kendimize özgüvenimizin artması gerekir. Biz hedeflediğimiz Avrupa Birliği’ni her alanda geçmiş durumdayız. 76 milyon nüfusla yaş ortalaması 30 olan bir ülkeyiz. Eğer Başbakanımızın dediği gibi üç çocuk yapmazsak 2037'de AB’nin durumuna düşeceğiz. AB’de yaş ortalaması 45 olmuş Çalıştıracak insan bulamıyorlar” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliğine değinen Çağlayan, “AB ikiyüzlü, çifte standartların olduğu bir ligtir. Onların yapmak istediği her türlü engellemelere rağmen Türkiye bu haklı mücadelesine devam edecektir. AB Komiseri 10 yıl sonra Türkiye’ye yalvaracaklar demişti. Bunların hepsini göreceğiz.Türkiye eski Türkiye değil Şimdi Türkiye ekonomide AB’ye adeta ders veriyor” diye konuştu.
Çağlayan konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Öğrencilere oldukça samimi davranan Bakan Çağlayan bir öğrencinin Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile yaşadığı polemiğe ilişkin sorusunu yanıtladı.Çağlayan, Merkez Bankası Başkanının kendisinin rakibi olmadığını ve kararname ile başkanı seçilen bir kuruluş olduğunu söyledi.
Merkez Bankasına verilen temel görevin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu bugün için ise Türkiye’de fiyat istikranın sağlandığına işaret eden Bakan Çağlayan, “Merkez Bankası ile görüş farklılığımız şu para politikasına onlar talep yönlü bakarlar ben ticaretin içinden geldiğim için arz yönlü bakarım. Bugün çok önemli teşvik sistemi hazırlamışız Türk muteşebbisi yeni yatırımlar arayışında. Böyle ortamda sizlere nasıl iş sağlayacağız Frene basarak mı? Türkiye ekonomisi tam da büyüyecek dönemde. AB ülkeleri büyüyemiyorlar. Biz yüzde 6’lık büyümenin hesabını yapıyoruz. Büyüme politikası Merkez Bankasını değil benim hükümetin işidir Türkiye geçmiş mukayese edilmeyecek şekilde reel faizlerin sıfır olduğu bir ülke 2008 yılında dünyada bütün merkez bankaları krize rağmen aşağıya indirirken bizim Merkez Bankası faizleri yukarı çıkardı Benim derdim polemik değil Merkez Bankası’nın az konuşması dünyada usuldendir. ABD’de böyle, Avrupa’da da. Konuştuğu zaman gündemin ortasına düşer” dedi.
Türkiye’de yatırım yapmadığı için Volkswagen Jetta’ya yönelik ek vergiye ilişkin soruya Bakan Çağlayan, Türkiye’de bu kadar çok otomobil satan bir firmanın yatırım yapmamasını eleştirdi.
Bu konuda yeterince teşvik yapıldığını belirten Çağlayan, firmanın Türkiye’de yatırım yapma konusunda Mayıs ayına kadar bir çalışma yapacağını ifade etti.
Venezuella Devlet Başkanı Chavez’in cenaze töreninde Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın temsil edeceğini söyleyen Çağlayan, Mayıs ayında işadamları ile birlikte Brezilya ve Venezuella’yı kapsayan bir ziyareti gerçekleştireceğini bildirdi.
Toplantıda söz alan bir öğrenci ise enflasyon sepetini eleştirdi.
Vatandaşın günlük ihtiyaçları yerine kürdan gibi malzemelerin enflasyon sepetine konduğunu belirten öğrenci, Almanya’da ekonomisi övdü. Bunun üzerine Çağlayan, "Batıda enflasyon sepetinde ne varsa bizde de o var” dedi.
Bakan Çağlayan, “Seni Almanya’ya götüreceğim, o mutlu insanları bana göstereceksin’ diyerek, öğrenciye Almanya’ya götürme sözü verdi
Kaynak: İHA
Çağlayan, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Rol Modelim -İş'Te Adamım’ başlıklı toplantılar dizisinin ilk konuğu oldu. Atatürk'ün belirttiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için adımlar attıklarını belirten Çağlayan, geçmişte Türkiye’nin çok bedeller ödediğini ve ödettirildiğini söyledi.
1960 ihtilalini, 1970 muhtırasını, 1980 ihtilali ve 28 Şubat sürecini yaşadığını anlatan Bakan Çağlayan, “Bunların her biri demokrasi dışı millet iradesine yapılan eylemlerdi. Türkiye bunlardan çok şey kaybetti. Sadece 2001’de iç sebeplerden dolayı 200 milyar doların üzerinde zarar gerçekleşti. Ben o zaman Ankara Sanayi Odası (ASO) başkanıydım, Sadece bankacılık siteminin çökmesinden dolayı 100 milyar dolar zarar oldu. Bize krizin anayasa kitapçığının fırlatılmasından dolayı kaynaklandığı söylenmişti. Değil anayasa kitapçığı leblebi atılsa o kriz çıkacaktı Çünkü Türkiye yıllarca gerek siyasi gerekse ekonomik istikrarı yakalayamamış devletin istediği zaman para bastırdığı günlerden geçmişti. Şimdi nereden nereye geliyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin 12 yıl önce IMF’den 1 milyar dolar borç almazsa memurun maaşını ödeyemeyecek durumda olduğunu belirten Çağlayan, “O dönem sokaktaki çayçı bile IMF Başkanı’nınn ismini biliyordu. Ben Ekonomi Bakanıyım, şu anda IMF Başkanının ismini bilmiyorum” dedi.
Çağlayan, önce salondakilere sonra gazetecilere ‘IMF Başkanı’nın ismini bilen var mı?’ diye sordu. Salondakiler bilemezken, gazeteciler IMF Başkanı’nın ismini doğru söyledi.
Çağlayan, Türkiye’nin bir zamanlar kapısında beklediği IMF’ye borç verecek duruma gelen ülke haline geldiğini ifade etti.
Çağlayan, Türkiye’de artık hiç kimsenin gece rüyasında görüp sabah ihtilal yapamayacağını belirterek, bu konuda yasal düzenlemelerin yapıldığını anımsattı.Dünyanın neresine gidilirse gidilsin bir Türk müteşebbis ile karşılaşıldığını belirten Çağlayan, “İnanılmaz bir müteşebbis ruha sahibiz. Böyle bir genetiğe sahibiz.Türkiye bu kadar iyi ortamı yakalaşmışken kendimize özgüvenimizin artması gerekir. Biz hedeflediğimiz Avrupa Birliği’ni her alanda geçmiş durumdayız. 76 milyon nüfusla yaş ortalaması 30 olan bir ülkeyiz. Eğer Başbakanımızın dediği gibi üç çocuk yapmazsak 2037'de AB’nin durumuna düşeceğiz. AB’de yaş ortalaması 45 olmuş Çalıştıracak insan bulamıyorlar” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliğine değinen Çağlayan, “AB ikiyüzlü, çifte standartların olduğu bir ligtir. Onların yapmak istediği her türlü engellemelere rağmen Türkiye bu haklı mücadelesine devam edecektir. AB Komiseri 10 yıl sonra Türkiye’ye yalvaracaklar demişti. Bunların hepsini göreceğiz.Türkiye eski Türkiye değil Şimdi Türkiye ekonomide AB’ye adeta ders veriyor” diye konuştu.
Çağlayan konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Öğrencilere oldukça samimi davranan Bakan Çağlayan bir öğrencinin Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile yaşadığı polemiğe ilişkin sorusunu yanıtladı.Çağlayan, Merkez Bankası Başkanının kendisinin rakibi olmadığını ve kararname ile başkanı seçilen bir kuruluş olduğunu söyledi.
Merkez Bankasına verilen temel görevin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu bugün için ise Türkiye’de fiyat istikranın sağlandığına işaret eden Bakan Çağlayan, “Merkez Bankası ile görüş farklılığımız şu para politikasına onlar talep yönlü bakarlar ben ticaretin içinden geldiğim için arz yönlü bakarım. Bugün çok önemli teşvik sistemi hazırlamışız Türk muteşebbisi yeni yatırımlar arayışında. Böyle ortamda sizlere nasıl iş sağlayacağız Frene basarak mı? Türkiye ekonomisi tam da büyüyecek dönemde. AB ülkeleri büyüyemiyorlar. Biz yüzde 6’lık büyümenin hesabını yapıyoruz. Büyüme politikası Merkez Bankasını değil benim hükümetin işidir Türkiye geçmiş mukayese edilmeyecek şekilde reel faizlerin sıfır olduğu bir ülke 2008 yılında dünyada bütün merkez bankaları krize rağmen aşağıya indirirken bizim Merkez Bankası faizleri yukarı çıkardı Benim derdim polemik değil Merkez Bankası’nın az konuşması dünyada usuldendir. ABD’de böyle, Avrupa’da da. Konuştuğu zaman gündemin ortasına düşer” dedi.
Türkiye’de yatırım yapmadığı için Volkswagen Jetta’ya yönelik ek vergiye ilişkin soruya Bakan Çağlayan, Türkiye’de bu kadar çok otomobil satan bir firmanın yatırım yapmamasını eleştirdi.
Bu konuda yeterince teşvik yapıldığını belirten Çağlayan, firmanın Türkiye’de yatırım yapma konusunda Mayıs ayına kadar bir çalışma yapacağını ifade etti.
Venezuella Devlet Başkanı Chavez’in cenaze töreninde Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın temsil edeceğini söyleyen Çağlayan, Mayıs ayında işadamları ile birlikte Brezilya ve Venezuella’yı kapsayan bir ziyareti gerçekleştireceğini bildirdi.
Toplantıda söz alan bir öğrenci ise enflasyon sepetini eleştirdi.
Vatandaşın günlük ihtiyaçları yerine kürdan gibi malzemelerin enflasyon sepetine konduğunu belirten öğrenci, Almanya’da ekonomisi övdü. Bunun üzerine Çağlayan, "Batıda enflasyon sepetinde ne varsa bizde de o var” dedi.
Bakan Çağlayan, “Seni Almanya’ya götüreceğim, o mutlu insanları bana göstereceksin’ diyerek, öğrenciye Almanya’ya götürme sözü verdi