Arınç: “din Adamı İhtiyacını Karşılayacak Bir Okul Açılmasına Kesinlikle Taraftarız”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Din adamı ihtiyacını karşılayacak bir okul açılmasına kesinlikle taraftarız” dedi.

Berlin’de Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü tarafından düzenlenen toplantıya katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmanın ardından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Arınç, “Din adamı ihtiyacını karşılayacak bir okul açılmasına kesinlikle taraftarız” dedi.

Gayrimenkullerin iadelerine dair vakıflar kanununa çok önemli hükümler koyulduğunu söyleyen Arınç, “Mesela yetimhane konusunu zannediyorum Sayın Augustina da çok iyi bilmektedir. Geçmişten bu yana metruk bir halde kalmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açtı patrikhane ve davayı kazandılar. Biz bunu icra etmeyebilir, bunun karşılığında tazminat veya cezai şart ödeyebilirdik. Ama bu onların hakkıdır, bu hak tamamen yerine getirilmelidir, aynen iade edilmelidir kararını aldık ve bunu uyguladık. Büyükada’da, hepiniz çok iyi biliyorsunuz, çok önemli patrikhaneye bağlı yetimhanenin aynen iadesi konusu gerçekleştirildi.

Daha sonra da Sayın Vingas’ın katkılarıyla yapılan tüm müracaatları tek tek inceledik, doğru bulduklarımızı da kendilerine iade ettik” diye konuştu.

“Özellikle İzmir’deki Hahambaşılığın tüzel kişiliği yoktu. 5 veya 6 tane havraları vardı, dini cemaatleri vardı ama varlıkları kabul edilmiyordu” diyen Arınç sözlerine şöyle devam etti: “Yine Vakıflar Meclisi’nde İzmir Musevi Hahambaşılığı’nın tüzel kişiliğini de kabul ettik. Ermeni vakıflarına ait gayrimenkulleri verdik, Rumlara ait gayrimenkulleri verdik, Musevi dostlarımızın sahip oldukları ama ellerinden bir şekilde gitmiş olan vakıfları da kendilerine iade ettik, Süryani dostlarımızın da kendilerine ait vakıflardaki gayrimenkullerini iade ettik. Yüzde 100 karşılanmamış olabilir ama anlayış göstermek gerekir; özellikle 1936’daki beyannamede yeterli bilgi ve belgesi olanların hepsinin gayrimenkullerini iade ettik. Üçüncü, dördüncü ele geçmiş olan gayrimenkuller bulunabilir. Yani vakıflardayken satılmış… Şimdi bir bakıyoruz gayrimenkul bizim elimizde değil. Bunun karşılığını da bugünkü rayiç bedel üzerinden hazineden bizzat nakdi olarak ödedik. Böyle ödediğimiz vakıfların karşılıkları da var. Şunu söylemek istiyorum: Hak haklının en mukaddes malıdır. Bunu biz cebimizden bir bahşiş gibi vermiyoruz. Bunlar zaten sizindi ama bir şekilde elinizden çıkmıştı şimdi biz bunu insanlık hakkı olarak görüyoruz, sizin inancınızın mukaddes saydığı bir değer olarak görüyoruz ve sizlere veriyoruz. Geçmişte yaşananlar için de hepinizden özür dileriz. Bunu yerine getirdik bundan dolayı hepimiz büyük bir memnuniyet duyuyoruz.”

“RUHBAN SINIFINDA DİN ADAMLARININ YETİŞMESİ GEREKİR”

Ruhban Okulu’nun 1971’de konjonktürel bazı sebeplerle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığını dile getiren Arınç, “Heybeliada Ruhban Okulu’nda Rum Ortodoks Patrikhanesi veya Ortodoks Cemaati için din adamlarına ihtiyaç varsa, ki var, bunların yetişmesi için bir okula ihtiyaç varsa, ki var, bunu da kabul ediyoruz. O zaman bu okulun mutlaka açılması ve buradan yeniden ruhban sınıfında din adamlarının yetişmesi gerekir” dedi.

Arınç, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasının önünde politik bazı sebeplerin bulunduğunu da belirterek, “Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığa karşı Yunan hükümetinin aynı sevecen davranışlarda bulunmadığını, vakıflara yasak getirildiğini, dini Müslüman grupların kendi müftülerini bile seçemediklerini, din adamlarının hükümet tarafından atandığını ama cemaat tarafından seçilemediğini, vakıfların mal varlığı edinemediğini, okullarda ayrımcılık yapıldığını iddia ediyorlar ki, veya camilerin belli yerlerde açılmasına izin verilmediğini söylüyorlar ki, bu da doğrudur. Biz yıllardan beri Yunan hükümetine, ‘Siz de Avrupa Birliği’ne üyesiniz, Avrupa Birliği hukuku içerisinde de bu hakları tanımanız gerekir’ diyoruz. Kaldı ki Türk azınlık da, Müslüman azınlık da esasen Lozan’dan bu yana çok önemli haklara sahiptir. Düşünün ki Türk kelimesinin bir derneğin tabelasında olmasına bile Yunan hükümeti müsaade etmemektedir. Derneği kapatma kararı almışlardır. Bunun üzerine Avrupa Birliği Adalet Divanı’na gidilmiştir, İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilmiştir, o adalet divanları ve mahkemeler de bunu iptal etmişlerdir, yanlış bulmuşlardır. Ama Yunan hükümeti bu kararları bile uygulamamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Batı Trakya’da olan bitenlere karşı hiçbirimiz bigane kalamayız” diyen Arınç, “O yüzden Yunan hükümetinin bizi rahatlatacak, Batı Trakya’dakileri rahatlatacak bir adım atması lazım. Ama atmıyorlar, ne zaman atarlar onu da bilmiyorum. Buna karşı biz yine de şunu söylüyoruz; bu mesele bir mütekabiliyet meselesi değildir. Yunanlı yapmazsa biz de yapmayacağız anlamı çıkarmayalım” şeklinde konuştu.

Arınç, “Biz din adamı ihtiyacını karşılayacak bir okul açılmasına kesinlikle taraftarız. Ve bu eğer sizin ifade ettiğiniz yerdeki okul olacaksa, bu konuda da ümitli olun. Önümüzde dağ gibi sorunları çözdük. Bu sorunu da umarım ki ikinci bir toplantıya geldiğimizde birbirimizi tebrik ederek kutlayacağız ve size bu müjdeyi vermiş olacağım.”
Kaynak: İHA