Bazı Avrupalı Liderlerin Finlandiya'nın Evsahipliğinde Bir Araya Geldiği Toplantıya Güney Kıbrıs Krizi Damga Vurdu
Bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin Avrupa'nın geleceğini tartışmak üzere Finlandiya'da yaptıkları toplantıya Güney Kıbrıs Rum kesimindeki ekonomik kriz damgasını vurdu.
Finlandiya'nın Kuzey Kutup dairesinin 250 kilometre kuzeyindeki Laponya bölgesinde yer alan Saariselka adlı küçük kasabada rahat bir ortamda yapılan gayri resmi toplantıya, özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinin liderleri ve AB'ye aday ülkeler Türkiye ve Hırvatistan davet edildi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın Türkiye'ye temsil ettiği toplantıda, evsahibi Finlandiya'nın Başbakanı Jyrki Katainen ile Avrupa İşleri ve Dış Ticaret Bakanı Alexander Stubb dışında, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves, Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt, Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanovic ve AB dönem başkanı İrlanda'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton katıldı.
Katılımcılar hafta sonu yapılan toplantının ardından basının karşısına geçerek soruları yanıtladı. Liderlere sorulan soruların başında ''Güney Kıbrıs'' konusu vardı.
-''Kural konulduysa buna herkes uymalı''-
Finlandiya Başbakanı Katainen, Avrupa'daki ekonomik büyüme, güvenlik, temel değerler, ticaret gibi konuları ele aldıklarını söyledi ve Güney Kıbrıs'taki krize mutlaka bir çözüm bulunacağına olan inancını tekrarladı, ancak AB içinde konulan kurallara bütün ülkelerin uyması gerektiğinin altını çizdi.
''Krizlerle karşılaşmamızın nedenlerinden biri bazılarımızın konulan kurallara uymamış olması'' diyen Katainen, daha önce, Güney Kıbrıs bankalarındaki 100 bin avro üzerindeki mevduatın vergilendirilmesinin kendileri için uygun bir çözüm olabileceğini açıklamıştı.
Finlandiya, Almanya ile birlikte çözüm konusunda katı önlemleri savunan ülkeler arasında gösteriliyor.
-''Güney Kıbrıs olayı bankacılık sistemine güvensizlik sebebi olmamalı''-
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, katılım sürecinde olan bir ülke olarak Türkiye'nin görüşlerini aktardı. Babacan, Güney Kıbrıs'taki krizin çözümü için uygulanan yöntemin ''kendine özgü'' bir yöntem olduğuna vurgu yaptı ve bu yöntemin diğer avro bölgesi ülkeleri için bir emsal teşkil etmemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin ne avro bölgesinde ne de başka bir ülkede krizin aşılması için aynı yöntemin kullanıldığını görmek istemeyeceğini belirten Babacan, ''Meselenin özü şu. Güven, bankacılık sektörünün ana faktörüdür. Güney Kıbrıs olayının Avrupa'da ya da avro bölgesinde bankacılık sistemine genel anlamda bir güvensizlik sebebi olmasına izin vermemeliyiz'' dedi.
Babacan, AB'nin bir değerler ve idealler birliği olduğunu, krizlerin bu birliği bozmasına izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Avro bölgesindeki parasal birliğin düzgün düzenleme ve denetleme mekanizmalarına sahip güçlü bir ortak mali politika çerçevesi ve güçlü bir bankacılık politikası çerçevesi olmadan tamamlanmış sayılmayacağına dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
''Makroekonomik yönetimde tek para politikası ve 17 farklı mali politika bir arada olamaz. Bu işe yaramaz. Sonuçta yaramadığını da gördük. Düzgün uygulama ve izleme mekanizmalarıya Avrupa projesi hayatta kalabilecek bir proje olmaya devam edecek. Bu kriz de muhtemelen sistemi güçlendirmek ve bu tür talihsiz olayları önlemek için çok iyi bir fırsat olacak.''
-Kuzey ülkeleri Güney Kıbrıs'ta mevduattan vergi alınmasına sıcak bakıyor-
Letonya Başbakanı Dombrovskis ise, Güney Kıbrıs ekonomisinin küçük olması nedeniyle buradaki bir çöküşün AB'ye etkisi olmayacağını söyledi ve Güney Kıbrıs ekonomisini kurtaracak çözümün bulunması için ilerleme kaydedildiğini ifade etti.
Letonya Başbakanı Dombrovskis de, Güney Kıbrıs hükümetinin bulması gereken 5,8 milyar avro için bankalarda bulunan 100 bin avro üzerindeki mevduattan vergi alınmasının iyi bir çözüm olacağını belirtti.
Estonya Cumhurbaşkanı Ilves de, kurallara herkesin uyması gerektiğini vurgulayan liderlerdendi. Ilves, ağır şartlar içeren kurtarma paketlerinin parlamentolardan giderek daha zor geçtiğini, bundan böyle yardım isteyenlerin bu tür paketlerde daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini ifade etti.
İrlanda Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton ise, işgücü piyasasıyla ilgili birçok ülkede reformlar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Daa önce yapılan reformların da uygulanması gerektiğini söyleyen Creighton, ABD ile AB arasındaki serbest ticaretin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yaptı. Creighton, kağıt üzerinde yapılması gerekenlerin hayata geçmesi durumunda AB ülkelerinin vatandaşlarının AB'nin geleceğiyle ilgili şüphelerinin giderilmiş olacağını da sözlerine ekledi.
Muhabir: Tuğrul Çam
Yayıncı: Zekeriya Gülün
Kaynak: AA
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın Türkiye'ye temsil ettiği toplantıda, evsahibi Finlandiya'nın Başbakanı Jyrki Katainen ile Avrupa İşleri ve Dış Ticaret Bakanı Alexander Stubb dışında, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves, Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt, Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanovic ve AB dönem başkanı İrlanda'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton katıldı.
Katılımcılar hafta sonu yapılan toplantının ardından basının karşısına geçerek soruları yanıtladı. Liderlere sorulan soruların başında ''Güney Kıbrıs'' konusu vardı.
-''Kural konulduysa buna herkes uymalı''-
Finlandiya Başbakanı Katainen, Avrupa'daki ekonomik büyüme, güvenlik, temel değerler, ticaret gibi konuları ele aldıklarını söyledi ve Güney Kıbrıs'taki krize mutlaka bir çözüm bulunacağına olan inancını tekrarladı, ancak AB içinde konulan kurallara bütün ülkelerin uyması gerektiğinin altını çizdi.
''Krizlerle karşılaşmamızın nedenlerinden biri bazılarımızın konulan kurallara uymamış olması'' diyen Katainen, daha önce, Güney Kıbrıs bankalarındaki 100 bin avro üzerindeki mevduatın vergilendirilmesinin kendileri için uygun bir çözüm olabileceğini açıklamıştı.
Finlandiya, Almanya ile birlikte çözüm konusunda katı önlemleri savunan ülkeler arasında gösteriliyor.
-''Güney Kıbrıs olayı bankacılık sistemine güvensizlik sebebi olmamalı''-
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, katılım sürecinde olan bir ülke olarak Türkiye'nin görüşlerini aktardı. Babacan, Güney Kıbrıs'taki krizin çözümü için uygulanan yöntemin ''kendine özgü'' bir yöntem olduğuna vurgu yaptı ve bu yöntemin diğer avro bölgesi ülkeleri için bir emsal teşkil etmemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin ne avro bölgesinde ne de başka bir ülkede krizin aşılması için aynı yöntemin kullanıldığını görmek istemeyeceğini belirten Babacan, ''Meselenin özü şu. Güven, bankacılık sektörünün ana faktörüdür. Güney Kıbrıs olayının Avrupa'da ya da avro bölgesinde bankacılık sistemine genel anlamda bir güvensizlik sebebi olmasına izin vermemeliyiz'' dedi.
Babacan, AB'nin bir değerler ve idealler birliği olduğunu, krizlerin bu birliği bozmasına izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Avro bölgesindeki parasal birliğin düzgün düzenleme ve denetleme mekanizmalarına sahip güçlü bir ortak mali politika çerçevesi ve güçlü bir bankacılık politikası çerçevesi olmadan tamamlanmış sayılmayacağına dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
''Makroekonomik yönetimde tek para politikası ve 17 farklı mali politika bir arada olamaz. Bu işe yaramaz. Sonuçta yaramadığını da gördük. Düzgün uygulama ve izleme mekanizmalarıya Avrupa projesi hayatta kalabilecek bir proje olmaya devam edecek. Bu kriz de muhtemelen sistemi güçlendirmek ve bu tür talihsiz olayları önlemek için çok iyi bir fırsat olacak.''
-Kuzey ülkeleri Güney Kıbrıs'ta mevduattan vergi alınmasına sıcak bakıyor-
Letonya Başbakanı Dombrovskis ise, Güney Kıbrıs ekonomisinin küçük olması nedeniyle buradaki bir çöküşün AB'ye etkisi olmayacağını söyledi ve Güney Kıbrıs ekonomisini kurtaracak çözümün bulunması için ilerleme kaydedildiğini ifade etti.
Letonya Başbakanı Dombrovskis de, Güney Kıbrıs hükümetinin bulması gereken 5,8 milyar avro için bankalarda bulunan 100 bin avro üzerindeki mevduattan vergi alınmasının iyi bir çözüm olacağını belirtti.
Estonya Cumhurbaşkanı Ilves de, kurallara herkesin uyması gerektiğini vurgulayan liderlerdendi. Ilves, ağır şartlar içeren kurtarma paketlerinin parlamentolardan giderek daha zor geçtiğini, bundan böyle yardım isteyenlerin bu tür paketlerde daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini ifade etti.
İrlanda Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton ise, işgücü piyasasıyla ilgili birçok ülkede reformlar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Daa önce yapılan reformların da uygulanması gerektiğini söyleyen Creighton, ABD ile AB arasındaki serbest ticaretin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yaptı. Creighton, kağıt üzerinde yapılması gerekenlerin hayata geçmesi durumunda AB ülkelerinin vatandaşlarının AB'nin geleceğiyle ilgili şüphelerinin giderilmiş olacağını da sözlerine ekledi.
Muhabir: Tuğrul Çam
Yayıncı: Zekeriya Gülün