Bilici: PKK Sorunu Çözülürse Erdoğan Nobel Alır

Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü ve Zaman gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK sorununu çözmesi halinde Nobel Barış Ödülü’nü alabileceğini söyledi.

El Cezire televizyonunda yayınlanan Inside Story programına katılan Abdülhamit Bilici, terör sorunun çözümünde geç de olsa tarihi bir fırsat yakalandığına dikkat çekti. Abdullah Öcalan’ın mesajlarının PKK içindeki tüm gruplar tarafından kabul edileceğini umduğunu söyleyen Bilici, Ankara’nın da bu konuda demokrasinin ve şeffaflığın sesiyle söz birliğine varmış olmasının önemini vurguladı.Başbakan Erdoğan ve partisi için 40 binden fazla Kürt ve Türkün ölümünden sorumlu PKK lideriyle görüşmenin büyük bir risk olduğunu belirten Bilici, şöyle devam etti: “Bu, bir siyasetçi için cesurca bir hareket. Bu süreçte çıkabilecek bir problem başarısına zarar verebilir. Tabii büyük risk alırsanız, büyük bir kazanç da mümkündür.

Süreç sorunsuz işler, PKK silahsızlandırılır ve terörü bir yana bırakırsa bu Erdoğan için büyük bir başarı olacaktır. Bunu çözmek Erdoğan'a büyük bir prestij kazandırır. Tabii Öcalan'ın çağrıları PKK içindeki farklı gruplar tarafından kabul görüp uygulanırsa bu Erdoğan'a Nobel ödülü alma şansı bile verebilir. Çünkü bu, sadece Türkiye değil; bölge için de büyük bir problem.”

Kürt probleminin Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde de her zaman baş ağrısı olduğuna dikkat çeken Bilici, “Bundan kurtulmak Türkiye'ye komşuları ile de daha iyi ilişkilere imkan sağlayacak, Türk dış politikasının normalleşmesi için önemli bir gelişme olacaktır.” ifadelerini kullandı.Halkın bu sürece verdiği desteği de değerlendiren Abdülhamit Bilici, “Türk ve Kürt halkı artık bu silahlı çatışmadan bıkmış durumda. Türkiye'de yaşayan herkes için büyük bir problem. İnsanlar, barış ve uzlaşmanın nasıl olursa olsun mevcut durumdan daha iyi olduğunu düşünüyor. Halkın buna yeterli krediyi vereceğini düşünüyorum. Zaten problem Kürtler ve Türkler arasında değil; Kürtlerin bir kısmı ile rejim arasındaydı.” dedi.

ABD Merkezli Alman Marshall Fonu Güvelik ve Dış Politika Direktörü Ian Lesser ise Türkiye’nin Kuzey Irak’taki siyasi ve ekonomik nüfuzunu PKK sorunun çözümünde önemli bir değer olduğunu vurguladı. Sürecin kesin olmasa da başarı şansını büyük gördüğünü ifade eden Lesser, bölgeyi ve Türkiye’yi dönüştürme potansiyeline de sahip olduğunu kaydetti.

Suriye ve İran’ın PKK’yı taşeron olarak Türkiye’ye karşı kullanma ihtimaline de dikkat çeken Lesser, “Bu süreç başarıyla devam ederse Türkiye'nin güvenliğine büyük bir tehdit ortadan kaldırılmış olur.” dedi.

Şimdi bölgede yeni bir dönem başladığını ifade eden Lesser, bu sorunun çözümü halinde kültürel ve siyasal haklar ile ekonomik fırsatların artık gündemin üst sıralarında yer alacağını vurguladı.İngiltere’de faaliyet gösteren Türkiye Çalışmalar Merkezi Direktörü İbrahim Doğuş, önceki hükümetlerin tam olarak muktedir olamadıkları için bir çözüm süreci de başlatamadıklarını ifade etti.

Süreci “Kürtler ve Türklerin daha iyi bir Türkiye ve bölge için ittifakı” diye tanımlayan Doğuş, şimdi ortak çıkarlar için birlikte hareket edilebileceğini söyledi.

Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesinin Suriye ve İran’daki Kürtler üzerinde de büyük etki yapacağını öne süren Doğuş, “Türkler ve Kürtler bu ülkelerden gelebilecek muhtemel sabotajlara karşı çok dikkatli olmalılar.” uyarısını yaptı.Kürtlerin bağımsızlık peşinde olmadığını dile getiren İbrahim Doğlu, “Önemli olan; anayasada eşit vatandaşlar olarak tanınmalı. Bundan sonra diğer haklar gelecek. Türk yetkililer de temel hakların verilmesinin bağımsız bir Kürt devletine yol açacağını düşünmüyor artık.” şeklinde konuştu.