Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Tarafından ‘kadın Hastalıkları, Gebelik ve Doğum’ Konferansı Düzenlendi

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi tarafından ‘’Kadın Hastalıkları, Gebelik ve Doğum’’ konulu halka açık konferans düzenlendi.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Tarafından ‘kadın Hastalıkları, Gebelik ve Doğum’ Konferansı Düzenlendi
Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Opr. Dr. İbrahim Halil Özdurak ve Opr. Dr. Abdullah Göymen, katılımcıları bilgilendirdi. Opr. Dr. Özdurak, bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden birisinin anne ve bebek ölüm oranlarındaki düşüş olduğunu söyledi.

Gebelik takibinde ana amacın, öncelikle riskli gebeliklerin tespiti ve erken dönemde uygulanabilecek tedavi seçenekleri ile anne ve bebek ölümlerinin önüne geçmek olduğunu ifade eden Opr. Dr. Özdurak, “Dolayısıyla burada en önemli iş gebelerimizin düzenli olarak kontrollere gitmesinden geçmektedir. Herhangi bir risk faktörü olmayan bir gebenin ilk 8 haftada 11.-14. haftada, 18.-22. haftada, 26.-28. haftada ve 36. haftada olmak üzere en az 5 kez bir kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir” diyen Opr. Dr. Özdurak, sözlerini şöyle sürdürdü, “Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, çoğul gebelik gibi riskli gebelik teşhisi koyulan gebelerde takip sıklığı, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından belirlenmelidir. Doğum şekli konusunda ise anne ve bebek sağlığı göz önüne alındığında öncelik tabi ki normal doğumdadır. Ancak ters veya yan geliş çocuğun eşinin önde gelmesi, anne çatısı ve bebek başı arasındaki uyumsuzluk çoğul gebelikler veya anne - bebek için hayati risk söz konusu olduğunda ise sezaryen hayat kurtarıcı bir operasyondur.” Opr. Dr. Abdullah Göymen de konuşmasında, aile planlaması hakkında bilgi verdi. Aile planlamasını, ‘’bireylerin ve çiftlerin istedikleri zaman, bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olmaları’’ olarak açıklayan Opr. Dr. Göymen, ‘’Eşlerin istenmeyen gebeliklerden sakınmalarına, iki doğum arasındaki süreyi düzenlemelerine, yaş ve sosyo-ekonomik durumu göze alarak ne zaman ve ne kadar çocuk sahibi olacaklarına karar vermelerine, çocuğu olmayan eşlerin çocuk sahibi olmalarına yardım eden uygulamaların tümüdür’’ sözlerine yer verdi.

Aile planlamasını “Korunma yöntemleri ve çocuk sahibi olamayan infertil çiftlerin değerlendirilmesi’’ şeklinde iki ayrı başlık altında incelemek gerektiğini ifade eden Opr. Dr. Göymen, şunları kaydetti, “Korunma yöntemleri geri çekme yöntemi, vücut ısı takibi, ritim yöntemi ve emzirmenin uzatılması ve benzeri geleneksel yöntemler gibi doğum kontrol hapları, spiral, depo ilaçlar, vajinal halka, bariyer yöntemleri, operasyon gibi modern yöntemler ile yapılmaktadır. Başarı oranları oldukça düşük olasına rağmen Türkiye’de halen en sık kullanılan yöntem geri çekme yöntemidir. Bu da istenmeyen gebeliklerin oluşmasına ve buna bağlı olarak isteğe bağlı kürtajlara sebep olmaktadır.’’ Opr. Dr. Göymen, infertilite (çocuk olmama durumu) ile ilgili tanı aşamasında rahim filmi, sperm testi, hormonlar gibi tanı testleri bulunduğunu, tedavisinde de yumurta geliştirici tedaviden tüp bebek uygulamasına kadar geniş yelpaze bulunduğunu belirtti.

Kaynak: İHA