'boşanmaların Sebebi Ekonomik Özgürlük Değil, Nefsaniyettir'

Türk Kadınları Derneği İstanbul Şube Başkanı Cemalnur Sargut, boşanma sebepleri arasında gösterilen kadınların ekonomik özgürlüğüne kavuşması gerekçesine katılmadığını, bunun nefsanî duygulardan kaynaklandığını söyledi.

'boşanmaların Sebebi Ekonomik Özgürlük Değil, Nefsaniyettir'
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ)’nde "Tasavvufta Kadın" konulu bir konferans vermek için Denizli’ye gelen Sargut, daha önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Hz. Hatice (RA)’nin ölümüne kadar ticaretten vazgeçmediğini, Hz. Muhammed (SAV)'in de bunu desteklediğini ifade etti: "Demek ki İslâm dini, kadının çalışmasını hoşgörür ve destekler ama kadının birinci görevi çocuğunu yetiştirmesidir. Çocuk, başkalarının eline bırakıldığında manevi terbiyeden yoksun ve anne baba sevgisinden uzak yetişerek baştan özgüvensiz ve problemli oluyor. Annenin ikinci görevi çalışmak olmalıdır. Ben her zaman kadının çalışmasından yanayım."Kadının ekonomik özgürlüğünden sonra boşanma oranlarının arttığına inanmadığını söyleyen Cemalnur Sargut, “Boşanma oranlarının artış sebebinin nefsaniyetin ve, ‘Bana bu yapılır mı?’ gibi söylemlerin artmasıyla aslında eşiyle birlikte muhabbetin unutulması olduğunu düşünüyorum. Hâlbuki evlilik bir muhabbettir. Bu muhabbet iki sütun üzerine kurulur. Sütunlar birbirine yapışırsa muhabbet yıkılır. İkincisi, karı koca birbirine bakmak yerine Allah’a bakmayı ön plana alırsa değil boşanmak, 'Önce sevdiğim mutlu olsun, onun için çalışayım ki Allah’ın hoşnutluğunu kazanayım' terbiyesiyle muamele ederler. Bu da evliliğin yürümesini sağlar. Değer yargılarımızı iman ve İslâm’a bağlarsak evlikler çok mutlu geçecektir.” şeklinde konuştu.

'İSLAM’I YAŞAYAN KİŞİ, KADINA ŞİDDET UYGULAMAZ'Türkiye’nin bilimi ön plana aldığı ama manevi eğitim ve iman eksikliklerinin olduğu bir dönemi yaşadığını belirten Türk Kadınları Derneği Şube Başkanı Sargut, şunları kaydetti: “Özellikle siyasi hareketlerin çok olduğu devrelerde Allah sevgisi ve Peygamber'le irtibat üzerinde çok az duruldu ve bazı değer yargılarımızı kaybettik. Hafifçe yakasından tutup tartaklayan eşine karşı kayınvalidesi, ‘Ne yapıyorsun? Karşındaki Peygamber.’ dediğinde Efendimiz, ‘Olsun anacığım, yapsınlar. Biz erkeklerin ailesine iyi davrananlarını Allah sever, o yüzden eşlerimin bu tür muamelesini güzel karşılarım.’ demiştir. Sadece bu söz bile anlaşılsa bugün şiddet denen şeyin ne kadının ne de erkeğin üzerine olmaması gerekirdi. Demek ki biz gerçek İslâm’ı bilmiyoruz ve yaşamıyoruz.”