Virüse ve Kök Hastalıklarına Dayanıklı Biber Tohumu Çiftçinin Umudu Oldu
Türkiye’de ilk defa Yüksel Tohumculuk tarafından üretilen sivri biber tohumu çiftçinin umudu oldu.
Virüse ve kök hastalıklarına daha dayanıklı olduğu ifade edilen yeni tohumun çiftçinin önünü açacağı bildirildi.
Türkiye’de ilk defa Yüksel Tohumculuk tarafından üretildiği bildirilen ve Cömert F1 ve Mertcan F1 adı verilen sivri biber tohumu İçel’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu köyünde düzenlenen ‘Tarla Günü’ ile tanıtıldı. Çok sayıda üreticinin katıldığı programda konuşan Yüksel Tohum Doğu ve Güneydoğu Distribütörü ve Naf Tarım sahibi Hasan Basri Nalbat, Akdeniz bölgesinde üretilen biberlerin tohumunun yüzde 70’e yakının kendileri tarafından üretildiğini söyledi.
Mevsut sivri biber üretiminde virüse yakalanma konusunda sıkıntılar bulunduğunu ifade eden Nalbant, "Ancak yeni ürettiğimiz Cömert F1 veMertcan F1 tohumlarımızla bu sıkıntıyı da büyük ölçüde aştık. Yeni çeşitlerimiz virüse ve kök hastalıklarına dayanıklı olduğu önümüzü daha da açacaktır." dedi.
Cömert F1 sivri biber tohumu ile yetişen sera mahsulünün 25 santimetre civarında, güçlü, küçük yapraklı, çok erkenci, tatlı, iç pazar ve ihracata uygun bir ürün olduğunu ifade eden Nalbant, "Mertcan F1 ürünümüz de yine sivri biber türünde bir ürünümüzdür. O da güçlü, soğuğa dayanıklı, erkenci, tatlı iç pazar ve ihracata uygun bir ürünümüzdür.” diye konuştu.
Mertcan F1 ürününün kalın segment olduğunu ve bu ürünün pazarının genellikle Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgeleri olduğunu vurgulayan Nalbat, “Cömert F1 denilen biberimiz de tatlı ve ince bir üründür. Onun da pazarı İçanadolu bölgesi başta olmak üzere yurdumuzun diğer bölgeleridir." şeklinde bilgi verdi.Biberciler için en önemli ayların ocak, şubat ve mart ayları olduğunu dile getiren Nalbant, şunları ifade etti: "Çünkü bu aylarda ürünlerin rekoltesi düşük olsa bile iyi para eder. Bu aylarda 2 TL’ye satacağı biberin kilosunu üreticiler yaz aylarında dörtte biri fiyatına ancak satabilirler. Kazanlı-Adanalıoğlu bölgesi Türkiye’nin en fazla nematodun olduğu dört bölgeden biridir. Bu yüzden bazen buraya ilaçlar bile fayda vermeyebilir. Bu nedenle bu şartlarda alınan verim oldukça iyi."
Bu bölgede 25 Eylül’de ekilen biberlerde takoz problemi yaşandığına dikkat çeken Nalbant şöyle devam etti: “Bu mevsimde ekilen ürünleri ya yamuk ya da normalden kısa yetişirken bu ‘Tarla Günü’nde hiçbir takoz problemine rastlamadık. Normalde firmalar bu havada ve bu şartlarda böyle tarla günü yapmaya cesaret edemez. Çünkü ürünler hava şartlarından dolayı takoza yatar. Bu sebepten dolayı firmalar tarla günlerini nisan aylarında yapar."
"TÜRKİYE TOHUMCULUKTA İSRAİL'İ GEÇİYOR"
Eskiden Türkiye'de domates başta olmak üzere birçok tarımsal üründe İsrail tohumu kullanımının oldukça yaygın olduğuna dikkat çeken Nalbant, “Ancak son yıllarda özellikle de Antalya bölgesinde yerli tohum üreticilerinin sayısı arttı. Araştırmalar sonucunda lezzet, renk, koku ve verim açısından İsrail tohumlarını çok geride bırakan yerli tohumlar elde edildi. Türk çiftçisi, yerli tohumları çok beğendi. Yerli tohum kullanımı da her geçen gün artıyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin tohum üretiminde ciddi büyüme trendine girdiğinin altını çizen Nalbant, şöyle devam etti: “Tarım sektöründe dünyada önemli yerlere geliyoruz. Ancak bu sektörü Türk halkının gözünde aşağılama kampanyalarına dikkat etmek gerekiyor. Türkiye'de yerli tohum üretimine yapılan destekler devam ediyor ve tohum üreten şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye, aralarında Almanya, Fransa, Rusya, İspanya, Hollanda ve İsrail'in de bulunduğu birçok gelişmiş ülkeye tohumluk ihracatı gerçekleştiriyor artık. İnsan sağlığına uygun tohum geliştirip tescil ettiren Türkiye, İsrail ile olan ticaretinde geçen yıl tohum ithalatından çok ihracat yaptı. Türkiye, şu anda dünyaya tohum ihraç eden ülkelerin başında geliyor. Eskiden tohum denilince akla İsrail, Hollanda ve Amerika gelirken artık Türkiye bu sektörde gelişimini inanılmaz bir şekilde sürdürüyor. İsrail malı olarak bilinen birçok tohum Türkiye’den gitmedir. Onlar sadece ismini değiştirip kendi mallarıymış gibi göstermektedir. Ancak ham maddesi Türk firmalarınındır.
Yani at da güzel jokey de güzel. Maymun artık gözünü açtı. İsrail tohumculukta bizden 5 adım öndeydi, ancak biz onları yakaladık ve geçmek üzereyiz.”
Türkiye’de ilk defa Yüksel Tohumculuk tarafından üretildiği bildirilen ve Cömert F1 ve Mertcan F1 adı verilen sivri biber tohumu İçel’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu köyünde düzenlenen ‘Tarla Günü’ ile tanıtıldı. Çok sayıda üreticinin katıldığı programda konuşan Yüksel Tohum Doğu ve Güneydoğu Distribütörü ve Naf Tarım sahibi Hasan Basri Nalbat, Akdeniz bölgesinde üretilen biberlerin tohumunun yüzde 70’e yakının kendileri tarafından üretildiğini söyledi.
Mevsut sivri biber üretiminde virüse yakalanma konusunda sıkıntılar bulunduğunu ifade eden Nalbant, "Ancak yeni ürettiğimiz Cömert F1 veMertcan F1 tohumlarımızla bu sıkıntıyı da büyük ölçüde aştık. Yeni çeşitlerimiz virüse ve kök hastalıklarına dayanıklı olduğu önümüzü daha da açacaktır." dedi.
Cömert F1 sivri biber tohumu ile yetişen sera mahsulünün 25 santimetre civarında, güçlü, küçük yapraklı, çok erkenci, tatlı, iç pazar ve ihracata uygun bir ürün olduğunu ifade eden Nalbant, "Mertcan F1 ürünümüz de yine sivri biber türünde bir ürünümüzdür. O da güçlü, soğuğa dayanıklı, erkenci, tatlı iç pazar ve ihracata uygun bir ürünümüzdür.” diye konuştu.
Mertcan F1 ürününün kalın segment olduğunu ve bu ürünün pazarının genellikle Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgeleri olduğunu vurgulayan Nalbat, “Cömert F1 denilen biberimiz de tatlı ve ince bir üründür. Onun da pazarı İçanadolu bölgesi başta olmak üzere yurdumuzun diğer bölgeleridir." şeklinde bilgi verdi.Biberciler için en önemli ayların ocak, şubat ve mart ayları olduğunu dile getiren Nalbant, şunları ifade etti: "Çünkü bu aylarda ürünlerin rekoltesi düşük olsa bile iyi para eder. Bu aylarda 2 TL’ye satacağı biberin kilosunu üreticiler yaz aylarında dörtte biri fiyatına ancak satabilirler. Kazanlı-Adanalıoğlu bölgesi Türkiye’nin en fazla nematodun olduğu dört bölgeden biridir. Bu yüzden bazen buraya ilaçlar bile fayda vermeyebilir. Bu nedenle bu şartlarda alınan verim oldukça iyi."
Bu bölgede 25 Eylül’de ekilen biberlerde takoz problemi yaşandığına dikkat çeken Nalbant şöyle devam etti: “Bu mevsimde ekilen ürünleri ya yamuk ya da normalden kısa yetişirken bu ‘Tarla Günü’nde hiçbir takoz problemine rastlamadık. Normalde firmalar bu havada ve bu şartlarda böyle tarla günü yapmaya cesaret edemez. Çünkü ürünler hava şartlarından dolayı takoza yatar. Bu sebepten dolayı firmalar tarla günlerini nisan aylarında yapar."
"TÜRKİYE TOHUMCULUKTA İSRAİL'İ GEÇİYOR"
Eskiden Türkiye'de domates başta olmak üzere birçok tarımsal üründe İsrail tohumu kullanımının oldukça yaygın olduğuna dikkat çeken Nalbant, “Ancak son yıllarda özellikle de Antalya bölgesinde yerli tohum üreticilerinin sayısı arttı. Araştırmalar sonucunda lezzet, renk, koku ve verim açısından İsrail tohumlarını çok geride bırakan yerli tohumlar elde edildi. Türk çiftçisi, yerli tohumları çok beğendi. Yerli tohum kullanımı da her geçen gün artıyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin tohum üretiminde ciddi büyüme trendine girdiğinin altını çizen Nalbant, şöyle devam etti: “Tarım sektöründe dünyada önemli yerlere geliyoruz. Ancak bu sektörü Türk halkının gözünde aşağılama kampanyalarına dikkat etmek gerekiyor. Türkiye'de yerli tohum üretimine yapılan destekler devam ediyor ve tohum üreten şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye, aralarında Almanya, Fransa, Rusya, İspanya, Hollanda ve İsrail'in de bulunduğu birçok gelişmiş ülkeye tohumluk ihracatı gerçekleştiriyor artık. İnsan sağlığına uygun tohum geliştirip tescil ettiren Türkiye, İsrail ile olan ticaretinde geçen yıl tohum ithalatından çok ihracat yaptı. Türkiye, şu anda dünyaya tohum ihraç eden ülkelerin başında geliyor. Eskiden tohum denilince akla İsrail, Hollanda ve Amerika gelirken artık Türkiye bu sektörde gelişimini inanılmaz bir şekilde sürdürüyor. İsrail malı olarak bilinen birçok tohum Türkiye’den gitmedir. Onlar sadece ismini değiştirip kendi mallarıymış gibi göstermektedir. Ancak ham maddesi Türk firmalarınındır.
Yani at da güzel jokey de güzel. Maymun artık gözünü açtı. İsrail tohumculukta bizden 5 adım öndeydi, ancak biz onları yakaladık ve geçmek üzereyiz.”