Antep’ten Çocukları ‘barış’ İçin Geldiler

Gaziantep’te yaşayan Behiye ve Ali Kılıç çiftinin çocukları Barış’a önce tifo ardından lösemi teşhisi konuldu.

Antep’ten Çocukları ‘barış’ İçin Geldiler
Orta risk grubunda olduğu ve yüksek risk grubuna girme tehlikesi nedeniyle tedavisinin bir an önce başlaması için apar topar İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.
Aldıkları ‘Çocuğunuz lösemi hastası ve orta derece risk grubunda’’ tanısını duyunca dünyaları başlarına yıkılan baba Ali Kılıç, çalıştığı bir marketteki işini bırakıp arabasını satıp eşi Behiye ve oğulları Barış'la İzmir’e geldi. Yaşadıkları lösemi gerçeği ile yeni tanıştıkları için tedavi süreci hakkında bilgileri olmayan Kılıç ailesi önce bir akrabalarının evine yerleşti. Ancak doktorlar, Barış’ın tedavisinin en az iki yıl sürebileceği, hijyenik bir ortamda kalması gerektiğini belirtince, baba Ali Kılıç da, İzmir’de ev tutmak zorunda kaldı. Toplu taşıma araçlarına çocuğunun binmesi yasak olan ve haftanın belirli günlerinde hastaneye gelmek durumunda olan anne Behiye ve baba Ali Kılıç, şimdilik sattıkları arabalarının parasıyla Barış için koşturuyor.

Doktorların bir süre sonra yurt dışından ithal ilaç isteminde bulunma durumunun da olduğunu belirten anne Behiye Kılıç, bir küçük çocukları daha olduğunu, eşinin bir yerde çalışmaya da başlayamadığı için zor durumda olduklarını söyledi.

Devlet karşılamasına karşın, 50-60 liralık paranın bile ağır geldiğini anlatan Kılıç, şunları söyledi: "İlaçlar pahalıymış. Zaman zaman yurt dışından ilaç istemleri yapılacakmış. Önce biz istemini yapacakmışız. Onları da düşünüyoruz nasıl karşılayacağız diye. Çok pahalı ilaçlar.”

GELİR OLMAYINCA ÇOK ZORLANIYORUZ
Anne Behiye Kılıç, çocuğun tedavisi için Antep’ten geldiklerini anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada yer olmadığı için bizi buraya gönderdiler. Tedaviye burada başladık. İki yıl dediler. Evi taşımak zorunda kaldık, tedavi süresi uzun diye. Bir küçük çocuğum daha var. Ailelerin desteğiyle şu an kira ödüyoruz. Acil geldiğimiz için biz böyle olacağını bilmiyorduk. Gelince iki yıl olduğunu söylediler. Burada yaşam şartları çok zor. Ev kirası çok yüksek. Toplu taşıta binemediği için ulaşım sorunumuz var. Tedavi süresince özel araçla gelip gitmesi gerekiyor. Satılanlardan kalan paralarla şu an idare etmeye çalışıyoruz. Orta risk grubundayız, ‘yüksek riske geçmesi olası’ dedi doktor. Çocuğun yaşama ortamının düzgün olması gerekiyormuş, o yüzden evi doğalgazlı tuttuk. Bu şartlar bizi zorluyor. Eşimin işi yok. Küçük çocuğumla evdeyim. Bizim geliş gidişlerimizle ilgileniyor. Zaman zaman başka hastanelere kan götürmesi gerekiyor. O yüzden bir işe falan bakamıyor. Temiz hijyenik ortam gerekiyormuş. Sobalı veya küflü ortama sahip evlerde de oturmamamız lazım. Her şey hijyenik olmalıymış, dışarıdan her şey yasak. Çok üzülüyorum çocuğumun bu durumu için. Gelir olmayınca daha zor. Tedavi orada olsa böyle zorlanmazdık, yardım alırdık. Ama uzak yer olunca durum farklı. Yalnız kaldık burada.”

NE YAPACAĞIMIZI BİLMİYORUZ
Oğulları Barış’ın tedavisi için arabası başta olmak üzere her şeylerini satıp İzmir’e geldiklerini dile getiren baba Ali Kılıç da, işsiz olduğu için iki yıllık süreçte ne yapacaklarını kara kara düşündüklerini dile getirdi.

Antep’ten buraya geliş sebebinin çocuğunun rahatsızlığı olduğunu anlatan
Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Beş gün Gaziantep Çocuk Hastanesi’nde yattık. Tifo olarak tanı koydular, sonra bu teşhis konuldu. İnsan çok kötü şekilde üzüntü hissediyor o an. Aynı gün teşhis konulduğu gün bizi apar topar buraya gönderdiler. Dükkanda çalışıyordum bırakmak ve arabayı satmak zorunda kaldım tedavi süreci için. Bir ay iki ay süreceğini sandık tedavinin. Tedavinin iki yıl süreceğini söyledi doktorlar. Ev tutmak zorunda kaldık. Şu anda Narlıdere’deyiz. Dükkanı, evi, arabayı sattık. İki yıl uzun bir süreç. Tedavisi özen istiyormuş. Bizim şu an bir yerden gelirimiz yok. Çalışma imkanı çok zor. Küçük çocuğa ben bakmak zorunda kalıyorum. Şu an çalışamıyorum. Yurt dışından ilaç gelecekmiş. Her ilacın geliş maliyeti çok yüksek. Maliyetinin yüksek olmasından dolayı gelirimiz de yok. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Şu an yapacak bir şey yok. Tedavinin gidişatı şu an iyi. İsterdik ki bu durumda olmayalım. Bu hastalığa yakalananlara Allah yardım etsin. İyi bir bakım olmazsa risk varmış. İyi tedavi görmezse tekrar yenileme olasılığı varmış. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz Barış için. Yetkililerin bizim bu durumumuzu göz önünde bulundurup yardımcı olmalarını isterim. Bizim gibi mağdur olan daha pek çok insan var.”
Kaynak: İHA