'Oryantalizmin Kısa Tarihi Konferansı'
Büyükşehir Belediyesinin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında "Oryantalizmin Kısa Tarihi Konferansı" düzenlendi.
Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) gerçekleştirilen programa katılan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yücel Bulut, oryantalizmin batının doğuyu anlamak için başvurduğu yol olduğunu söyledi.
Bulut, oryantalizmi sadece doğu ve İslam dünyasıyla ilgili kötülükleri barındıran yapı şeklinde değerlendirmenin hata olduğunu belirterek, zaman içinde İslam medeniyetlerinin çok büyük başarılar elde ettiğini kaydetti.
Oryantalizm anlayışının, Asya ve Avrupa'nın var olduğu günden itibaren süregelen düşünce sistemi olduğunu anlatan Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Edward Said'in tanımına göre oryantalizm, doğu ile uğraşan toplu bir kurumdur. Doğu hakkındaki kanaatleri onayından geçirir. Doğuyu tasvir eder, iskan eder ve yönetir. Kısacası oryantalizm, doğuya hakim olmak, onu yeniden kurmak ve onun yeniden amiri olmak için bat'nın bulduğu bir yoldur. Oryantalizm, birbirinden farklı çıkarlar peşinde koşan iki dünyanın şiddetli mücadelelerinin bulunduğu alandır. Oryantalizm, büyük ölçüde dil çalışmaları olarak başladı ve daha sonra yaygınlaştı. Bu çalışmaların da iki önemli boyutu olduğunu ifade etmek gerekir. Bu sebeplerin ilki dini kaygılardır.
Hristiyan dünyanın kendi kutsal metinlerinin tam yorumunu yapabilmek için başlatılan çalışmalar, daha sonra İslam üzerinde incelemelere kadar uzanıyor. Zaman içinde İslam medeniyetlerinin çok büyük başarılar elde etmesi, batı dünyasını, 'Müslümanların başarılarının sebebi nedir?' sorusunun cevabını aramaya yönlendirmiştir. Bu dönemde Kur'an-ı Kerim'in tercümeleri yapılamaya çalışılıyor. Bu noktada dil konusu önemli bir ihtiyaç haline geliyor."
Kaynak: AA
Bulut, oryantalizmi sadece doğu ve İslam dünyasıyla ilgili kötülükleri barındıran yapı şeklinde değerlendirmenin hata olduğunu belirterek, zaman içinde İslam medeniyetlerinin çok büyük başarılar elde ettiğini kaydetti.
Oryantalizm anlayışının, Asya ve Avrupa'nın var olduğu günden itibaren süregelen düşünce sistemi olduğunu anlatan Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Edward Said'in tanımına göre oryantalizm, doğu ile uğraşan toplu bir kurumdur. Doğu hakkındaki kanaatleri onayından geçirir. Doğuyu tasvir eder, iskan eder ve yönetir. Kısacası oryantalizm, doğuya hakim olmak, onu yeniden kurmak ve onun yeniden amiri olmak için bat'nın bulduğu bir yoldur. Oryantalizm, birbirinden farklı çıkarlar peşinde koşan iki dünyanın şiddetli mücadelelerinin bulunduğu alandır. Oryantalizm, büyük ölçüde dil çalışmaları olarak başladı ve daha sonra yaygınlaştı. Bu çalışmaların da iki önemli boyutu olduğunu ifade etmek gerekir. Bu sebeplerin ilki dini kaygılardır.
Hristiyan dünyanın kendi kutsal metinlerinin tam yorumunu yapabilmek için başlatılan çalışmalar, daha sonra İslam üzerinde incelemelere kadar uzanıyor. Zaman içinde İslam medeniyetlerinin çok büyük başarılar elde etmesi, batı dünyasını, 'Müslümanların başarılarının sebebi nedir?' sorusunun cevabını aramaya yönlendirmiştir. Bu dönemde Kur'an-ı Kerim'in tercümeleri yapılamaya çalışılıyor. Bu noktada dil konusu önemli bir ihtiyaç haline geliyor."