Dershanelerin Kapatılması Tartışması Devam Ediyor
Demokrat Eğitimciler Sendikası Malatya İl Başkanı Veysel Fırat, dershane öğretmenlerinin sorunlarının fazla olduğunu belirterek, “Cemaat devlet restleşmesi gibi görüntü verir oldu.
Oysa devlet kapsadıkları kurum veya gruplarla restleşmeye girecek kadar küçük değildir” dedi.
Dershanelerin kapanması tartışmalarıyla ilgili görüşlerini belirten Demokrat Eğitimciler Sendikası Malatya İl Başkanı Fırat, “Özel sektörde öğretmen maaşları arasında büyük uçurumlar var. Tecrübesizlik bahanesiyle yıllarca asgari ücretle ‘stajyerlik’ yapmaya mecbur bırakılan genç öğretmenler, haftanın her günü 12-14 saat dershanelerde derse girmekte, boş zamanlarında ise soğuk, dar ve karanlık etüt odalarında öğrencilerle test çözmektedir. Hastalanma ve rapor alma hakkı dahi olmayan öğretmenlerin tatil yapma hakkı da olmadığı gibi çoğu sigortasız olarak çalışmaktadır” diye konuştu.
Başkan Fırat, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çoğunun iş güvencesi dahi bulunmamaktadır, her an sözleşmesi fesih edilebilir. Sendikası yoktur. 11 ay çalışır fakat 10 ay maaş alır. Testlere, sınavlara, dergilere, hatta bazen gazetelere soru da hazırlattırılan dershane ve özel eğitim kurumları öğretmenlerinin sömürülmesini kimse dile getirmiyor. Dershane ve özel eğitim kurumu öğretmenlerine de sendika hakkı verilmelidir.
Dershane konusu o kadar büyütüldü ki devlet meselesi haline geldi. Hatta cemaat devlet restleşmesi gibi görüntü verir oldu. Oysa devlet kapsadıkları kurum ve ya gruplarla restleşmeye girecek kadar küçük değildir. Dershaneler elbette ki zorla, kapatılmamalı. Demokratik toplum ve çağdaş yönetim anlayışında buna yer yoktur. Bu böyle zorla olmaz. Olması gereken, dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırırsın, bir yerlere yerleşmek için sınavın formatını değiştirirsin ya da sınav yapmazsın işte o zaman kendiliğinden kapanır ve ülke gündemi de bununla meşgul olmaz. Şu andaki eğitim sisteminde dershanelerin gerekli olduğunu düşünüyorum, Çünkü dershaneler en çok orta tabakaya hizmet etmektedir.”
Eğitimde başarının yalnızca SBS, LGS, LYS sonuçları ve skorlarla ölçülmemesi gerektiğini belirten Fırat, “Okullarda spor, sanat, kültür ve müzik eğitimi de çok önemsenmelidir. Başarılı okul ve öğrenciler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Türk eğitim sisteminin ezberciliği teşvik ettiğini, sorun çözme, düşünme, düşündüğünü ifade etme ve hayata geçirme yerine ‘A, B, C’ şıklarından birini işaretleten reaktif bir bakış açısı öğrettiğini görüyoruz.
Türkiye’nin 2023 projeksiyonuna dönük bir eğitim politikası dahi olmadığını, istikrarsız Türk eğitim sisteminin siyasi partilere ve bakanlara göre sık sık değiştiğini görüyoruz. Milli eğitimin politika dışı bırakılması gerekiyor. İktidara gelen her siyasi parti, her bakan kafasına göre hareket edememeli. Eğitim deneme tahtası haline gelmiş değil, deneme tahtası olmuştur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Dershanelerin kapanması tartışmalarıyla ilgili görüşlerini belirten Demokrat Eğitimciler Sendikası Malatya İl Başkanı Fırat, “Özel sektörde öğretmen maaşları arasında büyük uçurumlar var. Tecrübesizlik bahanesiyle yıllarca asgari ücretle ‘stajyerlik’ yapmaya mecbur bırakılan genç öğretmenler, haftanın her günü 12-14 saat dershanelerde derse girmekte, boş zamanlarında ise soğuk, dar ve karanlık etüt odalarında öğrencilerle test çözmektedir. Hastalanma ve rapor alma hakkı dahi olmayan öğretmenlerin tatil yapma hakkı da olmadığı gibi çoğu sigortasız olarak çalışmaktadır” diye konuştu.
Başkan Fırat, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çoğunun iş güvencesi dahi bulunmamaktadır, her an sözleşmesi fesih edilebilir. Sendikası yoktur. 11 ay çalışır fakat 10 ay maaş alır. Testlere, sınavlara, dergilere, hatta bazen gazetelere soru da hazırlattırılan dershane ve özel eğitim kurumları öğretmenlerinin sömürülmesini kimse dile getirmiyor. Dershane ve özel eğitim kurumu öğretmenlerine de sendika hakkı verilmelidir.
Dershane konusu o kadar büyütüldü ki devlet meselesi haline geldi. Hatta cemaat devlet restleşmesi gibi görüntü verir oldu. Oysa devlet kapsadıkları kurum ve ya gruplarla restleşmeye girecek kadar küçük değildir. Dershaneler elbette ki zorla, kapatılmamalı. Demokratik toplum ve çağdaş yönetim anlayışında buna yer yoktur. Bu böyle zorla olmaz. Olması gereken, dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırırsın, bir yerlere yerleşmek için sınavın formatını değiştirirsin ya da sınav yapmazsın işte o zaman kendiliğinden kapanır ve ülke gündemi de bununla meşgul olmaz. Şu andaki eğitim sisteminde dershanelerin gerekli olduğunu düşünüyorum, Çünkü dershaneler en çok orta tabakaya hizmet etmektedir.”
Eğitimde başarının yalnızca SBS, LGS, LYS sonuçları ve skorlarla ölçülmemesi gerektiğini belirten Fırat, “Okullarda spor, sanat, kültür ve müzik eğitimi de çok önemsenmelidir. Başarılı okul ve öğrenciler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Türk eğitim sisteminin ezberciliği teşvik ettiğini, sorun çözme, düşünme, düşündüğünü ifade etme ve hayata geçirme yerine ‘A, B, C’ şıklarından birini işaretleten reaktif bir bakış açısı öğrettiğini görüyoruz.
Türkiye’nin 2023 projeksiyonuna dönük bir eğitim politikası dahi olmadığını, istikrarsız Türk eğitim sisteminin siyasi partilere ve bakanlara göre sık sık değiştiğini görüyoruz. Milli eğitimin politika dışı bırakılması gerekiyor. İktidara gelen her siyasi parti, her bakan kafasına göre hareket edememeli. Eğitim deneme tahtası haline gelmiş değil, deneme tahtası olmuştur” ifadelerini kullandı.