'Gezi, Kriz ve Kritik Konferansı'
Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, "Gezi olaylarıyla toplum kendi başına siyasi aktör olmaya başladı ve siyasal amaçlı toplumsal hareketlilik gelişme gösterdi" dedi.
SAÜ Sosyal Bilimler Estitisünce SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Gezi, Kriz ve Kritik Konferansı"nda konuşan Dellaloğlu, Türkiye'nin batıya endeksli olduğunu, bununla beraber batıdan farklı yönde modernleştiğini belirterek, "Özellikle 1980 darbesinden sonra askeri vesayetin giderek kırılmaya başlaması, 28 Şubat sürecinin geçmiş yıllarda yaşanan kanlı olaylara dönüşmemesi, bunun apaçık bir örneği olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Toplumsal olan, siyasal olanı etkilemeye başladı" diyen Dellaloğlu, "Gezi olaylarıyla toplum kendi başına siyasi aktör olmaya başladı ve siyasal amaçlı toplumsal hareketlilik gelişme gösterdi" ifadesini kullandı.
Gezi olaylarını savunanların arkasında diğer yüzde 50'lik kesimin bulunmadığını aktaran Dellaloğlu, görünenden daha küçük kesimin olayları sosyolojik harekete dönüştürerek siyasallaştırıldığını öne sürdü.
Dellaloğlu, Gezi olayları sürecinde ortaya çıkan sandık söyleminin rahatsız edici olduğunu vurgulayarak, "Sandığın en son kertede meşru zemin olduğunu tartışmıyorum. Bunu kimsenin de tartışmaması gerekir. Sandık tabii ki önemli ama bir siyasi yönetim demokratikliği, arkasında yeterli oy olması olarak değerlendirmemeli. Yani sadece seçimi kazanmış olmak, demokratik bir duruş sergilemez" diye belirtti.
Gezi olaylarının biraz daha iyimser okuması gerektiğine işaret eden Dellaloğlu, AK Parti'nin batılı anlamda muhafazakarlaştığını ve Gezi'nin de bunun işareti olduğunu ileri sürdü.
- "Bana göre Gezi hiç olmadı"
SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Balcı ise Gezi'yi anlatırken birçok tanımlama yapıldığını, nitelendirmelerin yaşananları anlatmakta çok önemli olduğunu ifade etti.
Gezi'nin doldurulması gereken boşluk olması nedeniyle tanımlarken "olay" ifadesini kullandığını aktaran Balcı, Gezi olaylarının göründüğü ve anlatıldığı gibi yaşanmadığını, herkesin bireysel nitelendirilmeler atfettiğini söyledi.
Balcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bana göre Gezi hiç olmadı. Yani bizim bildiğimiz anlamıyla Gezi hiç olmadı. Görünüşte hepimiz bir şeyler gördük ancak Gezi, Türkiye'deki siyasal pozisyonların ya da iktidar ilişkilerinde pozisyon işgal eden blokların kendi iktidar mücadelesinde geriye doğru referansla sürekli yeniden tanımladığı, anlamlandırdığı bir olaydır. Kendi başına bırakıldığında boş bir yerdir. Dolayısıyla tam da bu işlevselliği nedeniyle bugün herkes Gezi üzerine konuşur ve bloksal pozisyonunu sağlamlaştırır.
Bugün kızlı erkekli ev tartışmaları, Ahmet Kaya tartışması, Marmaray tartışması dahil her şey Gezi'yi geriye doğru okuyup yeni anlamlar yüklemekle alakalıdır."