Engelliler İçin Mücadele Ederken Engelli Oldu
Elazığ'da, kızının da zihinsel engelli olması dolayısıyla, kentte Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı şubesinin kurulmasına vesile olan, yıllarını engelliler için mücadele ederek geçiren Ürfi Atalay , trafik kazası sonucu engelli kalmasına rağmen bu yöndeki çabasını sürdürüyor.
Yaklaşık bir yıl önce engelli çocukların yaptığı ürünleri satmak ve vakfın tanıtımı için İstanbul'a giden Atalay, dönüş yolunda geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı. Tedavisinin ardından hayata tutunan Atalay, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
Ellerini ve ayaklarını kullanamayan Atalay'a eşi Kamile yardımcı oluyor. Vakıf faaliyetlerine engeline rağmen ara vermeyen Atalay, eve gidiş geliş zor olduğu için vakıf şubesinde ayrılan bir odada eşiyle kalıyor.
Biri engelli üç çocuğu bulunan Ürfi Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, engelli kızına daha iyi bir yaşam ve eğitim sunmak için batıdaki bir ile gitmek istediklerini ancak tayini çıkmadığı için bunu yapamadıklarından kentte engellilere yönelik vakfın şubesini kurmayı düşündüklerini söyledi.
Atalay, bu kararın ardından vakıf şubesinin kurulması için gerekli 8 üyeyi toplamak için ailelerle görüştüğünü ancak gerekli desteği göremediğini anlattı.
Sonunda 7 üyeye ulaştıklarını ve 8. üye olarak da eşini göstermek zorunda kaldığını ifade eden Atalay, "1990 yılında vakfımızı kurduk. O dönemler özel eğitim öğretmenleri, fizyoterapist, hastanelerde bile yokken vakfımıza bunları getirdik. Allah'a şükür güzel eğitim verdik. Önceleri ailelerin, çocuklarının eğitimle belli bir yere geleceklerine inançları maalesef yoktu. Ama gün geçtikçe zihinsel engelli çocuklardaki gelişmeyi gördükçe bize inanmaya başladılar. 5 öğrenci ile başladık ve sayımız hızla yükseldi. Binlerce çocuğun kendi çocuğumla birlikte eğitim almasını sağladık. Tüm engelli çocukların anneleri babaları yek vücut olup bu binaları yaptık ve 23 yıldır eğitim veriyoruz" diye konuştu.
- "Hepimiz engelli adayıyız"
"'Hepimiz engelli adayıyız', sağlıklıyken toplantılarda sıkça kullandığım slogan buydu. Başımdan geçen kaza bu gerçeği hakikaten doğruladı" diyen Atalay, şunları kaydetti:
"Allah'ın takdiri, engelli olduk. Bu durumda söylenecek söz var mı? Bir bardak suyu bağımsız olarak içemez durumdayım. Söylenecek bir şey yok, resmen engelli adayıyız. İnsanlarımızın da engellilerimize bakış açıları bu olmalı bu kurumlara destek olmaları gerekiyor diye düşünüyorum. İyi ki bu tesisleri kurmuşuz, engelli çocuklarımız buradan hizmet alıyorlar. Herkesin bu olaydan ders çıkarmasını arzu ediyorum."
- İkinci kez yıkıldı
Eşi Kamile Atalay da ilk çocukları Gülsüm'ün doğuştan zihinsel engelli olması dolayısıyla annelik duygusunu acıyla tattığını dile getirdi.
Yıllarca kızı ve diğer engelli çocuklar için eşiyle birlikte mücadele verirken, eşinin de engelli kalmasıyla ikinci kez yıkıldığını vurgulayan Atalay, şunları söyledi:
"23 yıl evvel hep bir hayalimizdi çocuklarımıza güzel bir tesis yaptırabilmek. Onların bir yuvası olsun istiyorduk. Bütün engelli bireylerin aileleri olarak tek kaygımız, ileride çocuklarımız bizsiz kaldıkları zaman ne yaparlar, nasıl yaşarlardı. Bu düşüncelerle yola çıktık ve eşimin büyük desteğiyle, bizlerin destekleri ve azmiyle çalışıldı, bu tesisler yapıldı. Ama hiç düşünmemiştim, aklıma bile gelmezdi bir gün bu tesiste eşimle birlikte kalacağımız."
Eşiyle birlikte 23 yıldır vakıfta gönüllü olarak hizmet verdiklerini aktaran Atalay, eşinin engelli olmasından sonra hizmetten geri kalmamak için onunla vakıfta kalmaya karar verdiklerini söyledi.
Engelli çocukların mutluluğu için yaşadıklarını ifade eden Atalay, "Eşim kötü bir kaza geçirdi, tabi ki acımız çok büyük. Şükürler olsun kendine geldi. İnşallah bundan sonra çok daha güzel günlerimiz olacak. Mücadeleyi seven bir çiftiz, yıllarca sırt sırta verdik, nelere göğüs gerdik, nelerle mücadele ettik ve kızımızı bu hale getirebildik. Hamdolsun birçok ihtiyacını kendi karşılayabiliyor artık, gözümüz arkada kalmaz" ifadelerini kullandı.