Bingöl'de 'Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” Konferansı

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, devletin eğitim alanındaki sorunları çözmesi halinde dershanelere ihtiyacın azalacağını söyledi.

Bingöl'de 'Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” Konferansı

Bingöl’de Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından Nurettin Özlem Düğün ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferansa Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Belediye Başkanı Serdar Atalay, Emniyet Müdürü Ercan Taştekin, Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı, Sendika üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferansta bir konuşma yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Andımızın mecburi okutulmasına son verildiğini kaydederek, “Bazı siyasi parti ve sendikalar sanki andımız İstiklal Marşı imiş gibi yaygara yapıyorlar. Andımız kaldırılmadı günahsız olduğu yüzde yüz olan çocuklara zorla okutulma uygulaması sona erdi. Türküm, doğruyum, çalışkanım demekle doğru, çalışkan olunsaydı Silivri cezaevi Türk’ten geçilmiyor olmazdı. Bundan sonra da andımız okunmalıdır diyorum kim okumalıdır bazı yetişkinler bir siyasi partinin genel başkanı okudu mu vallahi okuyamadı. Türk Eğitim-Sen’in yöneticileri okudu okuyamadı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Başkanı okudu okuyamadı. O zaman buradan çağrıda bulunuyorum; partinize, sendikanıza, derneğinize girerken andımızı okuyun, çıkarken 10.yıl marşını okuyun” ifadelerini kullandı.

Öğrenci evleri konusuna da değinen Gündoğdu, “Bugün gençlikle ilgili iki tane tartışma var. Birisi gençliğin kaldığı evler, sayın Başbakan’a teşekkür ediyorum bu konuyu bu kadar önemli bir şekilde gündeme getirdiği için. Sayın Kılıçdaroğlu’na ilk kez teşekkür ediyorum bir celbe olaraktan nikahsız evde olmayan kız ve erkeklerin aynı evde kalmasına razı olmayız dediği için ancak tartışılma biçimi yanlış. Bu eğitim sistemi eriyen eğitim sistemi olduğu sürece üniversiteye gelinceye kadar bu çocuğun önüne koyduğumuz tek değer, yavrum ne kadar netin olursa o kadar değerlisin. Üniversiteye gelince hangi değeri isteyeceksiniz. Yurtlar mükemmel yapılmış ama yeterli değil yurtların ruhu işlenmemiş müfredatı yok. Maddi teknolojik gelişmeler çok güzel, ama ruhun insafıyla ilgili yeterli adımlar atılabilmiş değil” dedi.

DERSHANELERİN KAPATILMASI
Dershanelerin kapatılmasına yönelik başlayan tartışmaların yanlış olduğunu ifade eden Gündoğdu, yüzde 58 evet ile paydaş olanların bu yüzde 58’e zarar verme hakkının olmadığını belirtti.

Devletin eğitim sistemini sınavlara amaç olmasından çıkarıp, hayata hazırlık olarak öne çıkarması gerektiğini ifade eden Gündoğdu, “120 bin öğretmen açığı var. 39 bin ücretli vekil yerine istihdam edilmiş. Öğretmenin ücretlisi vekili olmaz. Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere öğretmenlerin bölgeler arasındaki dağılımındaki adaletsizlik eğitimde fırsat eşitliğinin hayata geçmesine engel. Eğer devlet bu sorunları çözerse dershanelere doğal olarak ihtiyaç azalacaktır. İşte SBS ile ilgili bir adım atıldı dershanelere 280 bin öğrenci gitmemeye başladı” dedi.

Dershanelerin sebep değil, sonuç olduğunu söyleyen Gündoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dershane asli ürün değil, yan üründür. Dershane devletin yapması gerekip de yapmadıklarından doğan ama kayıt dışı hayata yolculukta diploma vermeyen umuda yolculukta yan unsurlardır. Taraflar Eğitim Bir-Sen olarak biz, hükümet, dershaneler ve Milli Eğitim Bakanlığı bir araya gelip bir taraftan eğitimin bu eksikliklerini gidermek, diğer taraftan dershanelerin dönüşümü için bunu en az dört yıllık bir sürece yayarak, eğitim odaklı pedolojik yaklaşımla konuya bakmaktır. Onun için diyorum ki, dershaneler kapatılmamalı, kapanmalıdır” dedi.

Kaynak: İHA