Bazı Ak Parti'liler Meclis'te Bir Araya Gedi
Bazı bakanlar, AK Parti Grubu yöneticileri ve AK Parti Genel Merkez yöneticileri, TBMM'de bir araya geldi.
Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Çelik ve Mehmet Ali Şahin, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan katıldı.
Toplantının ardından açıklama yapan Hüseyin Çelik, koordinasyon ve söylem birliğini sağlamak için parti, grup ve hükümet üyelerinden oluşan böyle bir heyetin olduğunu, bunun koordinasyonunu da kendisinin yaptığını ifade etti.
Periyodik olmamakla birlikte ihtiyaç olduğunda bir araya geldiklerini ve meselelerini ele aldıklarını belirten Çelik, toplantıda, demokratikleşme paketinden Anayasa çalışmalarına, mahali seçimlere kadar, hükümetin, partinin ve Meclis'in gündeminde olan tüm konuları ele aldıklarını kaydetti.
Meseleleri daha iyi koordine etmek, tartışmalarla ilgili fikir teatisinde bulunmak ve ortak söylem geliştirmek için bu toplantıları yaptıklarını ifade eden Çelik, demokratikleşme paketiyle ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye 11 yıldan beri geri dönülemez bir demokratikleşme süreci içerisinde. Hayatın ihtiyaçları önümüze bazı şeyler çıkardıkça, Türkiye'yi tam manasıyla hukuk devleti yapmak için, demokrasimizin standratlarını ileri demokratik standartlar haline getirmek için bunları yapmaya devam ediyoruz.
Atatürk, yaptığı reformları 15-17 yıla yaydı. Reform tedrici olur, halkın bunu özümsemesi, içselleştirmesi gerekiyor, aksi takdirde kağıt üzerinde anlamsız metinler haline gelirler. Bunları söyledim hemen 'karşı devrimden söz ediyor' dediler. Ben, karşı devrimden söz etmiyorum. Değişim, dönüşüm tedrici olur. 'Her şeyi niye bir anda bir paketle yapmıyorsunuz?' diyorlar. Buna cevap olarak söyledim. Laiklik prensibinin anayasaya girmesi 1937'dir. Harf inkılabı 1923'de değil 1928'dedir. Sadece Türkiye'ye mahsus değil tüm dünyada eğer bir toplumun değişim ihtiyacı varsa, ben devrim, karşı devrimden söz etmiyorum, değişim ihtiyacı varsa ki var, Türkiye'de zihniyetlerin değişmesi lazım, devletle millet ilişkisinin değişmesi lazım. Devlet öncelikli bir toplumu mu millet önceli bir toplum mu? Bu sorular Türkiye'de sürekli sorduğumuz ve tartıştığımız konulardır. Bunlarla ilgili olarak iktidara geldiğimiz günden beri her gün kamuoyu algısı oluşturarak, bir şeyleri düzene sokarak, milletle beraber yapıyoruz bunu. Halka, kamuoyuna, topluma rağmen reform yapılmaz. Üniversitelerdeki başörtüsü meselesi... 2002'de bu kimsenin çok oturup konuşamayacağı bir şeydi. Bugün kamudaki türban meselesi birileri için darbe gerekçesiydi, birileri için laikliğin elden gitmesiydi, birileri için karşı devrimdi. Bugün hala bunları düşünen olabilir ama toplum bunları çok normal karşılıyor artık. Toplumsal konsensüs oluşturulduktan sonra bazı adımların atılması, değişim ve dönüşümde esas aldığımız bir şey."