Hamile Kalmadan Danışmanlık Almak Önemli Avantajlar Sunuyor

Acıbadem Sağlık Grubu Tüp Bebek Merkezleri Koordinatörü ve Acıbadem Maslak Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Tıraş, günümüzde gebelikte prekonsepsiyonel danışma hamile kalmadan önce bir uzmana başvurmanın önerildiğini belirtti.

Tıraş şunları kaydetti: “Bunu anlamı şudur hamile kalmadan önce bir kadın doğum uzmanına hatta mümkünse özellikle üreme ile ilgili çalışan bir kadın doğum uzmanına gidiyorsunuz, o size bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bazı hastalıkların araştırması yapılıyor.

Bazı folik asit ve benzeri vitaminler kullanıyorsunuz. Nöral tüp dediğimiz bebeğin sinir sistemi gelişimi esnasında Bebeğin gelişmesi esnasında bir enzim var MTHFR adlı bu enzimde bir sorun olursa folik asit seviyesi yetersiz kalıyor, folik asit DNA’nin yapısına giren bir madde olduğu için burada nöral tüpte problemler ortaya çıkıyor.

Bunun dışında tiroit hormonlarına baktırmak lazım, tiroit bezi iyi çalışıyor mu, guatr var mı baktırmak lazım. Tiroit hormonunda TSH yüksek ise eskiden bu 4 olarak kabul ediliyordu üst sınır, şimdi onu 2 hatta 1 in altına çekiyorlar. Bu durumda bebeğin zeka yönünden daha sağlıklı gelişeceği düşünülüyor.

Yine anne adayında diyabet var mı özellikle gizli şeker çok önemli. Diyabetin bebekler üzerinde anomali yaratıcı etkileri var.

Anne adayında yüksek tansiyon var mı buna da bakmak gerekiyor. Karaciğerde bir sorun var mı ya da bir başka sorunu var mı, örneğin kansızlık var mı bütün bunları anne adayı hamile kalmadan önce saptamak gerekiyor".

Prof. Dr. Bülent Tıraş çiftlerin evlendikten sonra ayrı ayrı üreme ile ilgili incelemelerden geçmeleri ve olası sorunların erken tanısının sağlanmasının ideal olduğunu da kaydetti.

Prof. Dr. Tıraş gebelik öncesi yapılacak olan prekonsepsiyonel danışmanın gebelikten en az üç ila altı ay öncesinde yapılmasını önerdiklerini de sözlerine söyledi.

ÇOCUK SAHİBİ OLMAK GİDEREK ZORLAŞIYOR
Çevresel faktörler dışında yaşam şekli ve buna bağlı sorunların da üreme sağlığını etkilediğini belirten Tıraş bunlar içinde obezitenin çok önemli yeri olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Tıraş şunları söyledi: “Amerika Birleşik Devletlerinde 25 yıl önce obezite olan eyaletlerin oranı yaklaşık 5-10 iken şu anda hemen hemen bütün eyaletlerde ciddi bir obezite sorunu var. Bu sorun ülkemizde de giderek artıyor. Çünkü insanlar kötü besleniyorlar, hareket etmiyorlar, spor yapmıyorlar, gerek işlenmiş gıdalar gerekse gıdalarda kullanılan katkı maddeleri ile şekerin yüksek oranda tüketilmesi ciddi bir obeziteye yol açıyor. Obezite yalnızca estetik bir sorun değil, sağlığımızı özellikle üreme sağlığımızı çok olumsuz etkiliyor. Hem kadında hem de erkekte obezite çocuk sahibi olmanın önündeki en önemli engellerden biri.”

Prof. Dr. Bülent Tıraş obezitenin yanı sıra diğer bazı faktörlerin de üremeyi olumsuz etkilediğini belirterek; Kadınlarda yumurtlama bozuklukları, tüplerde tıkanıklıklar, endometriozis (çikolata kistleri), polikistik over, (kadınlarda şişmanlık, tüylenme, sivilce, adet görmeme, kolay kilo alma gibi problemlerle karşımıza çıkan bir durum) sorunlarının üremeyi son derece olumsuz etkilediğini söyledi.

Tıraş erkeklerde ise; sperm sayısı ve hareketliliğindeki sorunlar ile morfolojik sorunların yani spermlerdeki şekil bozukluklarının üremeyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti.

Acıbadem Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Tıraş hem kadın hem de erkekte üremeyi olumsuz etkileyen faktörlerin nereyse başında sigaranın geldiğini söyledi.

Sigaranın kadınlarda hem yumurtlamayı hem de rahmi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Tıraş ; “ kadının gebe kalması, gebe kalır ise de bebeği sağlıklı şartlarda dünyaya getirebilmesi konusunda sigara önemli riskler oluşturuyor” dedi .
Kaynak: İHA