Müze Uzmanlarından Arkeolog Salzmann Açıklaması
Polatlı'ya bağlı Yassıhöyük köyündeki Gordion Antik Kenti'nde kazı çalışması yürüten Pennsylvania Müzesi'nin uzmanlarından arkeolog Ayşe Gürsan Salzmann, Gordion'da bulunan tümülüsler ve höyüklerin tarlalarla tamamen çevrildiğini ve tarlaların bunların üstüne çıktığını belirterek, ''Bu durumda tarihi kaybetmiş oluyoruz. Her gün yüzlerce ve binlerce yıl kaybolmuş oluyor'' dedi.
Gordion Antik Kenti'nde kazı çalışması yürüten Pennsylvania Müzesi uzmanları, Polatlı Belediyesi Meclis Salonu'nda sunum gerçekleştirdi. Kazı çalışmaları ve ekosistemin korunmasına ilişkin bilgilerin verildiği sunuma Belediye Başkanı Yakup Çelik, Belediye Başkan Yardımcıları Ali Öztürk, Şaban Yılmaz, North Carolina Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Gordion Arkeolojik Kazı Başkanı Prof. Dr. G. Kenneth Sams, kazı ikinci başkanı Pennsylvania Üniversitesi Müzesi uzmanı Prof. Dr. C. Brain Rose, Pennsylvania Müzesi uzmanı Ayşe Gürsan Salzmann, Pennsylvania Müzesi arkeobotanik uzmanı Dr. Naomi Miller, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Evin Erder ile Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi Mehmet Akalın katıldı.
Salzmann, sunumunda, Yassıhöyük köyünde bulunan Frig medeniyetinin başkenti Gordion ören yerinde yürütülen arkeolojik, botanik ve koruma çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdiklerini söyledi.
Salzmann, ''Kaygımız şu, Gordion'da bulunan tümülüsler ve höyükler maalesef tarlalarla tamamen çevrilmiş ve tarlalar bunların üstüne çıkmış durumda. Bu durumda tarihi kaybetmiş oluyoruz. Her gün yüzlerce ve binlerce yıl kaybolmuş oluyor. Onun için de belediye ile el ele çalışmak ve bunu durdurmak istiyoruz'' dedi.
Gordion'daki kazının klasik dönem kazısı olmadığını, bu nedenle yavaş ilerlediğini belirten Salzmann, ''Kazılar sonunda büyük binalar, hamamlar, stadyumlar ortaya çıkmayacak. Yapılan, o dönemde bulunan ekosistem ve binaların tespitidir. Yassıhöyük'te bundan sonra da kazılar yapılacak, yapılmaya devam edecek'' ifadelerini kullandı.
Dr. Naomi Miller ise sunumunda, tümülüslerin üstünde veya yakınındaki tarlaların sürülmemesi gerektiğini belirterek, bu tümülüsleri koruyarak çevre ekonomisini zenginleştirmeyi ve turizmi artırmayı istediklerini söyledi.
Miller, ''Şimdi çok kritik bir süre içindeyiz. Tarihsel manzarayı korumak için, bütün tümülüsleri korumalıyız. Tümülüsleri sürmek ve sulamak, onların illegal kazılmasından daha zararlıdır. Banliyölerin ve tarım alanlarının plansız gelişmesi çevre ekolojisini dramatik bir şekilde değiştirdi. Dileğimiz, bölge ekonomisinin bu zengin tarihi peyzaj ile birlikte kalmasıdır. Şimdi geç de olsa küçük tümülüsleri koruma vakti geldi'' diye konuştu.
Frig bölgesinde ağaç olmadığını ancak 140'tan fazla eko çeşitliliğin bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''En ekonomik ve kalıcı konservasyon planı çevre şartlarına uymak zorunda. Biz de kazı ekibi olarak ekopark çalışmasına başladık. Bu dört parçalı bir projedir. Midas Tümülüsü üstünde erozyon kontrol planı yapıyoruz. Yassıhöyük'te küçük bir yabani ot bahçesi kurduk. Sit alanını korumak için bitki kullanıyoruz. Küçük tümülüsler ve tarihi peyzajı kurtarmak için korunan sahayı genişletmek istiyoruz'' dedi.
Çelik ise bilim adamlarının yaptığı çalışmaları kendilerine aktarmalarının, Gordion'un aslında nasıl bir kültür mirası olduğunu daha derinden kavramalarına katkı sağladığını ifade ederek, ''Burada belediye olarak bize düşen görevi elimizden geldiğince yapacağız. Yassıhöyük'te kazı çalışmalarının hızlandırılması hususunda talebimiz oldu. 1950'li yıllardan itibaren tek höyükte devam eden çalışmaların artırılmasını istedik'' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Salzmann, sunumunda, Yassıhöyük köyünde bulunan Frig medeniyetinin başkenti Gordion ören yerinde yürütülen arkeolojik, botanik ve koruma çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdiklerini söyledi.
Salzmann, ''Kaygımız şu, Gordion'da bulunan tümülüsler ve höyükler maalesef tarlalarla tamamen çevrilmiş ve tarlalar bunların üstüne çıkmış durumda. Bu durumda tarihi kaybetmiş oluyoruz. Her gün yüzlerce ve binlerce yıl kaybolmuş oluyor. Onun için de belediye ile el ele çalışmak ve bunu durdurmak istiyoruz'' dedi.
Gordion'daki kazının klasik dönem kazısı olmadığını, bu nedenle yavaş ilerlediğini belirten Salzmann, ''Kazılar sonunda büyük binalar, hamamlar, stadyumlar ortaya çıkmayacak. Yapılan, o dönemde bulunan ekosistem ve binaların tespitidir. Yassıhöyük'te bundan sonra da kazılar yapılacak, yapılmaya devam edecek'' ifadelerini kullandı.
Dr. Naomi Miller ise sunumunda, tümülüslerin üstünde veya yakınındaki tarlaların sürülmemesi gerektiğini belirterek, bu tümülüsleri koruyarak çevre ekonomisini zenginleştirmeyi ve turizmi artırmayı istediklerini söyledi.
Miller, ''Şimdi çok kritik bir süre içindeyiz. Tarihsel manzarayı korumak için, bütün tümülüsleri korumalıyız. Tümülüsleri sürmek ve sulamak, onların illegal kazılmasından daha zararlıdır. Banliyölerin ve tarım alanlarının plansız gelişmesi çevre ekolojisini dramatik bir şekilde değiştirdi. Dileğimiz, bölge ekonomisinin bu zengin tarihi peyzaj ile birlikte kalmasıdır. Şimdi geç de olsa küçük tümülüsleri koruma vakti geldi'' diye konuştu.
Frig bölgesinde ağaç olmadığını ancak 140'tan fazla eko çeşitliliğin bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''En ekonomik ve kalıcı konservasyon planı çevre şartlarına uymak zorunda. Biz de kazı ekibi olarak ekopark çalışmasına başladık. Bu dört parçalı bir projedir. Midas Tümülüsü üstünde erozyon kontrol planı yapıyoruz. Yassıhöyük'te küçük bir yabani ot bahçesi kurduk. Sit alanını korumak için bitki kullanıyoruz. Küçük tümülüsler ve tarihi peyzajı kurtarmak için korunan sahayı genişletmek istiyoruz'' dedi.
Çelik ise bilim adamlarının yaptığı çalışmaları kendilerine aktarmalarının, Gordion'un aslında nasıl bir kültür mirası olduğunu daha derinden kavramalarına katkı sağladığını ifade ederek, ''Burada belediye olarak bize düşen görevi elimizden geldiğince yapacağız. Yassıhöyük'te kazı çalışmalarının hızlandırılması hususunda talebimiz oldu. 1950'li yıllardan itibaren tek höyükte devam eden çalışmaların artırılmasını istedik'' ifadelerini kullandı.