Mesleklere Kod Veren SGK, Alınan Ücretin Beyan Edilmesini Sağlayacak

Kamu sektörü çalışanları için bildirilen kazanç tutarının aynı faaliyet kodunda yer alan özel sektör çalışanının 2-3 kat olması dikkatinden kaçmayan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), meslek grupları için 'kod' geliştirerek ücret dışılığın önüne geçmeyi planliyor.

 SGK Başkanı Fatih Acar, medya mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda, Sosyal Güvenlik Reformu’nun hayata geçirildiği 2008 yılından bu yana meydana gelen değişiklikler ve Kurumun 2012 yılı çalışmalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Mesleklere kod vererek özel sektördeki kazançların düzgün beyan edilmesini sağladıklarını ifade eden Acar, bu konuda futbol kulüpleri ile bir calışma yaptıklarını söyledi.

Acar, “Çok ünlü profesyonel futbol kulüplerimiz var. Gazetelerden okuyoruz. Bir futbolcunun veya bir antrenörün alması gereken ücretler belli. Bununla ilgili bir tespit yaptık. Maalesef çok ünlü antrenörlerimizin, futbolcularımızın asgari ücretten beyan edildiklerini gördük. ‘Arkadaş bak! Birinci profesyonel ligde bu işi yapıyorsunuz, asgari ücretin 6.5 katı beyan etmek durumundasınız’ dedik. Bunu kulüp başkanlarıyla konuştuk ve düzelttik. Bu düzeltmenin sonucunda 1 yıllık ilave 38 milyon lira kazandık. Sadece profesyonel 1. Ligde yaptığımız çalışmanın sonucudur. Aynı çalışmayı basketbolda da yapacağız.” dedi.

 Bu örnekleri çoğaltmanın mümkün olduğunu ifade eden Acar, özel bir iş yerinde çalışan öğretmenin kamudan daha az maaş alamayacağını veya 5 aşçının çalıştığı iş yerinde aşçı başının asgari ücretli olamayacağını söyledi.

 Acar, kurum olarak sigorta primine esas kazanç tutarlarıyla ilgilendiklerini, gelir vergisinin kendi konuları olmadığını hatırlattı.SGK Başkanı Acar, tüm bu çalışmalar sonucunda “sağlık hizmeti memnuniyeti”nin 2003’te yüzde 39 iken, bugün yüzde 73’lere yükseldiğini, “sağlık hizmetlerinin kalitesinde sorun var” diyenlerin oranının 2003’te yüzde 44 iken, 2012 başı itibariyle bu oranın yüzde 17’ye düştüğünü söyledi.

“Sessiz devrim” olarak nitelediği “Sosyal Güvenlik Reformu” ile yaşanan değişim ve dönüşümü anlatan Acar, 2008 yılında gerçekleştirilen reform sonrasında artık vatandaşların uzun hastane, eczane ve banka kuyruklarının yerine sıra beklemeden hizmetlere eriştiğini söyledi.

 Bu süreçte vatandaşın kamu hastanelerine mecburiyetinin ortadan kalktığını, herkesin kamu ve özel tüm hastanelerden faydalanabilme imkanına kavuştuğunu anlatan Acar,  tüm vatandaşların SGK kapsamına alındığını kaydetti.

 Kayıt dışı istihdama karşı verdikleri mücadeleyi anlatan Acar, reformun uygulamaya konduğu 2008 yılından 2012 yılı Ocak ayına kadar 1 milyon 142 bin 467 tescilsiz sigortalı, 37 bin 77 tescilsiz emekli ve 79 bin 766 iş yerinin kayıt altına alındığını bildirdi. 100 kişilik ekiple 7/24 hizmet verilen “ALO 170” ihbar hattı sayesinde pek çok sigortasız çalışanın kuruma kaydının yapıldığını söyledi.

Risk odaklı denetim modellemesi yöntemiyle günde 240 reçete yazan doktor tespit ettiklerini belirten Fatih Acar, yeni e-Reçete uygulamasıyla doktorun şifresiyle yazdığı dijital reçetenin tüm eczaneler tarafından görülebileceğini, ayrıca avuç içi damar izi kimlik doğrulama sisteminin pilot uygulamasının Konya’da başlatıldığını, 81 ile yaygınlaştırılacağını ifade etti.

50 yıllık bir projeksiyonla hayata geçirilen teknolojik yatırımların sağlık harcamalarındaki suistimalleri önleyeceğini sözlerine ekledi.  25 Yıllık Meslek Hayatını KitaplaştırdıÖte yandan, SGK Başkanı Fatih Acar, bürokraside geçen 25 yılın deneyimlerine ‘’Hayattan Öğrendim: Başarı İçimizde” adlı kitapta yer verdi. Rota Yayınları’ndan çıkan kitabın Yayın Yönetmenliği’ni Günseli Özen Ocakoğlu yaptı. Fatih Acar, 25 yıl içinde yaşadığı olaylardan da örnekler verdiği kitabında, bürokrasinin nasıl davranması gerektiğini, devletin soğuk yüzünü değil de sıcak yüzünü göstermeye çalıştığını belirterek, şunları aktardı:“Kitabımda, Türkiye’de bürokrasinin nasıl bakması gerektiğini, bu bakış açısıyla küçük işletmelerin nasıl büyük işletmeler haline gelebildiğini anlatmaya gayret ettim. Vergi gibi soğuk karşılanan bir konuda bile bürokrasinin sıcak yaklaşması sonucu iş adamları ve sanayicilerimizin bu konuda olumlu tepkiler verebileceğini, vergi gelirlerinin de böyle bir yaklaşımla çok daha fazla artırılabileceğini göstermeye çalıştım.”