‘PKK Öcalan’ın sonsuza kadar İmralı’da kalmasını istiyor’
BDP ve DTK, Diyarbakır'da 'Öcalan’a Özgürlük' mitingi düzenlemekte ısrarlı. Seçilen, 14 Temmuz tarihi, birçok kritik olay ve terör eyleminin yıldönümü.
İlk olarak 12 Eylül darbesi sonrasında 1982'de Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu olan PKK'lıların, işkencelere karşı ölüm orucuna başlamasının 30. yıldönümü. Aynı zamanda geçtiğimiz yıl Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 13 Mehmetçiğin şehit düştüğü terör saldırısına denk geliyor.
Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) sözde demokratik özerklik ilan ettiği tarihin de aynı güne denk gelmesi dikkat çekiyor.
PROVOKASYON ENDİŞESİ
Diyarbakır Valiliği, istihbari bilgilerin mitingin amacının farklı olduğunu, PKK propagandası şekline dönüştürülmesi planlanan organizasyonun tarihine işaret etti ve izin vermedi. Valiliğin açıklamasında; 'Vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü noktasında tüm toplum katmanlarından oluşan olumlu bakış ve çözüm arayışlarını ortadan kaldırabilecek bir noktada olduğu bunun da çeşitli provokasyonlar neticesinde istenmeyen olaylara yol açabileceği değerlendirilmektedir ' denildi.
BDP'nin, barışı, PKK elebaşısı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne endekslediği mitingle ilgili Eş Başkan Selahattin Demirtaş, yasaklama kararına uymayacaklarını duyurmuştu. Ardından PKK 'Apo'nun özgürlüğü dışında söylenecek her şeye ama her şeye kulağımız kapalıdır' açıklaması yaptı. Aydınlar, yasaklama kararını eleştirirken mitingin Kürt sorununun çözümü, kalıcı bir barış veya Öcalan'ın ev hapsi için bir etkisinin olmayacağı konusunda hemfikir.
İşte o görüşler: Kürt aydınları, Öcalan'a özgürlük mitingiyle ilgili yasak kararını eleştiriyor ancak eylemin çözüme katkısının olmayacağı konusunda fikir birliği var. Orhan Miroğlu, 'Silahlı mücadele mantığını terk etmeden Öcalan'a özgürlük talep etmek aslında onun sonsuza dek İmralı'da kalmasını istemek demek ' diyor.
Cevdet Akbay ise PKK ve BDP'de 'kandan nemalananların' olduğuna dikkat çekiyor.
HER GÜN ŞEHİT GELİRSE BARIŞ OLMAZ
Orhan Miroğlu: Siyasi partilerin miting hakkı engellenmemeli. Mitinge yasak koymak da olmaz. Burada önemli olan şiddetin teşvik edilmemesidir. Farklı açılardan bakıldığında her tarih bir hadiseye, olaya denk gelebilir. Yasakçı zihniyetleri aşmak gerekir. Şiddete tavırlı olmak tek kriterim. Ben barış havasının estiğine de inanmıyorum. Çaba gösterebilir insanların açıklamaları, umudu elbette ki önemli ama bu ülkede birilerine misyon yükleyerek barış iklimi olduğunu çok hissedemiyorum. Çatışmalar şiddetleniyor. Bu iklimin sebeplerini düşünmemiz lazım. Her gün bir şehit haberi geliyor.
Leyla Zana'nın açıklamalarının PKK ve BDP'deki karşılığını sormak lazım. Siyasi hayatta etkin olması lazım. Mitingde barış derslerde tamam ama AKP karşıtlığı üzerinden bir mitingin herhangi bir karşılığı olmaz. Öcalan'a özgürlük mitingi talebi ancak bir barış ikliminde mümkün olabilir. Bunu BDP ve arkasında duran Kürtlere söylemek lazım.
Her gün polis ve asker cenazesi gelirse Öcalan'a ev hapsi imkansızdır. Bunun toplumda bir karşılığı yoktur. Onlar şiddet olmaksızın bunu yapabilirler. Silahlı mücadele mantığını terk etmeden Öcalan'a özgürlük talep etmek aslında onun sonsuza dek İmralı'da kalmasını istemek demektir.
HEDEF LEYLA ZANA'YI PARÇALAMAK
Kürt aydını Dr. Cevdet Akbay: BDP'nin mitingi kendi başına Kürt sorununa çözüm üretmez ama devletin müsaadesi olgunluğunu, büyüklüğünü gösterir. Bu da Kürt sorunu için önemlidir. Yasaklar her zaman yaralar, kangrenleştirir sorunları.
Diğer noktada Öcalan'ın özgür kalmasının yegâne şartı, bana göre müzakerelerin tekrar başlamasıdır. Çünkü savaş ortamında Öcalan bırakınız ev hapsini, İmralı'nın dışını bile göremez. Hiçbir hükümet, hiçbir parti; BDP dahildir buna, Öcalan'ı İmralı'dan alıp ev hapsine koyamaz. Öcalan'ın ev hapsi, şartların normalleşmesine bağlıdır. Miting, kendi başına hiçbir şeyi çözmez ancak devlet bu mitinge müsaade ederek demokrasinin olduğunu göstermeli bence. PKK ve BDP de homojen değil, içinde Kürt sorununun çözümünden yana olan var, maalesef şiddetten, kandan nemalanan var. Nemalanmak farklı şekilde olur, konum, makam, oy vs. Yani daha popüler tabirle, PKKBDP'nin şahinleri ve güvercinleri var. Kendileri 'yok, hepimiz biriz ' deseler de durum budur. Savaş ortamında, silahların gölgesinde şahinlerin sesi daha gür çıkıyor. Güvercinler hep sindirilmiş olur. Karayılan 'barış ' dedi, ardından 'şahinler ' kükredi, Karayılan geri dönüş yaptı. Şimdi Zana'yı parçalamak istiyorlar.
Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) sözde demokratik özerklik ilan ettiği tarihin de aynı güne denk gelmesi dikkat çekiyor.
PROVOKASYON ENDİŞESİ
Diyarbakır Valiliği, istihbari bilgilerin mitingin amacının farklı olduğunu, PKK propagandası şekline dönüştürülmesi planlanan organizasyonun tarihine işaret etti ve izin vermedi. Valiliğin açıklamasında; 'Vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü noktasında tüm toplum katmanlarından oluşan olumlu bakış ve çözüm arayışlarını ortadan kaldırabilecek bir noktada olduğu bunun da çeşitli provokasyonlar neticesinde istenmeyen olaylara yol açabileceği değerlendirilmektedir ' denildi.
BDP'nin, barışı, PKK elebaşısı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne endekslediği mitingle ilgili Eş Başkan Selahattin Demirtaş, yasaklama kararına uymayacaklarını duyurmuştu. Ardından PKK 'Apo'nun özgürlüğü dışında söylenecek her şeye ama her şeye kulağımız kapalıdır' açıklaması yaptı. Aydınlar, yasaklama kararını eleştirirken mitingin Kürt sorununun çözümü, kalıcı bir barış veya Öcalan'ın ev hapsi için bir etkisinin olmayacağı konusunda hemfikir.
İşte o görüşler: Kürt aydınları, Öcalan'a özgürlük mitingiyle ilgili yasak kararını eleştiriyor ancak eylemin çözüme katkısının olmayacağı konusunda fikir birliği var. Orhan Miroğlu, 'Silahlı mücadele mantığını terk etmeden Öcalan'a özgürlük talep etmek aslında onun sonsuza dek İmralı'da kalmasını istemek demek ' diyor.
Cevdet Akbay ise PKK ve BDP'de 'kandan nemalananların' olduğuna dikkat çekiyor.
HER GÜN ŞEHİT GELİRSE BARIŞ OLMAZ
Orhan Miroğlu: Siyasi partilerin miting hakkı engellenmemeli. Mitinge yasak koymak da olmaz. Burada önemli olan şiddetin teşvik edilmemesidir. Farklı açılardan bakıldığında her tarih bir hadiseye, olaya denk gelebilir. Yasakçı zihniyetleri aşmak gerekir. Şiddete tavırlı olmak tek kriterim. Ben barış havasının estiğine de inanmıyorum. Çaba gösterebilir insanların açıklamaları, umudu elbette ki önemli ama bu ülkede birilerine misyon yükleyerek barış iklimi olduğunu çok hissedemiyorum. Çatışmalar şiddetleniyor. Bu iklimin sebeplerini düşünmemiz lazım. Her gün bir şehit haberi geliyor.
Leyla Zana'nın açıklamalarının PKK ve BDP'deki karşılığını sormak lazım. Siyasi hayatta etkin olması lazım. Mitingde barış derslerde tamam ama AKP karşıtlığı üzerinden bir mitingin herhangi bir karşılığı olmaz. Öcalan'a özgürlük mitingi talebi ancak bir barış ikliminde mümkün olabilir. Bunu BDP ve arkasında duran Kürtlere söylemek lazım.
Her gün polis ve asker cenazesi gelirse Öcalan'a ev hapsi imkansızdır. Bunun toplumda bir karşılığı yoktur. Onlar şiddet olmaksızın bunu yapabilirler. Silahlı mücadele mantığını terk etmeden Öcalan'a özgürlük talep etmek aslında onun sonsuza dek İmralı'da kalmasını istemek demektir.
HEDEF LEYLA ZANA'YI PARÇALAMAK
Kürt aydını Dr. Cevdet Akbay: BDP'nin mitingi kendi başına Kürt sorununa çözüm üretmez ama devletin müsaadesi olgunluğunu, büyüklüğünü gösterir. Bu da Kürt sorunu için önemlidir. Yasaklar her zaman yaralar, kangrenleştirir sorunları.
Diğer noktada Öcalan'ın özgür kalmasının yegâne şartı, bana göre müzakerelerin tekrar başlamasıdır. Çünkü savaş ortamında Öcalan bırakınız ev hapsini, İmralı'nın dışını bile göremez. Hiçbir hükümet, hiçbir parti; BDP dahildir buna, Öcalan'ı İmralı'dan alıp ev hapsine koyamaz. Öcalan'ın ev hapsi, şartların normalleşmesine bağlıdır. Miting, kendi başına hiçbir şeyi çözmez ancak devlet bu mitinge müsaade ederek demokrasinin olduğunu göstermeli bence. PKK ve BDP de homojen değil, içinde Kürt sorununun çözümünden yana olan var, maalesef şiddetten, kandan nemalanan var. Nemalanmak farklı şekilde olur, konum, makam, oy vs. Yani daha popüler tabirle, PKKBDP'nin şahinleri ve güvercinleri var. Kendileri 'yok, hepimiz biriz ' deseler de durum budur. Savaş ortamında, silahların gölgesinde şahinlerin sesi daha gür çıkıyor. Güvercinler hep sindirilmiş olur. Karayılan 'barış ' dedi, ardından 'şahinler ' kükredi, Karayılan geri dönüş yaptı. Şimdi Zana'yı parçalamak istiyorlar.