Çocuklarda Alerjik Hastalıklar ve Astım
Konak Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü alerjik rahatsızlıkların baş gösterdiği şu günlerde vatandaşı bu konuda bilgilendirmeye başladı.
Gültepe’de bulunan Konak Belediyesi Toros Spor Merkezi’nde düzenlenen ‘Çocuklarda Alerjik Hastalıklar ve Astım’ konulu bilgilendirme semineri Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Kliniği ve Çocuk Göğüs Hastalıkları Birimi doktorlarından Doç. Dr. Demet Can tarafından semt sakini kadınlara verildi.
Konak Belediye Başkanı Dr.Hakan Tartan, “Yerel yönetimlerin en önemli sorumluluklarından biri de, toplumu aydınlatmak ve bilgilendirmek. Konak Belediyesi olarak bunu yapıyoruz. Adeta birer seyyar hastane gibi vatandaşımızın evine, ayağına koşuyoruz. Her sağlıklı bireyin toplumun geleceğinin sağlıklı inşası olduğuna inanıyoruz” dedi.
Soğuk kış günlerinin ardından havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte atmosfere yayılan polenler de alerjik rahatsızların ortaya çıkmasına neden olan etmenlerin başında geliyor. Tıp dilinde alerji; vücudumuza dışarıdan giren çeşitli maddelere karşı vücudumuzun gösterdiği anormal bir tepki olarak açıklanıyor.
Doç. Dr. Demet Can, 'saman nezlesi' olarak da bilinen burnun alerjik reaksiyonunun yıl boyunca görülmekle birlikte ilkbahar aylarında ağaç, çiçek ve çimen polenlerinin artması nedeniyle hız kazandığını ve belirtilerin daha belirgin ve rahatsız edici hale geldiğini söyledi.
Can, “Alerjik rinit solunum yolu mukozasının dışarıdan gelen ve solunum yoluna giren maddelere karşı aşırı reaksiyonudur. Öncelikle hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmenin tedavi için hayati önem taşır. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burunda kaşıntı, hapşırık, geniz akıntısı, öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Bir ileri aşamasında akciğerler de etkilenerek astım ataklarına sebep olabilir. Alerjik nezle, sıklıkla göz nezlesi ile birliktedir. Göz nezlesi; gözlerde kaşıntı, yanma, yaşarma, şişme ve ışığa bakamama ile karakterizedir. Alerjik nezle toplumun yüzde 10 ile 30’unu etkilemekte ve astım için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Alerjik rinitli hastaların yüzde 20'sinde astım varken, astımlı hastaların yüzde 80'inde alerjik rinit vardır” diye konuştu.
HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ ALERJİK
Doç. Dr. Demet Can, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alerjik hastalıkların görülme sıklığının giderek artmakta olduğunu, toplumumuzda her 4 kişiden birinin alerjik hastalıklardan etkilendiğini ifade etti.
Can, alerjik hastalıkların hem genetik, hem de çevresel faktörlerin ortaklaşa etkileşimi ile oluştuğuna dikkat çekerek, görülme sıklığındaki artışın modern yaşamın getirdiği yeni alışkanlık ve tutumlar ile ilgili olduğuna inanıldığını belirtti.
Can, “Artış özellikle de çocukluk yaş grubunda daha belirgindir. Dahası, çocuklar alerjik hastalıklardan en fazla etkilenen yaş grubudur, çünkü yaşam kalitesindeki bozulma erişkinlere göre çok daha fazla olmaktadır” dedi.
Can, alerji testinin koldan, çok kısa zamanda ve ucuz bir şeklide yapıldığını vurgulayarak tüm çocuklara 5 yaşından sonra alerji testi yaptırılması gerektiğini belirtti.
Can, en çok rastlanan alerjenleri ise şöyle sıraladı: “Ev tozu, ağaç ve ot polenleri, küf, evcil hayvanların tüyleri, hamamböceği, lateks, fındık, fıstık, baklagiller, balık ve deniz ürünleri, inek sütü ve yumurta başta olmak alerji açısından en tehlikeli gıdalardır. Alerjik hastalıklar denildiğinde astım, alerjik nezle, ürtiker (kurdeşen), anafilaksi (romatizmal ağrı kesicilerin ve antibiyotiklerin alerjik şok etkisi yapması), atopik dermatit (alerjik egzama) ve de besin, ilaç, böcek alerjileri gibi hastalıklar anlaşılmaktadır. Alerji yapan (alerjen) madde bulunduktan sonra bundan kaçınma ilk alınması gereken tedbirdir. Bu durumda ilaç tedavisi devreye girer. İlaç tedavisine cevap vermeyen veya uzun süreli ilaç tedavisine rağmen problemleri düzelmeyen hastalarda alerji aşıları başlanabilir ve özellikle alerjik rinitte iyi sonuçlar verir. Alerjik egzamanın en sık görülen kronik cilt hastalığı olduğunu, dünya çapında sıklığında artışı gözlemlenmiştir. Astım gibi kronikleşmiş problemlerde ise aşı tedavisi seçilmiş hastalarda ve nadiren uygulanır.”
ÖKSÜRÜK, ASTIM BELİRTİSİ OLABİLİR
Çocuklarda tekrarlayan nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürüğün astım belirtisi olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Can, “Eğer bir çocukta alerjenle karşılaşma sonrası nefes darlığı bulguları ortaya çıkıyorsa, yakınmaların sıklığı ve şiddeti mevsimlere göre değişkenlik gösteriyorsa, ailede astım veya alerjik hastalıklar varsa, sigara, koku veya kirli hava ile yakınmalar artıyorsa ve astım tedavilerine yanıt alınıyorsa astım düşünülmelidir” dedi.
Soğuk algınlığı ve griplerin göğse inmesi, griplerden sonra uzun süre geçmeyen kuru öksürük, egzersizle tetiklenen öksürüğün astımla ilişkili olabileceğine dikkat çeken Can, sıklıkla bu çocuklara tekrarlayan bronşit, reaktif hava yolu hastalığı, alerjik bronşit, müzmin farenjit, bronşit gibi tanılar konduğunu belirterek, astım tanısının geciktirilmemesi gerektiğini söyledi .
Kaynak: İHA
Konak Belediye Başkanı Dr.Hakan Tartan, “Yerel yönetimlerin en önemli sorumluluklarından biri de, toplumu aydınlatmak ve bilgilendirmek. Konak Belediyesi olarak bunu yapıyoruz. Adeta birer seyyar hastane gibi vatandaşımızın evine, ayağına koşuyoruz. Her sağlıklı bireyin toplumun geleceğinin sağlıklı inşası olduğuna inanıyoruz” dedi.
Soğuk kış günlerinin ardından havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte atmosfere yayılan polenler de alerjik rahatsızların ortaya çıkmasına neden olan etmenlerin başında geliyor. Tıp dilinde alerji; vücudumuza dışarıdan giren çeşitli maddelere karşı vücudumuzun gösterdiği anormal bir tepki olarak açıklanıyor.
Doç. Dr. Demet Can, 'saman nezlesi' olarak da bilinen burnun alerjik reaksiyonunun yıl boyunca görülmekle birlikte ilkbahar aylarında ağaç, çiçek ve çimen polenlerinin artması nedeniyle hız kazandığını ve belirtilerin daha belirgin ve rahatsız edici hale geldiğini söyledi.
Can, “Alerjik rinit solunum yolu mukozasının dışarıdan gelen ve solunum yoluna giren maddelere karşı aşırı reaksiyonudur. Öncelikle hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmenin tedavi için hayati önem taşır. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burunda kaşıntı, hapşırık, geniz akıntısı, öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Bir ileri aşamasında akciğerler de etkilenerek astım ataklarına sebep olabilir. Alerjik nezle, sıklıkla göz nezlesi ile birliktedir. Göz nezlesi; gözlerde kaşıntı, yanma, yaşarma, şişme ve ışığa bakamama ile karakterizedir. Alerjik nezle toplumun yüzde 10 ile 30’unu etkilemekte ve astım için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Alerjik rinitli hastaların yüzde 20'sinde astım varken, astımlı hastaların yüzde 80'inde alerjik rinit vardır” diye konuştu.
HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ ALERJİK
Doç. Dr. Demet Can, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alerjik hastalıkların görülme sıklığının giderek artmakta olduğunu, toplumumuzda her 4 kişiden birinin alerjik hastalıklardan etkilendiğini ifade etti.
Can, alerjik hastalıkların hem genetik, hem de çevresel faktörlerin ortaklaşa etkileşimi ile oluştuğuna dikkat çekerek, görülme sıklığındaki artışın modern yaşamın getirdiği yeni alışkanlık ve tutumlar ile ilgili olduğuna inanıldığını belirtti.
Can, “Artış özellikle de çocukluk yaş grubunda daha belirgindir. Dahası, çocuklar alerjik hastalıklardan en fazla etkilenen yaş grubudur, çünkü yaşam kalitesindeki bozulma erişkinlere göre çok daha fazla olmaktadır” dedi.
Can, alerji testinin koldan, çok kısa zamanda ve ucuz bir şeklide yapıldığını vurgulayarak tüm çocuklara 5 yaşından sonra alerji testi yaptırılması gerektiğini belirtti.
Can, en çok rastlanan alerjenleri ise şöyle sıraladı: “Ev tozu, ağaç ve ot polenleri, küf, evcil hayvanların tüyleri, hamamböceği, lateks, fındık, fıstık, baklagiller, balık ve deniz ürünleri, inek sütü ve yumurta başta olmak alerji açısından en tehlikeli gıdalardır. Alerjik hastalıklar denildiğinde astım, alerjik nezle, ürtiker (kurdeşen), anafilaksi (romatizmal ağrı kesicilerin ve antibiyotiklerin alerjik şok etkisi yapması), atopik dermatit (alerjik egzama) ve de besin, ilaç, böcek alerjileri gibi hastalıklar anlaşılmaktadır. Alerji yapan (alerjen) madde bulunduktan sonra bundan kaçınma ilk alınması gereken tedbirdir. Bu durumda ilaç tedavisi devreye girer. İlaç tedavisine cevap vermeyen veya uzun süreli ilaç tedavisine rağmen problemleri düzelmeyen hastalarda alerji aşıları başlanabilir ve özellikle alerjik rinitte iyi sonuçlar verir. Alerjik egzamanın en sık görülen kronik cilt hastalığı olduğunu, dünya çapında sıklığında artışı gözlemlenmiştir. Astım gibi kronikleşmiş problemlerde ise aşı tedavisi seçilmiş hastalarda ve nadiren uygulanır.”
ÖKSÜRÜK, ASTIM BELİRTİSİ OLABİLİR
Çocuklarda tekrarlayan nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürüğün astım belirtisi olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Can, “Eğer bir çocukta alerjenle karşılaşma sonrası nefes darlığı bulguları ortaya çıkıyorsa, yakınmaların sıklığı ve şiddeti mevsimlere göre değişkenlik gösteriyorsa, ailede astım veya alerjik hastalıklar varsa, sigara, koku veya kirli hava ile yakınmalar artıyorsa ve astım tedavilerine yanıt alınıyorsa astım düşünülmelidir” dedi.
Soğuk algınlığı ve griplerin göğse inmesi, griplerden sonra uzun süre geçmeyen kuru öksürük, egzersizle tetiklenen öksürüğün astımla ilişkili olabileceğine dikkat çeken Can, sıklıkla bu çocuklara tekrarlayan bronşit, reaktif hava yolu hastalığı, alerjik bronşit, müzmin farenjit, bronşit gibi tanılar konduğunu belirterek, astım tanısının geciktirilmemesi gerektiğini söyledi .