'27 Mayıs Kara Bir Lekedir, Sivil İradeye Silah Doğrultmuştur'
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, "27 Mayıs 1960 darbesi, Türkiye’de darbeler tarihini başlatmış kara bir lekedir" dedi.
HAS Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, 27 Mayıs darbesinin yıldönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, yalnızca siyasi iradeye değil aynı zamanda sivil halka, üniversitedeki hocadan ilköğretimdeki öğretmene, hakime, yargıca hatta ordu mensuplarının bizzat kendisine ve tüm millete silah doğrultulduğunu belirterek, "37 subay, 235 generali ve 3 bin 500 subayı emekliye sevk ettirmiş, bin 400’den fazla akademisyen üniversitelerden atılmış, yüzlerce yargı mensubu görevden alınmıştır. Hükümet cunta tarafından feshedilmiştir. Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri tutuklanmıştır. Bu suretle hükümete, askeriyeye, üniversitelere, yargıya, ekonomiye, yani köydeki Ahmet amcadan devletin en tepesindeki Cumhurbaşkanı’na kadar her alanda kökü dışarıda olan cunta ülkeye kan kusturmuştur" dedi.
Milli Birlik Komitesi adı altında kurulan tiyatronun ülkede “birlik ve beraberliği” ortadan kaldırdığını belirten Kurtulmuş,“Türk ordusunun vazifesinin millete silah doğrultmak değil, ülkeyi dış tehditlere karşı savunmak” olduğunu kaydederek şunları dedi: "Kimi gazeteler üzerine baskı kurulmuş, kimi gazeteler ise bu darbeye alkış tutmuştur. ‘Türk Ordusu Vazife Başında’ gibi manşetleri atanlar ya da attıranlar, ordunun vazifesi kendi milletine silah çevirmek değil, milleti dışardan gelecek saldırılara karşı korumak olduğunu unutmuştur. Daha da kötüsü, azgın bir grubun darbe sevdası yüzünden binlerce insanımız birbirine düşman hale getirilmiştir. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes ise ülkede istikrarı bozduğu gerekçesi ile idam edilmiştir. Aslında Menderes’i idama götüren, ‘yeter söz milletindir’ diyerek halktan başka bir egemen tanımadığını ilan etmiş olmasıdır. Zira sözün kendisinde olmasını arzu edenler, milletin söze girmesine tahammül dahi edememiştir. 1960 darbesinin ardından sistem üzerine çalışmalar başlıyor ve daha sonraki 12 Eylül, 28 Şubat gibi darbelerin önünü açacak bürokratik oligarşi, anayasal bir sistem haline getiriliyordu. Bu gün de hala bu sistemin sancılarını çekiyoruz. Bundan kurtulmanın yolu ise öncelikli olarak Türkiye tarihinde kara bir leke olan bu darbelerle hesaplaşmaktır. Bu hesaplaşma ise hiç şüphesiz yeni Anayasa’nın yapılması ile başlamalıdır. Bu sebeple yeni Anayasa bir an önce yapılmalı ve bir daha darbeler olmaması için gereken sistem kurulmalıdır. Aksi takdirde daha çok 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar bu milletin tarihine kara bir leke olarak kaydedilecektir. Bunun için yeni Türkiye, yeni siyasetin yolunu açacak yeni Anayasa’yı yapmak, mevcut parlamentonun millete karşı bir namus borcudur. 27 Mayıs darbesinin kurbanı olan şehit Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, ve Hasan Polatkan’ı burada bir kez daha rahmetle anıyoruz. "
Kaynak: İHA
Milli Birlik Komitesi adı altında kurulan tiyatronun ülkede “birlik ve beraberliği” ortadan kaldırdığını belirten Kurtulmuş,“Türk ordusunun vazifesinin millete silah doğrultmak değil, ülkeyi dış tehditlere karşı savunmak” olduğunu kaydederek şunları dedi: "Kimi gazeteler üzerine baskı kurulmuş, kimi gazeteler ise bu darbeye alkış tutmuştur. ‘Türk Ordusu Vazife Başında’ gibi manşetleri atanlar ya da attıranlar, ordunun vazifesi kendi milletine silah çevirmek değil, milleti dışardan gelecek saldırılara karşı korumak olduğunu unutmuştur. Daha da kötüsü, azgın bir grubun darbe sevdası yüzünden binlerce insanımız birbirine düşman hale getirilmiştir. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes ise ülkede istikrarı bozduğu gerekçesi ile idam edilmiştir. Aslında Menderes’i idama götüren, ‘yeter söz milletindir’ diyerek halktan başka bir egemen tanımadığını ilan etmiş olmasıdır. Zira sözün kendisinde olmasını arzu edenler, milletin söze girmesine tahammül dahi edememiştir. 1960 darbesinin ardından sistem üzerine çalışmalar başlıyor ve daha sonraki 12 Eylül, 28 Şubat gibi darbelerin önünü açacak bürokratik oligarşi, anayasal bir sistem haline getiriliyordu. Bu gün de hala bu sistemin sancılarını çekiyoruz. Bundan kurtulmanın yolu ise öncelikli olarak Türkiye tarihinde kara bir leke olan bu darbelerle hesaplaşmaktır. Bu hesaplaşma ise hiç şüphesiz yeni Anayasa’nın yapılması ile başlamalıdır. Bu sebeple yeni Anayasa bir an önce yapılmalı ve bir daha darbeler olmaması için gereken sistem kurulmalıdır. Aksi takdirde daha çok 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar bu milletin tarihine kara bir leke olarak kaydedilecektir. Bunun için yeni Türkiye, yeni siyasetin yolunu açacak yeni Anayasa’yı yapmak, mevcut parlamentonun millete karşı bir namus borcudur. 27 Mayıs darbesinin kurbanı olan şehit Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, ve Hasan Polatkan’ı burada bir kez daha rahmetle anıyoruz. "