Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Prof.Dr. Tezer Kutluk Açıklama Yaptı
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Genel Başkanı Prof.Dr. Tezer Kutluk, tüm kanserlerin 3'te birinden korunmanın mümkün olduğunu söyleyerek, kanser tedavisindeki başarının doğru yerde, doğru zamanda, doğru tedaviyi almak koşuluyla yüzde 66'yı aştığını söyledi.
Kutluk, Kanser Haftası dolayısıyla İHA'nın, kanserle mücadeleye ilişkin sorularını cevapladı. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Genel Başkanı Kutluk, şöyle konuştu: "Tüm kanserlerin 3'te birinden kurtulmak mümkün. Kanser tedavisindeki başarı, doğru yerde doğru zamanda doğru tedavi olmak koşuluyla yüzde 66'ları aştı. Her yıl dünyada dünyada bilindiği üzere 12 milyondan fazla insan kansere yakalanıyor. 7 milyondan fazlası kaybediliyor. Böyle devam edecek olursa, 2030 yılına gelindiği zaman sadece nüfusartışının etkisiyle her yıl 12 milyon olan bu sayı 20 milyonları aşacak. Her yıl ölen sayısı 10 milyona ulaşacak. O nedenle hepimize önemli görevler düşmektedir" Kanserden korunmak için 3 temel öğeye dikkat çeken Kutluk, şunları söyledi: "Kanserden korunmanın en temel yolu her zaman söylediğimiz gibi tütün. Başka birşey aramaya gerek yok. Çünkü, tütün tüm kanserlerin 3'te birinden sorumlu. Çocukları ve geleceği tütünden korumak lazım. Bu nedenledir ki Türkiye'de akciğer kanserinde ciddi bir artış yaşandı. Ne mutludur ki 2008'de çıkan yasaklar nedeniyle sigara kullanımı azalmaya başladı"
Kanserden korunmanın 2. temel yolunun beslenme olduğunu vurgulayan Kutluk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalori alımının sınırlandırılması, dikkatli olunması lazım. Şişmanlık ve kilo fazlalığı bütün toplumda yaygınlaşıyor. Şişmanlık ve kilo fazlalığının belli kanser türleriyle ilişkisi var. Onun dışında tuz alımının sınırlandırılması lazım. Çünkü, Türk insanı günlük 15-16 gram tuz tüketiyor. Günlük normal tüketilmesi gereken tuz miktarının 5-6 gram olması gerekiyor. Bu nedenle mide kanserleri Türkiye'debiraz yüksek" Pişirme yöntemlerinin önemini vurgulayan Kutluk, kızartma, ateşte pişirme gibi yöntemleri çok tavsiye etmediklerini belirtti.
Haftada tüketilen etin 400-500 gramı aşmaması gerektiğini belirten Prof.Dr.Kutluk, hayvansal yağlar yerine sıvı yağların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kutluk, kanserden korunmak için gerekli 3. noktanın ise beslenme yanında fiziksel aktivite olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanlar neredeyse arabaya evlerinden adımlarını atıyorlar, arabadan da işyerlerine oturma koltuklarına adım atmak istiyorlar. Fiziksel bir aktivite azlığı var. Bütün bunlarla kanserden korunmak mümkün. Kanserden korunmayı sağladığımız her yerde 4 temel kanser türünde erken tanı mümkün. Kanser taramaları yöntemiyle Türkiye'nin bu yönde olumlu adımlar attığınıbiliyoruz. KETEM adı verilen kanser tarama merkezleri Türkiye'nin her yerinde var. Kanser taramaları yüzde 7'lerden yüzde 20'ye yükseldi. Gönlümüz bunun yüzde 60'lara yüzde 70'lere yükselmesini arzu ediyor. Bu nedenle halkımızın kanser taramalarını yaptırmaları gerekiyor."
Kanser taramaları ve bu taramaları kimlerin yaptırması gerektiği hakkında da bilgi veren Kutluk, sözlerine şöyle devam etti: "Birincisi kalın bağırsak kanserleri hem hanımlarda hem erkeklerde ilk 3'e giren kanser türü. 50 yaşını geçen hanımlar ve erkeklerin kalın bağırsak için muayene, dışkıda gizli kan testi ve endoskopik yöntemlerle muayene yapılması gerekiyor. Kalın bağırsak kanserlerine erken yakalanıldığı zaman gerçekten yüksek oranda iyileşmek mümkün. Prostat kanseri 50 yaşın üstündeki erkeklerde sıkolduğu için 50 yaşın üstündeki erkeklerde muayene ve kan testiyle baktırması gerekiyor. Rahim ağzı kanserinde kadınların cinsellik başladıktan Sonra testleri yaptırmaları gerekiyor. Her 8 hanımdan birisi meme kanseri oluyor. 50 yaşını geçen hanımların yılda 1 kez mamografi incelemesini yaptırması gerekiyor. 20 yaşından itibaren de kendi memesini muayene etmesi gerekiyor. Bunlar yapıldığında bu 4 kanser türünde erken tanı ile çok ciddi yüzde 90 yüzde 100'e yakın başarı mümkün"
Kanser tedavisinde Son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını belirten Kutluk, cerrahi radyoterapi ve kemoterapinin yanında destek tedavilerin, bakım koşullarındaki iyileşmelerin cerrahiyi başka bir noktaya getirdiğini ifade etti.
40-50 yıldır tedavilerde kullanılan ilaçlara Son yıllarda hedefe yönelik laboratuvardan gelen ilaçların da eklendiğini söyleyen Kutluk, yüzde 66'nın iyi bir oran olduğunu belirtti.
Akciğer, karaciğer, pankreas kanseri gibi kanser türlerinde biraz daha alınacak yol olduğunubelirten Kutluk, "Tütünden korunarak, akciğer kanserinde dünyanın bir zafer elde etmesi işten değil" dedi.
Türkiye'nin kanserle savaşta geldiği nokta hakkında ise Kutluk, şunları söyledi: "Türkiye artık bugün kanser tedavisi konusunda iyi bir noktadadır. Büyükşehirlerde zaten var olan onkoloji uzmanları , onkolojiyle uğraşan cerrahlar, radyoterapi imkanları ülkenin birçok yerinde bulunmaktadır. Kanser tedavisinde hastaların artık yurt dışına gitmesine gerek yok. Dünyada ne yapılabiliyorsa Türkiye'de de yapılabilmektedir. "
Kaynak: İHA
Kanserden korunmanın 2. temel yolunun beslenme olduğunu vurgulayan Kutluk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalori alımının sınırlandırılması, dikkatli olunması lazım. Şişmanlık ve kilo fazlalığı bütün toplumda yaygınlaşıyor. Şişmanlık ve kilo fazlalığının belli kanser türleriyle ilişkisi var. Onun dışında tuz alımının sınırlandırılması lazım. Çünkü, Türk insanı günlük 15-16 gram tuz tüketiyor. Günlük normal tüketilmesi gereken tuz miktarının 5-6 gram olması gerekiyor. Bu nedenle mide kanserleri Türkiye'debiraz yüksek" Pişirme yöntemlerinin önemini vurgulayan Kutluk, kızartma, ateşte pişirme gibi yöntemleri çok tavsiye etmediklerini belirtti.
Haftada tüketilen etin 400-500 gramı aşmaması gerektiğini belirten Prof.Dr.Kutluk, hayvansal yağlar yerine sıvı yağların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kutluk, kanserden korunmak için gerekli 3. noktanın ise beslenme yanında fiziksel aktivite olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanlar neredeyse arabaya evlerinden adımlarını atıyorlar, arabadan da işyerlerine oturma koltuklarına adım atmak istiyorlar. Fiziksel bir aktivite azlığı var. Bütün bunlarla kanserden korunmak mümkün. Kanserden korunmayı sağladığımız her yerde 4 temel kanser türünde erken tanı mümkün. Kanser taramaları yöntemiyle Türkiye'nin bu yönde olumlu adımlar attığınıbiliyoruz. KETEM adı verilen kanser tarama merkezleri Türkiye'nin her yerinde var. Kanser taramaları yüzde 7'lerden yüzde 20'ye yükseldi. Gönlümüz bunun yüzde 60'lara yüzde 70'lere yükselmesini arzu ediyor. Bu nedenle halkımızın kanser taramalarını yaptırmaları gerekiyor."
Kanser taramaları ve bu taramaları kimlerin yaptırması gerektiği hakkında da bilgi veren Kutluk, sözlerine şöyle devam etti: "Birincisi kalın bağırsak kanserleri hem hanımlarda hem erkeklerde ilk 3'e giren kanser türü. 50 yaşını geçen hanımlar ve erkeklerin kalın bağırsak için muayene, dışkıda gizli kan testi ve endoskopik yöntemlerle muayene yapılması gerekiyor. Kalın bağırsak kanserlerine erken yakalanıldığı zaman gerçekten yüksek oranda iyileşmek mümkün. Prostat kanseri 50 yaşın üstündeki erkeklerde sıkolduğu için 50 yaşın üstündeki erkeklerde muayene ve kan testiyle baktırması gerekiyor. Rahim ağzı kanserinde kadınların cinsellik başladıktan Sonra testleri yaptırmaları gerekiyor. Her 8 hanımdan birisi meme kanseri oluyor. 50 yaşını geçen hanımların yılda 1 kez mamografi incelemesini yaptırması gerekiyor. 20 yaşından itibaren de kendi memesini muayene etmesi gerekiyor. Bunlar yapıldığında bu 4 kanser türünde erken tanı ile çok ciddi yüzde 90 yüzde 100'e yakın başarı mümkün"
Kanser tedavisinde Son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını belirten Kutluk, cerrahi radyoterapi ve kemoterapinin yanında destek tedavilerin, bakım koşullarındaki iyileşmelerin cerrahiyi başka bir noktaya getirdiğini ifade etti.
40-50 yıldır tedavilerde kullanılan ilaçlara Son yıllarda hedefe yönelik laboratuvardan gelen ilaçların da eklendiğini söyleyen Kutluk, yüzde 66'nın iyi bir oran olduğunu belirtti.
Akciğer, karaciğer, pankreas kanseri gibi kanser türlerinde biraz daha alınacak yol olduğunubelirten Kutluk, "Tütünden korunarak, akciğer kanserinde dünyanın bir zafer elde etmesi işten değil" dedi.
Türkiye'nin kanserle savaşta geldiği nokta hakkında ise Kutluk, şunları söyledi: "Türkiye artık bugün kanser tedavisi konusunda iyi bir noktadadır. Büyükşehirlerde zaten var olan onkoloji uzmanları , onkolojiyle uğraşan cerrahlar, radyoterapi imkanları ülkenin birçok yerinde bulunmaktadır. Kanser tedavisinde hastaların artık yurt dışına gitmesine gerek yok. Dünyada ne yapılabiliyorsa Türkiye'de de yapılabilmektedir. "