'Yargı Reformu'na Kalıcı ve Sağlıklı Çözüm Önerisi

Samsun Barosu Avukatlarından Ceza Hukukçusu Mustafa Remzi Toprak, düşünülen Yargı Reformu ile kalıcı ve sağlıklı çözümler getirilmesini önerdi.

'Yargı Reformu'na Kalıcı ve Sağlıklı Çözüm Önerisi
Yargı reformu, baskı gruplarının, akraba ve siyaset çevrelerinin ihtiyacına göre değil insan hakları kaygısıyla ve adalet beklentisiyle yapılması gerektiğini söyleyen Toprak, "Kanunları nasıl yapılırsa yapılsın, yargı sürecinin uzaması, uzun tutukluluk süreleri ile infaz sürecindeki aksaklık ve insan hakları ihlalleri mahkeme kararları hukuka uygun bile olsa sonucu hukuka uygun hakkaniyete aykırı hale getirmektedir. Şahsa karşı işlenmiş ağır cezalık suçlar dışında tutuklama tedbiri tümden kaldırılmalı,bunun yerine etkin adli kontrol sistemi ve elektronik kelepçe uygulaması getirilmedir. İnfaz hukukunda pilot uygulama şeklinde uygulama yapılması insan hakları ve hukuka aykırıdır. Dolayısıyla elektronik kelepçe uygulamasının tüm ülkede aynı anda ve ivedilikle başlatılması gerekir. Açıklama yapıldıktan sonra bireylerde beklenti doğmakta, pilot uygulama tarzındaki uygulamalarla da aynı hukuki hakka sahip bireyler arasında eşitsizlik doğmaktadır. Uygulamanın başlaması ile hem cezaevleri rahatlayacak hem deinfaz süreci kesintisiz hale gelecektir" dedi.

Adli kontrol süresi içinde kasten suç işleyenler verilebilecek cezanın alt haddini geçmemek kaydıyla tutuklanması gerektiğini söyleyen Toprak, "Böylece hem haksız tutuklama sonucu ortaya çıkan mağduriyete meydan verilmemeli, hem de suça maruz kalan insanların mağduriyeti engellenmelidir. Bu şekilde suçun meslek haline getirilmesinin önüne geçilmelidir. Böylece ilk defa suç işleyenlerle, masum insanların yargılanmadan ceza çekmeleri sonucun doğuran tutukluluk sistemine son verilmelidir. Bireylerin iddiaüzerine tutuklanıp, suçsuzlukları ispat olunana kadar tutuklu kalmaları adalet ve ideal insan hakları beklentilerini zedelemektedir. Kişiyi cezaevine kapatıp onun suçluluğunu ispata uğraşmak veya sanığın kısıtlı şartlarda masumiyetini ispata zorlanması adil bir uygulama değildir. Ceza yargılamasında delillerin toplanmasını duruşmadan duruşmaya yaparak davaların on yıllarca sürmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda olduğu gibi dosya tekemmül ettirilene kadar delil toplanmasüreci takip edilmeli, bir müzekkere yazılması, bir bankadan bir evrakın getirilmesi gibi çok basit sebeplerle celse atılması alışkanlığına son verilmeli, iki üç celsede ceza davalarının sonuçlanması sağlanarak, adaletin tecellisinin gecikmesinin önüne geçilmelidir" diye konuştu.

Aynı şekilde özellikle 28 Şubat sürecinde cezaevlerine doldurulan fikir suçlularının şartsız genel af çıkartılarak tahliye edilmelerinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Toprak, "Türkiye'nin gelişmesi fikir suçu diye bir suçun olmaması ön şartına bağlıdır. Bireyin beden bütünlüğüne yapılan her türlü saldırı, öldürme, cinsel saldırı, yaralama, gibi ağır cezalık suçlarda sanık ile birlikte devletin de tazmin mükellefiyeti getirilmelidir. Çünkü insanların güvenliğini sağlamak devletin görevidir. Devlet,vergi alarak halkına onun güvenliğini sağlayacağını vaad etmektedir. Halkın güvenliğini sağlayamadığı, insanların can, mal ve namus emniyetini sağlayamadığı durumda uğranacak zararı sanığa rücu etmek kaydıyla öncelikle devlet tazmin etmek zorundadır. İşlenen suçtan bireyle birlikte doğrudan zarar uğrama ihtimali ortaya çıkacak olan devletin, suçun ortaya çıkmaması ve suçun hiç işlenmemesi için daha sağlıklı bir zemini, eğitimli ve sağlıklı bireylerin yetişeceği şartları oluşturması kaçınılmazdır. Yargıreformu, ciddi bir paket olarak ele alındığı takdirde toplumda ki af dahil bütün beklentilere cevap verebilecektir" şeklinde konuştu .