Erdoğan Bayraktar: 'Depremle İlgili Ne Yapılırsa Arkasındayız'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, depremle ilgili yapılacak her şeyin arkasında olduklarını belirterek, "Rant kelimesini bu ifadeye yakıştırmak, sokuşturmak bize yapılacak en büyük haksızlık.İşin önüne koyulacak en büyük takoz, en büyük çomaktır" dedi.

Erdoğan Bayraktar: 'Depremle İlgili Ne Yapılırsa Arkasındayız'
Bakan Bayraktar, Türkiye Deprem Vakfı tarafından The Marmara Otel'de düzenlenen 'Deprem Zirvesi 2012 'ye katıldı. Zirvede konuşan Bayraktar, Türkiye'nin 100 yılına bakıldığında can ve mal kaybının olduğu 90 depremle karşı karşıya kalındığını belirtti. En son Marmara, Düzce, ardından Bingöl, Elazığ ve son olarak Van'da depreme tanık olduğunu söyleyen Erdoğan Bayraktar, 'Depremin ardından çok ahlanıp vahlanıyoruz, dövünüyoruz ama Türkiye'de yapı stokunun afetlere duyarlı hale gelmesi, depreme dayanıklı binaüretimi adına gerekeni yapamadık. Bize benzeyen ya da benzemeyen ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman ülkemizin farklı bir pozisyonu var. Türkiye'nin şehirleşmesi yapılaşması kontrolden çıktı. Gecekondu yapana yasal yaptırımları tam olarak uygulayamadık. Göçler İstanbul'u alabildiğine bozdu. Masum gecekondu yapısı çok katlı kaçak yapılara dönüştü. En fazla kaçak yapılaşma İstanbul'da var. Türkiye'nin geldiği nokta şehirlerini düzenli hale getirme mecburiyetindedir. Türkiye depreme dayanıksız konut stokundankurtulma durumundadır. Bunu STK'lar ile üniversitelerle bir araya gelerek yapabiliriz ' dedi.

Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının 800 milyar doları aştığını, eğitimli insanlarının sayısının arttığını ve özel sektörün geliştiğini anlatan Bayraktar, buna karşın toplam konut stokunun 20 milyon civarında olduğunu vurguladı. Bayraktar, şöyle konuştu: 'Bunun sağlıklı olmadığını, 25 bin kilometre deprem aksı, fay aksı şehirlerimizin altında. İstanbul'un Kocaeli'nin Bolu'nun Erzurum'un, Bingöl'ün, Van'ın altında. Japonya'nın geldiği noktaya gelmeliyiz, Kaliforniya ve New Orleans'ın geldiği yere gelmeliyiz. Yeni yasa yapıyoruz. Afet riski alanların dönüştürülmesi yasası. Afet riski taşıyan, deprem başta, heyelan, çığ sel gibi risk taşıyan binaları dayanıklı kılmak amaçtır. Deprem Vakfı, gibi DASK gibi kurumlarla imkanlarımızı paylaşacağız. Maddi bakımdanbunlarla yardımlaşma içinde olacağız. Bu can ve mal konusu. Radikal bir yasa çıkarmak istiyoruz, eğer kanunlaşırsa. 3'te 2 çoğunlukla mülkiyeti tasarruf etmeyi getiriyoruz. Bina ayakta kalamaz denilen bir binayı yıkma durumundayız. İdare mahkemeler durdurma kararı almasın diye yasa yoluna başvurduk. Ama bütün katmanlar bunu desteklemeli. Bu kötü yapı stokunu birlikte yaptık. Ben inşaat mühendisiyim sorumluluğum var, hukukçunun yok mu onların da var. Mimarın da var. Gecekondu yapanın da var. Birliktelikleafet riski altındaki binalardan Türkiye'yi kurtarma işini başlatmak durumundayız. Bu afet dönüşümü ya da kentsel dönüşüm değil, salt olarak. Şehirlerin görünümü iyileşecek, yeşil alanlar oluşacak. Yeni hayat alanları oluşacak, refah ve mutluluk artacak. Sadece milli geliri ya da eğitim kalitesini artırmakla olmaz. '

'RANT KELİMESİ BİZE EN BÜYÜK HAKSIZLIKTIR '

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, refah toplumu olmak için 20 milyona yakın hane stokunun yarısına yakınını, mühendislik hizmeti almayan, bilim teknolojisinden yoksun, 90'larda ve öncesinde hazır betonla yapılmayan bina stokundan İstanbul'un, Marmara'nın ve ülkenin kurtarılması gerektiğini vurguladı. 'Yasa çıktıktan sonra teknik üniversitelerle dönüşümü başlatmalıyız ' diyen Bayraktar, 'Bu iş için ciddi kaynak gerekiyor. Vatandaş bu işe hazır görünüyor ama canından daha çok gecekonduyu veririmama nasıl 2-3 daire fazla alırım hesabını yapıyor ' dedi.

Rant kelimesini bu ifadeye yakıştırmanın kendilerine yapılacak en büyük haksızlık olduğunu anlatan Bayraktar, 'İşin önüne koyulacak en büyük takoz, en büyük çomaktır. Ülkenin salaş yapılardan kurtulmasına, şehirlerin güzelleşmesine yönelik bir çalışmaya daha başlamadan böyle ibareleri kullanmak millete haksızlıktır. Bir başlayalım, denetleyelim, şeffaf olalım. Afet riski olan binaların ortadan kaldırılmasını başlatalım ' şeklinde konuştu.

Bakan Bayraktar, Afet Riskli Alanların Dönüşüm Yasası'nın vatandaş merkezli olduğunu da ifade ederek, şunları söyledi: '90'lardan önce bina yapılmışsa bunu teknik heyete denetlettir. Eğer dayanıksız ise depreme kendin yık. Tüm imkanlarımızla destek vereceğiz. Ama sakat binana bakmıyor yıkmıyorsan kendimiz yapacağız. Yıktıktan sonra sana arsa bırakıyoruz. Tasarruf sana ait. Katın varsa, hisse olarak sana dönecek. 3'te 2 çoğunluk sağladığınız takdirde 3'te 1 hisseyi alıp sizin tasarrufunuza sunacağız. Bu yasayı Türkiye'nin şartlarına uygun, basit pratik vatandaşı kucaklayan, açıkgözlere fırsatçılık eylemini engelleyen biryasa yaptık. Bu 4 senelik bir yasa ama Van depremi bunu tetikledi. Tasarı haline getirdik, komisyona sunduk. Meclisten de geçecek. Güney Kore başarmış, bize benzer ülkelerden. İspanya başarmış, AB ye girmiş, milli gelir 15 bin dolara çıkmış, bu işi halletmiş. Biz de Türkiye'nin geldiği nokta itibari ile dört elle sarılıp konuyu halletmeliyiz. Muhalefet olan 20 kişi var, onların sesi çıkıyor, onlar vitrini kapatıyor. Onun için heyecanlıyım. ülkemizi salaş kaçak yapılardan kasabalardan şehirlerden köylerekadar dalga dalga 2, 5, 10, 20 senelik periyotlarla ortadan kaldırmalıyız. Depremle ilgili afetle ilgili ne yapılırsa onun ardındayız. Ülkemizin deprem riskinden kurtulması adına hepimizi el birliğine davet ediyoruz. '
Kaynak: İHA