CHP'li Hamzaçebi: 'Bant Aparatını Avcı'ya Fırlatmadım, Masaya Attım'

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Nabi Avcı'ya bant aparatı fırlattığına ilişkin iddialarla ilgili olarak, "Başkanın beni fark etmesini sağlamak için bir plastik bir bant aparatını Başkanın önüne, masaya attım.

Başkanı hedef alarak, başkanın bir yerine isabet atsın düşüncesiyle hiçbir cisim fırlatmadım. O demokratik olmayan ortamda bir partinin ana muhalefet partisinin grup başkanvekilinin, Komisyon Başkanı ile görüşmesine izin vermeyen bir ortamıyaratanlar utanmalıdır ' dedi.

Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, son günlerde siyasi atmosferin oldukça gerildiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da dünkü grup konuşmasında oldukça gergin bir üslup kullandığını söyledi. Bunun yadırgatıcı olmadığını, Başbakan Erdoğan'ın gerginlikten beslenen bir üslubu olduğunu belirten Hamzaçebi, aynı üslupla Başbakana cevap verme gibi bir niyetlerinin kesinlikle olmadığını söyledi. Hamzaçebi, 'Bu üslubu Sayın Başbakana bırakıyoruz. Sayın Başbakanı kendi üslubuyla baş başabırakıyoruz. Bu üslubu seviyor, hoşlanıyor, devam etsin ama bizim o üslupla yarışma derdimiz yok ' dedi

Başbakan Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında 10 yıldır kendisi değil de CHP iktidardaymış gibi bir üslup kullandığını ve popülizm yaptığını savunarak, şunları söyledi: 'Sanki 10 yıldı iktidarda olan AKP değil; sanki 10 yıldır iktidarda CHP. Sanki CHP istediği yasayı çıkarıyor, istemediği yasayı engelliyor. CHP'yi hedefine koyan bir Sayın Başbakan vardı dün. Sıkıştığı yerde 1930'lu 40'lı yıllara giderek tarihten bazı olayları gerçek bağlamından kopararak, saptırarak, bugüne uyarlan ve bugünkü başarısızlıklarını bununla örtmeye çalışan Sayın Başbakan var. '

'İŞÇİLERİN SİGORTA BELGESİ, AKP'NİN UTANÇ BELGESİ '

Hamzaçebi, İstanbul Esenyurt'ta bir inşaat şantiyesindeki işçi çadırlarında hayatını kaybeden bazı işçilerin ölümlerinin ardından sigortalı yapıldıklarına ilişkin belgeyi gösterdi. Başbakan Erdoğan'a bir çağrıda bulunduğunu belirten Hamzaçebi, 'Bırak 1930'lu, 40'lı yılları, siz o İstanbul'daki yangında ölen 11 işçinin hesabını verin. Bu hesap ortadadır. Hiç sağa sola kaçmaya gerek yok. Bu işçilerle ilgili bir skandal vardır, .u işçiler orada göz göre göre ölüme terk edilmiştir ve bu işçiler milletledalga geçer gibi öldükleri günden bir gün önce sigortalı gösterilmek suretiyle sigortalı yapılmaya çalışılmıştır. İşte bunun belgeleri. Bunlar AKP hükümetinin utanç belgesidir. Bunun hesabını veremeyen Sayın Başbakan bugün demokrasi havariliğine soyunmuş durumdadır ' diye konuştu.

4+4+4 yasa teklifinin kamuoyunda taban bulmadığını, kadın örgütleri, anne ve babaların bu teklife karşı çıktıklarını belirten Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan'ın da bunu görerek gündemi değiştirmek için İstiklal Mahkemelerini gündeme getirdiğini söyledi. Hamzaçebi, 'Sanki komisyonda o olayları yaratan kendisi, kendi arkadaşları değil, sanki Türkiye'nin gündeminde böylesine böyle önemli bir teklif yok, İstiklal Mahkemeleri var. Bir yandan Mehmet Akif Ersoy'u ve TBMM'yi şükranla andığını söylerken öte yandanAtatürk'ü hedefe koymaya yönelik bir niyetin ilk ipuçlarını ortaya koymuştur. Sayın Başbakanı bugüne çağırıyorum. 11 işçinin hesabını vermek zorundasınız. Araştırıyoruz, soruşturuyoruz cümlelerinin arkasına sığınamazsınız ' dedi.

'DİKKATİNİ ÇEKMEK İÇİN '

Milli Eğitim Komisyonu görüşmelerinin tam bir demokrasi ayıbı olarak tarih sahnesinde yerini alacağını belirten Hamzaçebi, Komisyon Başkanı Nabi Avcı'nın başına bant aparatı fırlattığı yönündeki iddialarına da yanıt verdi. Hamzaçebi şunları söyledi: 'Komisyon Başkanı elinde plastik bir bant aparatıyla orada yaşanan demokrasi ayıplarını örtmek için dolaşıyor. Onun arkasına sığınıyor, bir plastik bant aparatının arkasına saklanarak oradaki hukuk dışı uygulamalarını örtmeye, saklamaya çalışıyor. O plastik bant aparatı orada yaşanan hukuksuzlukları örtmeye yetmeyecektir. ' Avcı'nın söz isteyen CHP'li üyeler salonda olduğu halde 'yok' diyerek söz vermediğini belirten Hamzaçebi, bant aparatı fırlatma iddialarıyla ilgili şunları söyledi: 'Komisyonun Sayın Başkanı o güne kadar demokrat bir tavır sergiliyordu. Ancak bütün erdemleri ifade edecek sıfatlar kolay hak edilmez. Onun demokratlığı pazar günü sınandı ve bu sınavda sınıfta kaldı. Tercihini demokrasiden, İçtüzükten, kendi koyduğu kuraldan yana yapamayan bir Komisyon Başkanı vardır. O ortamda 100'ü aşkın milletvekili vardı, böyle bir ortamda İçtüzüğe göre görüşmelerin başlamaması gerekir.''

''Böyle bir tabloda Sayın Başkanın yanına gitmeye çalıştım. Ama Sayın Başkanın önü etten birduvarla çevrilmişti. Bir koruma rolünü üstlenmiş milletvekilleri vardı çok sayıda. Ama aralarından bir tanesinin koruma olduğunu düşündüm tanımıyordum. Orada kendimi ifade etmek için o duvarı yararak Komisyon Başkanına ulaşmaya çalışıyorum. 'Sayın Başkan, Sayın Başkan' diye sesleniyorum. Ama Sayın Başkan bana kulak vermiyor, önündeki metni okumaya devam ediyor. Yanında komisyon sözcüsü var, o beni görüyor ama o da oralı olmuyor. O barikatın uç tarafında AK Parti'nin bir grup başkanvekili kravatsız şekildeduruyor ve işgal harekatını yönetiyor orada. O da beni görüyor, başkana bir şeyler anlatmak istediğimi, çırpındığımı o da görüyor ama o da oralı olmuyor. O barikatı yarıp başkana ulaşmaya çalıştığımda oradaki koruma zannettiğim kişi bana engel oldu. 'Siz kimsiniz?' dedim. 'Ben milletvekiliyim' dedi. 'İzin verin Başkanla konuşayım' dedim. Bana hoş olmayan cümleler sarf etti. Beni itelemeye çalıştı. Bir başka AK Parti'li 'Ağabey sen gel, lütfen' gibi ortamı yatıştırmaya yönelik cümlelerde bulundu. Başkanınbeni fark etmesini sağlamak için bir plastik bir bant aparatını Başkanın önüne, masaya attım. Başkanı hedef alarak, başkanın bir yerine isabet atsın düşüncesiyle hiçbir cisim fırlatmadım. Bunu bütün samimiyetimle ifade ediyorum. Fırlatma bir kişiyi veya bir hedefi gözeterek bir cismi bir yerden bir yere itmektir, atmaktır. Böyle bir şey yapmadım. Samimiyetimde ifade ediyorum. Aksini söyleyecek olan arkadaşımız söyleyebilir. Ama olay budur. O demokratik olmayan ortamda bir partinin ana muhalefet partisiningrup başkanvekilinin, Komisyon Başkanı ile görüşmesine izin vermeyen bir ortamı yaratanlar utanmalıdır. Komisyon Başkanı 'CHP'nin tezgahı bozuldu' diyor. O gün demokrasiye tezgah kuruldu. O tezgahın baş mimarı sahibi Başbakandır. '

Olayla ilgili ses kayıtlarını da dinleyeceklerini belirten Hamzaçebi, bu konuda da gerekirse bir açıklama yapacaklarını söyledi. TBMM Başkanı Çiçek'in yasa teklifi ile ilgili bir uzlaşma komisyonu kuracağına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine ise Hamzaçebi, 'Komisyon görüşmeleri yenilenmezse ortada uzlaşma yok demektir. Bu teklif komisyona iade edilmelidir, başka hiçbir şey yapılamaz. Bu görüşmeler 7. maddeden itibaren yenilenmek zorundadır her şey o görüşmelerden sonra başlar ' dedi. Hamzaçebi, Sivas davasının zaman aşımından düşmesiyle ilgili soru üzerine, 'Bu demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir ' dedi.
Kaynak: İHA