Fetih Günlüğü Kitaplaştırıldı!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., tarihin en büyük ve en görkemli kuşatmalarından birisi olan fetih kuşatmasını gün gün ele alan, fetih hazırlıklarını tüm ayrıntılarıyla gözler önüne seren dev bir eser yayınladı
İstanbul'un fethini kronolojik bir bakış açısıyla ele alan kitap, 'Konstantinopolİstanbul ' ismiyle araştırmacı-yazar Ali Erkmen tarafından hazırlandı. Özellikle askeri tarihçilik açısından oldukça önemli detaylara yer verilen 'Konstantinopolİstanbul ', akıcı üslubu ve zengin muhtevasıyla önemli bir kaynak hüviyeti taşıyor.
FETHE DOĞRU EN KRİTİK ADIM: ANADOLU HİSARI'NIN TAM KARŞISINA RUMELİ HİSARI
Babasının ölüm haberini sancakbeyi görevini yürüttüğü Manisa'da öğrenen Şehzade Mehmed, 15 gün sonra Edirne'ye geldi ve henüz 19 yaşına basmadan 18 Şubat 1451'de Osmanlı Devletinin padişahı sıfatıyla ikinci kez tahta çıktı.
O dönemde Anadolu'da, Osmanlı Devletine ait olmayan en önemli yer Anadolu ve Rumeli'nin kalbi, Konstantinopolis'ti. Sultan 2. Mehmed tahta çıkar çıkmaz Konstantinopolis'i fethetme düşüncesini kafasında canlandırmaya başladı.
Padişah, bu amaçla Karadeniz yoluna hakim olabilmek için Anadolu Hisarı'nın tam karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Rumeli Hisarı'nın temellerini, Utarid Mabedi'nin bulunduğu yere koyduran Sultan II. Mehmed, hisar duvarlarının 'Muhammed ' kelimesini bir araya getiren, Arap harfleri şeklinde olmasını, her 'M ' harfi yerine bir kule yapılmasını buyurdu. 1452 yılının Ağustos sonlarına doğru, Rumeli Hisarı bitirildi. SAVAŞ KARARI Sultan II. Mehmed, 1452 yılı Haziran ayında Epivatos (Selimpaşa) köyünde Osmanlı askerleri ile Bizanslı çobanlar arasında çıkan kavga sonunda, Bizans'a savaş ilan etti. Bizans İmparatoru da şehrin kapılarının örülmesini emrederek, savaşa karşı ilk icraatını başlattı. Bu olay, Bizans İmparatorluğu'nun düşüşüne sebep olacak savaşın bahanesi sayıldı.
II. Mehmed, 1 Eylül 1452'de Konstantinopolis surlarının önünden hareket ederek, savaşa hazırlanmak üzere Edirne'ye doğru yola çıktı. Konstantinopolis'i fethetmek için karadan ve denizden kuşatmanın hesaplarını yapan Sultan II. Mehmed, bir yandan da surlara büyük zararlar verebilecek güçlü topların üretilebilmesi için araştırmalar yaptı. Karadan ve denizden yapılacak kuşatmada gereken donanmanın hazırlanmasına hız verildi.
HOCALARDAN ASKERLERE MORAL DESTEĞİ
Bu süreçte Sultan II. Mehmed'in hocaları Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Fenari, Kara Şemseddin, Molla Hüsrev, Emir Buhari, Cebe Ali, Ensar Dede ve diğer din adamlarının verdikleri manevi destek Osmanlı askerlerinin cesaretlenmelerini sağladı.
Konstantinopolis'i fethetmek için karadan ve denizden tam kuşatmak gerektiğini ve surları harap edecek topçu kuvveti olmazsa bir netice almanın çok güç olacağının farkında olan Sultan II. Mehmed, hazırlıklarını da bu doğrultuda yürüttü.
Osmanlı'ya hizmet teklifinde bulunan Urban isimli Macar top döküm ustasının yaptığı ilk top Rumeli Hisarı'na yerleştirildi ve bu top sayesinde İstanbul Boğazı'nı izinsiz geçmek isteyen Venedikli Antonio Rizzo'nun idaresindeki gemi battı. Bu topun başarısı surları yıkabilmek için daha çok ve büyük topların yapımına ihtiyaç olduğunu gösterdi ve Edirne'de büyük top dökümü işi başlatıldı.
Edirne'de yeni dökülen büyük top, 62,8 santimetre çapındaydı. Her biri 600 kilogram ağırlığında taş gülleler atabilecekti.
En önemli meselelerden biri de 100 bin kişilik Osmanlı ordusunun yiyecek ihtiyacının karşılanmasıydı. Ordunun yanı sıra askerleri ve ordunun ağırlıklarını taşıyan hayvanların beslenmelerinin temini de gerekliydi. Tüm hazırlıklar için çalışmalar başladı.
HAZIRLIKLAR, 1453 YILININ ŞUBAT AYINDA TAMAMLANDI
Fetih için yapılan büyük hazırlıklar 1453 yılının Şubat ayında tamamlandı. Şubat ayının birinde 3 büyük top, dökümhanenin önünde sıralandı. Topları çekecek arabalara öküzler bağlandı, hareket zamanı beklendi. Her büyük top için 50 öküz bağlandı, topların kontrolden çıkmaması için her topun sağına ve soluna 50'şer asker konuldu. Önden giderek kazma ve kürekle yol düzeltecek 200 kişi ve 50 marangoz malzemeleriyle hazır bekledi. Yedek öküzler, hayvanların ve askerlerin yiyecek, içecek ve diğer ağırlıklarınıtaşıyan katırlar, develer uzun bir kuyruk oluşturdu. 400 kişilik topçu birliği, başlarında topçu başı, dökümcübaşı, ocak kethüdası, ocak çavuşu, çorbacı, döküm ustaları yola çıkmak için sultanın gelmesini bekledi.
Sabah namazını kıldıktan sonra dökümhaneye gelen Sultan II. Mehmed'in emriyle Bizans İmparatorluğu'nun yok olmasına sebep olacak toplar, Konstantinopolis'e doğru yola koyuldu.
TOPLAR, EDİRNE'DEN İSTANBUL'A 64 GÜNDE GETİRİLDİ
Trakya'nın kar ve çamuru, topçubaşıya ömrünün en zor anlarını yaşattı. Büyük toplar, 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra Konstantinopolis önlerine geldi. Rumeli ordusunun büyük bir kısmı, büyük topların hareketinden yaklaşık 2 ay sonra Edirne'den hareket etti ve 10 gün sonra Konstantinopolis'e vardı.
Sultan II. Mehmed de 1. Constantine'nin 1058 yıllık şehrini fethetmek amacıyla 23 Mart'ta Edirne'den yola çıktı. 5 Nisan günü Konstantinopolis önlerine gelen Sultan II. Mehmed ve Osmanlı ordusunun büyük bir kısmı, surların 3 kilometre uzağında konakladı. Osmanlı ordusunu surlardan takip edenler, ister istemez ürperdi. Konstantinopolis kuşatması böylece başlamış oldu. Sultan II. Mehmed, kuşatma hazırlıklarını bitirdikten sonra imparatora Mahmud Paşa'yı elçi olarak yollamaya karar verdi. II. Mehmed, boş yere kan dökülmemesini, şehri teslim etmeleri halinde halkın mallarıyla şehirden ayrılmasına, kendisinin de Mora'ya gitmesine izin verileceğini bildirdi. İmparator Constantine 11. Palaeologus, şehrin surlarının kuvvetine, batıdan yardımın geleceğine, hazırlıklarının savunma için yeterli olduğuna güvenerek Sultan II. Mehmed'in bu teklifini kabul etmedi.
Bu adımdan sonra Konstantinopolis'i savaşarak almaktan başka çare olmadığına inanan Sultan II. Mehmed, 6 Nisan Cuma günü kuşatmayı başlattı. KUŞATMA 54 GÜN SÜRDÜ Kitapta yer alan kronolojik sıralamaya göre 6 Nisan'da başlayan ve 29 Mayıs'ta sona eren kuşatma gün gün şöyle: 6 Nisan Cuma: Sultan II. Mehmed'in otağı, Topkapı ile Eğrikapı arasındaki Lykus deresinin geçtiği yere, kara surlarının tamamını görecek bir tepenin üzerine kuruldu. Kuşatma en mükemmel bu tepeden kontrol edilebilirdi. Konstantinopolis, Sultan II. Mehmed'in gözleri önünde seriliydi; elini uzatsa alacak gibi.
9 Nisan: II. Mehmed'in kara surlarını kuşatmasından sonra donanmasının da her an geleceğini düşünen Bizans İmparatoru, Haliç'te alınan tedbirlerin artırılmasını emretti. Bu doğrultuda, koruma altına almak için Haliç'in ağzına gerilen zincirin gerisine 12 gemi demir attı.
11 Nisan: Marmara sahilinden Haliç'e kadar kara surlarının karşısında 14 yerde toplar, ateşlenmeye hazır hale geldi. En büyük top, Caligaria'nın karşısına konuldu. Caligaria'nın karşısına yerleştirilen güllesi 390 kilogram ağırlığındaki büyük topun yaptığı birinci atış, Konstantinopolis'i zangır zangır titreterek, savaşın başladığını bütün dünyaya ilan etti.
DONANMA, 145 GEMİDEN OLUŞUYORDU
12 Nisan: Gece saat 03.00 civarında Osmanlı donanması Konstantinopolis limanının önlerine geldi. Donanma kürek çekerek, Anadolu yakasına doğru ilerledi ve Çifte Sütunlar denilen yere demir attı. Osmanlı donanması 12 kadırga, 70-80 fusta, 25 nakliye gemisi ve gerisi de küçük teknelerden oluşan toplam 145 gemiden oluşuyordu.
13 Nisan: Gece-gündüz süren top ateşi, surların bazı kısımlarında önemsiz de olsa tahribatlara başladı. En büyük topun bir defa doldurulup ateşlenmesi için 2 saate ihtiyaç vardı. Böylece günde ancak 8 defa atış yapılabiliyordu. Fazla ısınmanın önüne geçebilecek bir imkan bulunmadığı için büyük top hasar gördü. Bunun üzerine II. Mehmed'in emriyle diğer iki büyük top her atıştan sonra zeytinyağı ile yağlanmaya başladı.
20 Nisan: Bizans'a yardım için gelen üç Cenova ve bir Sicilya gemisi ile Osmanlı askerleri Ayastefanos (Yeşilköy) yakınlarında savaştı. Deniz savaşında Osmanlı donanması üstünlük elde edemedi ve geri çekildi. Bu durum Osmanlı donanmasında olumsuz etki yaratırken, Bizans moral buldu. Savaşta, 115 asker şehit düştü.
Osmanlı donanmasının deniz savaşındaki başarısızlığından hemen sonra Akşemseddin tarafından Sultan II. Mehmed'e yazılan ve saldırıların devam etmesinin öneminin ayetlerle anlatıldığı mektup, Osmanlı ordusunu motive etti. 67 Gemi Karadan Yürütüldü 21 Nisan: Bu yenilgi üzerine II. Mehmed, Baltaoğlu Süleyman Bey'i görevden aldı ve yerine Hamza Bey'i donanmanın kaptanı yaptı. II. Mehmed, Haliç'e girmesine mani olan bu engellerin geçilememesine kızarak, haftalardır düşündüğü planladığı ve hazırlıklarını yaptığı gemileri Haliç'e indirme fikrini gerçekleştirme kararını verdi.
22 Nisan: Orta ve küçük boylarda 67 gemi eski Tophane Limanı'na dökülen Kabataş Deresi yatağından yukarı çekilmeye başlanıp, Galata arkasından Kasımpaşa deresini takip ederek, Haliç'e indirildi. Önce küçük teknelerin çekilme işlemi başladı. Dere yatağının ağzından çekilen gemiler, felekler üzerine konup yavaşça yürütüldü. Binlerce kişi tarafından çekilen gemiler, Galata sırtlarına doğru yükselmeye başladı. Tepeye çıkarılan ilk gemilerin ardından inişe geçen teknelerin geriden yokuşu çıkan gemileriçekmesiyle 67 gemi Çifte Sütunlar mevkisinden Haliç'e indirildi. Konstantinopolis, artık karadan ve denizden tamamen kuşatılmıştı.
23 Nisan: Çifte Sütunlar mevkisinde Osmanlı donanmasının taarruz etmesinden korkan Bizans donanması, sabah saatlerinde Haliç'te 67 parça Osmanlı gemisini görünce büyük korku içinde kaldı. İmparator, Haliç'teki Osmanı donanmasına karşı ek tedbirler almak zorunda kaldı. TÜNEL KAZMA BAŞARILI OLAMADI 11 Mayıs: Sultan II. Mehmed, paşalarıyla yaptığı toplantıda, surların altından açılacak bir tünelle şehre girme planlarını anlattı.
13 Mayıs: Bir yandan surlara saldırılar sürerken diğer yandan Sırpların aralıksız çalışmasıyla tünel kazıları zor da ilerliyordu.
16 Mayıs: Bizanslılar, kazıların sesleri şehirde duyulunca tüneli fark etti ve engellendi.
23 Mayıs: Sultan II. Mehmed, imparatora son kez bir elçi daha gönderdi ama teklifi reddedildi.
25 Mayıs: Osmanlı askerlerinin açtığı 7. tünel de başarısızlıkla sonuçlandı. II. Mehmed, çok sayıda cana mal olan tünel kazma işinden bir netice alamayacağına kanaat getirdi. Sultan II. Mehmed, zaferin surlar karşısındaki topların gücü ve Osmanlı askerlerinin cesaretinden sağlanacağı inancıyla genel hücum kararını 29 Mayıs Salı günü olarak belirledi. FETİH 29 Mayıs Salı saat 03.00'te Sultan II. Mehmed, Saint Romanos ve çevresindeki surların karşısına genel hücum emrini verdi. II. Mehmed, peş peşe yapılan iki hücumun da başarısız olmasından rahatsız olmasına rağmen savaşın sonuna yaklaştığını hissetti. Bizans'ın gücü artık tükenmişti ama daha hücuma katılmamış Osmanlı kuvvetleri vardı. En şiddetli mücadelenin olduğu beşinci kapı (Pempton) önündeki siperler dağılmıştı, hendeğin en dolu olduğu yer de burasıydı. İkinci hücum, savunmanın nefesini kesmişti. Bu durumu gözleyen II. Mehmed, üçüncü hücumun yoğunluğunu buraya vermeye karar verdi. II. Mehmed'in son hücumu ve son kozu; bu bölge olacaktı ve bu hücum yeniçerilerin savaşı olacaktı.
Yeniçeriler ile Bizans askerleri arasında kıyasıya bir savaş başladı. Bu sırada İmparator Constantine 11. Palaeologus, bir tek Osmanlı askerinin şehre girdiğini görmeden, askerleri arasında, Osmanlı askerlerinin kılıç darbeleriyle öldü. Böylece savunma kalktı ve panik başladı. Kapı önünde geçen mücadele, Osmanlı askerlerinin galibiyetiyle son buldu. Osmanlı askerleri, Pempton kapısından içeri girdi. FETİH II. MEHMED'E 'FATİH ' UNVANI GETİRDİ Orta Çağın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmed'in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenilmiş oldu.
Konstantinopolis'in fethi ile 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi, Orta Çağ kapandı ve Yeni Çağ başladı. Konstantinopolis, Osmanlı Devleti'nin yeni başkenti oldu.
29 Mayıs 1453 Salı günü öğle vakti Fatih Sultan Mehmed atının üzerinde bütün devlet erkanı ve vezirleri peşinde atlarıyla Pempton Kapısı'ndan şehre girdi. Fatih Sultan Mehmed, Hagia Sophia (Aya Sofya) Kilisesi'nin etrafını dolaştı ve böyle eşsiz bir şehri kendisine bağışladığı için Allah'a şükretti.
Kaynak: İHA
FETHE DOĞRU EN KRİTİK ADIM: ANADOLU HİSARI'NIN TAM KARŞISINA RUMELİ HİSARI
Babasının ölüm haberini sancakbeyi görevini yürüttüğü Manisa'da öğrenen Şehzade Mehmed, 15 gün sonra Edirne'ye geldi ve henüz 19 yaşına basmadan 18 Şubat 1451'de Osmanlı Devletinin padişahı sıfatıyla ikinci kez tahta çıktı.
O dönemde Anadolu'da, Osmanlı Devletine ait olmayan en önemli yer Anadolu ve Rumeli'nin kalbi, Konstantinopolis'ti. Sultan 2. Mehmed tahta çıkar çıkmaz Konstantinopolis'i fethetme düşüncesini kafasında canlandırmaya başladı.
Padişah, bu amaçla Karadeniz yoluna hakim olabilmek için Anadolu Hisarı'nın tam karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Rumeli Hisarı'nın temellerini, Utarid Mabedi'nin bulunduğu yere koyduran Sultan II. Mehmed, hisar duvarlarının 'Muhammed ' kelimesini bir araya getiren, Arap harfleri şeklinde olmasını, her 'M ' harfi yerine bir kule yapılmasını buyurdu. 1452 yılının Ağustos sonlarına doğru, Rumeli Hisarı bitirildi. SAVAŞ KARARI Sultan II. Mehmed, 1452 yılı Haziran ayında Epivatos (Selimpaşa) köyünde Osmanlı askerleri ile Bizanslı çobanlar arasında çıkan kavga sonunda, Bizans'a savaş ilan etti. Bizans İmparatoru da şehrin kapılarının örülmesini emrederek, savaşa karşı ilk icraatını başlattı. Bu olay, Bizans İmparatorluğu'nun düşüşüne sebep olacak savaşın bahanesi sayıldı.
II. Mehmed, 1 Eylül 1452'de Konstantinopolis surlarının önünden hareket ederek, savaşa hazırlanmak üzere Edirne'ye doğru yola çıktı. Konstantinopolis'i fethetmek için karadan ve denizden kuşatmanın hesaplarını yapan Sultan II. Mehmed, bir yandan da surlara büyük zararlar verebilecek güçlü topların üretilebilmesi için araştırmalar yaptı. Karadan ve denizden yapılacak kuşatmada gereken donanmanın hazırlanmasına hız verildi.
HOCALARDAN ASKERLERE MORAL DESTEĞİ
Bu süreçte Sultan II. Mehmed'in hocaları Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Fenari, Kara Şemseddin, Molla Hüsrev, Emir Buhari, Cebe Ali, Ensar Dede ve diğer din adamlarının verdikleri manevi destek Osmanlı askerlerinin cesaretlenmelerini sağladı.
Konstantinopolis'i fethetmek için karadan ve denizden tam kuşatmak gerektiğini ve surları harap edecek topçu kuvveti olmazsa bir netice almanın çok güç olacağının farkında olan Sultan II. Mehmed, hazırlıklarını da bu doğrultuda yürüttü.
Osmanlı'ya hizmet teklifinde bulunan Urban isimli Macar top döküm ustasının yaptığı ilk top Rumeli Hisarı'na yerleştirildi ve bu top sayesinde İstanbul Boğazı'nı izinsiz geçmek isteyen Venedikli Antonio Rizzo'nun idaresindeki gemi battı. Bu topun başarısı surları yıkabilmek için daha çok ve büyük topların yapımına ihtiyaç olduğunu gösterdi ve Edirne'de büyük top dökümü işi başlatıldı.
Edirne'de yeni dökülen büyük top, 62,8 santimetre çapındaydı. Her biri 600 kilogram ağırlığında taş gülleler atabilecekti.
En önemli meselelerden biri de 100 bin kişilik Osmanlı ordusunun yiyecek ihtiyacının karşılanmasıydı. Ordunun yanı sıra askerleri ve ordunun ağırlıklarını taşıyan hayvanların beslenmelerinin temini de gerekliydi. Tüm hazırlıklar için çalışmalar başladı.
HAZIRLIKLAR, 1453 YILININ ŞUBAT AYINDA TAMAMLANDI
Fetih için yapılan büyük hazırlıklar 1453 yılının Şubat ayında tamamlandı. Şubat ayının birinde 3 büyük top, dökümhanenin önünde sıralandı. Topları çekecek arabalara öküzler bağlandı, hareket zamanı beklendi. Her büyük top için 50 öküz bağlandı, topların kontrolden çıkmaması için her topun sağına ve soluna 50'şer asker konuldu. Önden giderek kazma ve kürekle yol düzeltecek 200 kişi ve 50 marangoz malzemeleriyle hazır bekledi. Yedek öküzler, hayvanların ve askerlerin yiyecek, içecek ve diğer ağırlıklarınıtaşıyan katırlar, develer uzun bir kuyruk oluşturdu. 400 kişilik topçu birliği, başlarında topçu başı, dökümcübaşı, ocak kethüdası, ocak çavuşu, çorbacı, döküm ustaları yola çıkmak için sultanın gelmesini bekledi.
Sabah namazını kıldıktan sonra dökümhaneye gelen Sultan II. Mehmed'in emriyle Bizans İmparatorluğu'nun yok olmasına sebep olacak toplar, Konstantinopolis'e doğru yola koyuldu.
TOPLAR, EDİRNE'DEN İSTANBUL'A 64 GÜNDE GETİRİLDİ
Trakya'nın kar ve çamuru, topçubaşıya ömrünün en zor anlarını yaşattı. Büyük toplar, 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra Konstantinopolis önlerine geldi. Rumeli ordusunun büyük bir kısmı, büyük topların hareketinden yaklaşık 2 ay sonra Edirne'den hareket etti ve 10 gün sonra Konstantinopolis'e vardı.
Sultan II. Mehmed de 1. Constantine'nin 1058 yıllık şehrini fethetmek amacıyla 23 Mart'ta Edirne'den yola çıktı. 5 Nisan günü Konstantinopolis önlerine gelen Sultan II. Mehmed ve Osmanlı ordusunun büyük bir kısmı, surların 3 kilometre uzağında konakladı. Osmanlı ordusunu surlardan takip edenler, ister istemez ürperdi. Konstantinopolis kuşatması böylece başlamış oldu. Sultan II. Mehmed, kuşatma hazırlıklarını bitirdikten sonra imparatora Mahmud Paşa'yı elçi olarak yollamaya karar verdi. II. Mehmed, boş yere kan dökülmemesini, şehri teslim etmeleri halinde halkın mallarıyla şehirden ayrılmasına, kendisinin de Mora'ya gitmesine izin verileceğini bildirdi. İmparator Constantine 11. Palaeologus, şehrin surlarının kuvvetine, batıdan yardımın geleceğine, hazırlıklarının savunma için yeterli olduğuna güvenerek Sultan II. Mehmed'in bu teklifini kabul etmedi.
Bu adımdan sonra Konstantinopolis'i savaşarak almaktan başka çare olmadığına inanan Sultan II. Mehmed, 6 Nisan Cuma günü kuşatmayı başlattı. KUŞATMA 54 GÜN SÜRDÜ Kitapta yer alan kronolojik sıralamaya göre 6 Nisan'da başlayan ve 29 Mayıs'ta sona eren kuşatma gün gün şöyle: 6 Nisan Cuma: Sultan II. Mehmed'in otağı, Topkapı ile Eğrikapı arasındaki Lykus deresinin geçtiği yere, kara surlarının tamamını görecek bir tepenin üzerine kuruldu. Kuşatma en mükemmel bu tepeden kontrol edilebilirdi. Konstantinopolis, Sultan II. Mehmed'in gözleri önünde seriliydi; elini uzatsa alacak gibi.
9 Nisan: II. Mehmed'in kara surlarını kuşatmasından sonra donanmasının da her an geleceğini düşünen Bizans İmparatoru, Haliç'te alınan tedbirlerin artırılmasını emretti. Bu doğrultuda, koruma altına almak için Haliç'in ağzına gerilen zincirin gerisine 12 gemi demir attı.
11 Nisan: Marmara sahilinden Haliç'e kadar kara surlarının karşısında 14 yerde toplar, ateşlenmeye hazır hale geldi. En büyük top, Caligaria'nın karşısına konuldu. Caligaria'nın karşısına yerleştirilen güllesi 390 kilogram ağırlığındaki büyük topun yaptığı birinci atış, Konstantinopolis'i zangır zangır titreterek, savaşın başladığını bütün dünyaya ilan etti.
DONANMA, 145 GEMİDEN OLUŞUYORDU
12 Nisan: Gece saat 03.00 civarında Osmanlı donanması Konstantinopolis limanının önlerine geldi. Donanma kürek çekerek, Anadolu yakasına doğru ilerledi ve Çifte Sütunlar denilen yere demir attı. Osmanlı donanması 12 kadırga, 70-80 fusta, 25 nakliye gemisi ve gerisi de küçük teknelerden oluşan toplam 145 gemiden oluşuyordu.
13 Nisan: Gece-gündüz süren top ateşi, surların bazı kısımlarında önemsiz de olsa tahribatlara başladı. En büyük topun bir defa doldurulup ateşlenmesi için 2 saate ihtiyaç vardı. Böylece günde ancak 8 defa atış yapılabiliyordu. Fazla ısınmanın önüne geçebilecek bir imkan bulunmadığı için büyük top hasar gördü. Bunun üzerine II. Mehmed'in emriyle diğer iki büyük top her atıştan sonra zeytinyağı ile yağlanmaya başladı.
20 Nisan: Bizans'a yardım için gelen üç Cenova ve bir Sicilya gemisi ile Osmanlı askerleri Ayastefanos (Yeşilköy) yakınlarında savaştı. Deniz savaşında Osmanlı donanması üstünlük elde edemedi ve geri çekildi. Bu durum Osmanlı donanmasında olumsuz etki yaratırken, Bizans moral buldu. Savaşta, 115 asker şehit düştü.
Osmanlı donanmasının deniz savaşındaki başarısızlığından hemen sonra Akşemseddin tarafından Sultan II. Mehmed'e yazılan ve saldırıların devam etmesinin öneminin ayetlerle anlatıldığı mektup, Osmanlı ordusunu motive etti. 67 Gemi Karadan Yürütüldü 21 Nisan: Bu yenilgi üzerine II. Mehmed, Baltaoğlu Süleyman Bey'i görevden aldı ve yerine Hamza Bey'i donanmanın kaptanı yaptı. II. Mehmed, Haliç'e girmesine mani olan bu engellerin geçilememesine kızarak, haftalardır düşündüğü planladığı ve hazırlıklarını yaptığı gemileri Haliç'e indirme fikrini gerçekleştirme kararını verdi.
22 Nisan: Orta ve küçük boylarda 67 gemi eski Tophane Limanı'na dökülen Kabataş Deresi yatağından yukarı çekilmeye başlanıp, Galata arkasından Kasımpaşa deresini takip ederek, Haliç'e indirildi. Önce küçük teknelerin çekilme işlemi başladı. Dere yatağının ağzından çekilen gemiler, felekler üzerine konup yavaşça yürütüldü. Binlerce kişi tarafından çekilen gemiler, Galata sırtlarına doğru yükselmeye başladı. Tepeye çıkarılan ilk gemilerin ardından inişe geçen teknelerin geriden yokuşu çıkan gemileriçekmesiyle 67 gemi Çifte Sütunlar mevkisinden Haliç'e indirildi. Konstantinopolis, artık karadan ve denizden tamamen kuşatılmıştı.
23 Nisan: Çifte Sütunlar mevkisinde Osmanlı donanmasının taarruz etmesinden korkan Bizans donanması, sabah saatlerinde Haliç'te 67 parça Osmanlı gemisini görünce büyük korku içinde kaldı. İmparator, Haliç'teki Osmanı donanmasına karşı ek tedbirler almak zorunda kaldı. TÜNEL KAZMA BAŞARILI OLAMADI 11 Mayıs: Sultan II. Mehmed, paşalarıyla yaptığı toplantıda, surların altından açılacak bir tünelle şehre girme planlarını anlattı.
13 Mayıs: Bir yandan surlara saldırılar sürerken diğer yandan Sırpların aralıksız çalışmasıyla tünel kazıları zor da ilerliyordu.
16 Mayıs: Bizanslılar, kazıların sesleri şehirde duyulunca tüneli fark etti ve engellendi.
23 Mayıs: Sultan II. Mehmed, imparatora son kez bir elçi daha gönderdi ama teklifi reddedildi.
25 Mayıs: Osmanlı askerlerinin açtığı 7. tünel de başarısızlıkla sonuçlandı. II. Mehmed, çok sayıda cana mal olan tünel kazma işinden bir netice alamayacağına kanaat getirdi. Sultan II. Mehmed, zaferin surlar karşısındaki topların gücü ve Osmanlı askerlerinin cesaretinden sağlanacağı inancıyla genel hücum kararını 29 Mayıs Salı günü olarak belirledi. FETİH 29 Mayıs Salı saat 03.00'te Sultan II. Mehmed, Saint Romanos ve çevresindeki surların karşısına genel hücum emrini verdi. II. Mehmed, peş peşe yapılan iki hücumun da başarısız olmasından rahatsız olmasına rağmen savaşın sonuna yaklaştığını hissetti. Bizans'ın gücü artık tükenmişti ama daha hücuma katılmamış Osmanlı kuvvetleri vardı. En şiddetli mücadelenin olduğu beşinci kapı (Pempton) önündeki siperler dağılmıştı, hendeğin en dolu olduğu yer de burasıydı. İkinci hücum, savunmanın nefesini kesmişti. Bu durumu gözleyen II. Mehmed, üçüncü hücumun yoğunluğunu buraya vermeye karar verdi. II. Mehmed'in son hücumu ve son kozu; bu bölge olacaktı ve bu hücum yeniçerilerin savaşı olacaktı.
Yeniçeriler ile Bizans askerleri arasında kıyasıya bir savaş başladı. Bu sırada İmparator Constantine 11. Palaeologus, bir tek Osmanlı askerinin şehre girdiğini görmeden, askerleri arasında, Osmanlı askerlerinin kılıç darbeleriyle öldü. Böylece savunma kalktı ve panik başladı. Kapı önünde geçen mücadele, Osmanlı askerlerinin galibiyetiyle son buldu. Osmanlı askerleri, Pempton kapısından içeri girdi. FETİH II. MEHMED'E 'FATİH ' UNVANI GETİRDİ Orta Çağın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmed'in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenilmiş oldu.
Konstantinopolis'in fethi ile 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi, Orta Çağ kapandı ve Yeni Çağ başladı. Konstantinopolis, Osmanlı Devleti'nin yeni başkenti oldu.
29 Mayıs 1453 Salı günü öğle vakti Fatih Sultan Mehmed atının üzerinde bütün devlet erkanı ve vezirleri peşinde atlarıyla Pempton Kapısı'ndan şehre girdi. Fatih Sultan Mehmed, Hagia Sophia (Aya Sofya) Kilisesi'nin etrafını dolaştı ve böyle eşsiz bir şehri kendisine bağışladığı için Allah'a şükretti.