Satso’da “üniversite-sanayi İşbirliğinde Karşılaşılan Darboğazlar” Anlatıldı
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO), Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve Sakarya Teknokent tarafından düzenlenen, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu’nun katılımıyla düzenlenen “Üniversite-Sanayi İşbirliği Süreçlerinde karşılaşılan Darboğazlar “ konulu panel SATSO Meclis Salonu’nda yapıldı.
Panelin açılış konuşmasını Sakarya Teknokent Genel Müdürü Tunahan Kırktepeli yaptı. Kırktepeli, geçtiğimiz haftalarda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan 1. Üniversite Sanayi İşbirliği Zirvesi’nde konuşan Bakan Nihat Ergün’ün üniversite-sanayi işbirliği konusunda çağın gerisinde olduğumuza dikkat çektiğini belirterek, “Bakan Ergün, üniversite-sanayi arasında birçok yenilik ve güzelliklerin bulunduğunu söylese de, çağın gerisinde olduğumuzun da altını çizdi. Yani önce hasta olduğumuzu kabul edelim ki bünye tedaviye açık olsun. Daha sonra ne yapabiliriz, nasıl iyileştirebiliriz düşünelim demişti. Bizde bu konsepte bugün burada üniversite- sanayi işbirliğinde karşılaşılan darboğazlar temalı bir etkinlik düzenledik. Burada amacımız, başta bölgemiz olmak üzere üniversite ve sanayi penceresinden bakıldığında iki tarafında gördüğü darboğazları, bizlerle paylaşması. Tamam problem var ama, bunları bir nitelendirmek ve daha sonrada programlı bir plan çerçevesinde bir icraata dönüştürmek için böyle bir başlangıç yapmayı düşündük” dedi.
SATSO Meclis Başkan Yardımcısı Orhan Yılgenci’ de, SATSO olarak üniversite ile önemli işbirlikleri yaptıklarını belirterek, “ Örneğin, Sakarya ihracatını geliştirme projesi SAGİEP, Ar-Ge çalıştayı sonrası yürütülen program, Türkiye’de ilk uygulama olan Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin son dönemlerini stajyer olarak işyerlerinde uygulamalı tamamlaması olan 3+1 gibi projeleri yürütüyoruz. Son olarak yapılan Sakarya Otomotiv Sektörü Bölgesel İnovasyon Stratejileri Raporu Lansman Programı sonrası Sakarya Üniversitemizle bir iyi niyet anlaşması imzaladık. Bu ve benzeri çalışmalar yürütürken Rektörlerimizden destek gördük. Uygulama safhalarında karşılaşılan sorunlar tabi ki olmuştur, olacaktır. Ama, SATSO olarak hep çözüm noktasında bulunduk ve desteklendik. Yeni yönetim olarak göreve geldiğimiz ilk dönemde kurulan KOBİ AR-GE Destek birimimiz de çalışmalara ivme kazandırmıştır” dedi.
Paneli Prof. Dr. Orhan Torkulu yönetirken, panele konuşmacı olarak katılan Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Üstel üniversite ile sanayi arasında bir ara yüze ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek sözlerine başladı.
Prof. Dr. Üstel, Türkiye’de eskiden akademisyenlik belli bir kesimin güdümünde olduğunun altını çizerek; “Bunu tırnak içinde söylüyorum. Tabiri caizse üniversitelerimiz bir zamanlar burjuva kesiminin tekelindeydi. 1980 li yıllardan sonra, Turgut Özal ile birlikte üniversiteler Anadolu’ya açılmaya başladı.
Anadolu insanıda üniversitelerde hoca olmaya başladı.
Anadolu şehirleri üniversitelerle tanıştı ve bir değişim süreci başladı.
Tabi burada araştırma geliştirme ve bunların Türkiye sanayisiyle ilgisinde lokomotif görevi yapan bir TÜBİTAK var. TÜBİTAK, Türkiye’de araştırma ve geliştirmenin tek sponsoruydu. Buraya proje vermek ve çıkarmak için uçuk kaçık konular çalışmanız gerekiyordu. Buradaki hocaların yüzde 90’nı yurtdışından gelmiş, çok üst düzey eğitimli insanlardı. O eğitimin benzerini burada da görmek istediler. Ancak buradaki altyapı ve zemin uygun olmadığı için bir kopukluk oldu. Daha sonra TÜBİTAK ta bir değişim söz konusun oldu. Günümüzde TÜBİTAK sadece saf bilimsel araştırmaları desteklemiyor. TEYDEP’ ler, KOSGEB’LER, SANDEZ’ ler çıkartıldı. Bilimin teknolojiye adaptesi için bir kırılma yaşandı Türkiye’de” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Üstel, Sakarya’nın Marmara’nın ortasında tam bir kavşak noktasında dikkat çekerek, “Limanı, demiryolu, karayollarının tüm kilit noktası burada. Sanayi burada. Dolayısı ile bizim işbirliğini geliştirmek konusunda elimiz oldukça güçlü. Teşviklerle sanayi cephesinde bir hareketlenme var. Burada sanayici ne ister, üniversite ne bekler. Hocalarda, bizlerde bir değişim geçirmek üzereyiz. Eskiden babam yaşında insanlar prof. Olurken, bugün daha 30 lu yaşlara gelmeden insanlar prof. oluyor” dedi.
Üniversitenin bir dönem çok uç noktalara çalışarak sanayinin çok önüne geçmesiyle büyük bir hata yaptığını da vurgulayan Prof. Dr,Üstel, sözlerine şöyle devam etti; “Ama şimdi sanayi teknolojide üniversitenin önüne geçti. Biri sağ tarafta, biri sol tarafta karşılıklı bakışıyorlar ama kucaklaşma yok. Ben üniversite ile sanayi arasında bir arayüz olması gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl bir proje takip, yönlendirme ofisi kurmayı düşünüyoruz. Hedefimizde sanayi günleri yaparak, üniversite ile sanayiciyi kaynaştırmak var.” Panalistlerden SAMİB Başkanı Metin Kar ise, üniversite ile işbirliği içinde olduklarını ancak bu işbirliğinin yeterli olmadığını söyledi.
Bir stajyer öğrenci alıp, çalıştırmak veya bir stajyere ev sahipliği yapmak yenine, çok daha fazla iş yapmak istiyoruz diyen Kar, “SAMİB olarak beklentilerimizi SAÜ Rektörümüz’ e sunum yaparak dile getirmiştik. Eğitim konusunda müfredatı birlikte geliştirebiliriz. MYO’na ihtiyaç duyulan bölümleri tespit ederek açabiliriz. MYO’nda bin 500 öğrenci varsa, bunun 500’ü sanayinin ihtiyacı olan iş gücü yetiştiriyor. Sanayinin ihtiyacına göre ara eleman yetiştirilmeli. Üniversitemiz hocalarımızı bizzat işyerlerimizde, atölyelerimizde birebir görmek istiyoruz. Bizler belkide tedavisi çok kolay hastalarız. Biz bir hizmeti satın alırken çok iyi bir şekilde denetleyip, kalitesine bakıp öyle alıyoruz. Üniversiteden ne alabileceğimizi bilmiyoruz. Birçok projelerimiz var ama, biz bunu tek başımıza yapamayız. Üniversitemize ihtiyacımız var. Biz bu hocalarımızı bu yüzden atölye ve fabrikalarımızda görmek istiyoruz” dedi.
Bir diğer panalist olan SATSO Yönetim Kurulu Üyesi Turgay Çelik’de AR-GE’nin önemine değindi. AR-GE projeleri olmadan, üniversite- sanayi işbirliğinden söz edilemeyeceğinin altını çizen Çelik, “ Biz göreve geldiğimizde böyle bir bilim yoktu. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla bunun önemini kavradık ve önce AR-GE komisyonu oluşturduk, sonra SATSO bünyesinde AR-GE birimi kurduk. 2 yıllık bir dönem sonunda 500 projenin Sakarya’da birimimize başvurduğu ve yol gösterildiği görüldü.
Bin işletme olarak ticaretten gelen bir firmayız. Firmamın başarısında AR-GE’nin rolü büyük. Üniversiteden ben gerçekten faydalandım ama bu birazda benim firmamın gayretiyle oldu. Amacımız bunu yaygınlaştırmak. Az olsun benim olsun mantığını bir kenara koyup, birlikte güç oluşturmalıyız. Hocalarımızın biraz sahaya inmesi gerek. Hocalarımızı sahaya katacak bir birim oluşturmalıyız” dedi.
Turan Erdemli ise, son 30 yılda sanayide somut değişiklikler olduğunun belirterek, sanayideki çok hızlı gelişmeyi üniversitede görmediklerini söyledi.
Özellikle devlet üniversitelerinin ülkede farklı görevler üstlendiğini, ancak sanayi-devlet- üniversite üçlü sarmalında en yavaş devletin geliştiğini ileri süren Erdemli; “ Bu üç ayakta devletin karar almakta hızlı hareket etmesi gerek. Devlet üniversite ve sanayi isteklerine çok hızlı karar vermeli” dedi.
Panelin ikinci oturumuna konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Hamit Serbest ve Prof. Dr. Fazilet Vardar’ da yine Üniversite-Sanayi işbirliği sürecindeki darboğazları kendi bakış açılarıyla dile getirdiler .
Kaynak: İHA
SATSO Meclis Başkan Yardımcısı Orhan Yılgenci’ de, SATSO olarak üniversite ile önemli işbirlikleri yaptıklarını belirterek, “ Örneğin, Sakarya ihracatını geliştirme projesi SAGİEP, Ar-Ge çalıştayı sonrası yürütülen program, Türkiye’de ilk uygulama olan Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin son dönemlerini stajyer olarak işyerlerinde uygulamalı tamamlaması olan 3+1 gibi projeleri yürütüyoruz. Son olarak yapılan Sakarya Otomotiv Sektörü Bölgesel İnovasyon Stratejileri Raporu Lansman Programı sonrası Sakarya Üniversitemizle bir iyi niyet anlaşması imzaladık. Bu ve benzeri çalışmalar yürütürken Rektörlerimizden destek gördük. Uygulama safhalarında karşılaşılan sorunlar tabi ki olmuştur, olacaktır. Ama, SATSO olarak hep çözüm noktasında bulunduk ve desteklendik. Yeni yönetim olarak göreve geldiğimiz ilk dönemde kurulan KOBİ AR-GE Destek birimimiz de çalışmalara ivme kazandırmıştır” dedi.
Paneli Prof. Dr. Orhan Torkulu yönetirken, panele konuşmacı olarak katılan Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Üstel üniversite ile sanayi arasında bir ara yüze ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek sözlerine başladı.
Prof. Dr. Üstel, Türkiye’de eskiden akademisyenlik belli bir kesimin güdümünde olduğunun altını çizerek; “Bunu tırnak içinde söylüyorum. Tabiri caizse üniversitelerimiz bir zamanlar burjuva kesiminin tekelindeydi. 1980 li yıllardan sonra, Turgut Özal ile birlikte üniversiteler Anadolu’ya açılmaya başladı.
Anadolu insanıda üniversitelerde hoca olmaya başladı.
Anadolu şehirleri üniversitelerle tanıştı ve bir değişim süreci başladı.
Tabi burada araştırma geliştirme ve bunların Türkiye sanayisiyle ilgisinde lokomotif görevi yapan bir TÜBİTAK var. TÜBİTAK, Türkiye’de araştırma ve geliştirmenin tek sponsoruydu. Buraya proje vermek ve çıkarmak için uçuk kaçık konular çalışmanız gerekiyordu. Buradaki hocaların yüzde 90’nı yurtdışından gelmiş, çok üst düzey eğitimli insanlardı. O eğitimin benzerini burada da görmek istediler. Ancak buradaki altyapı ve zemin uygun olmadığı için bir kopukluk oldu. Daha sonra TÜBİTAK ta bir değişim söz konusun oldu. Günümüzde TÜBİTAK sadece saf bilimsel araştırmaları desteklemiyor. TEYDEP’ ler, KOSGEB’LER, SANDEZ’ ler çıkartıldı. Bilimin teknolojiye adaptesi için bir kırılma yaşandı Türkiye’de” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Üstel, Sakarya’nın Marmara’nın ortasında tam bir kavşak noktasında dikkat çekerek, “Limanı, demiryolu, karayollarının tüm kilit noktası burada. Sanayi burada. Dolayısı ile bizim işbirliğini geliştirmek konusunda elimiz oldukça güçlü. Teşviklerle sanayi cephesinde bir hareketlenme var. Burada sanayici ne ister, üniversite ne bekler. Hocalarda, bizlerde bir değişim geçirmek üzereyiz. Eskiden babam yaşında insanlar prof. Olurken, bugün daha 30 lu yaşlara gelmeden insanlar prof. oluyor” dedi.
Üniversitenin bir dönem çok uç noktalara çalışarak sanayinin çok önüne geçmesiyle büyük bir hata yaptığını da vurgulayan Prof. Dr,Üstel, sözlerine şöyle devam etti; “Ama şimdi sanayi teknolojide üniversitenin önüne geçti. Biri sağ tarafta, biri sol tarafta karşılıklı bakışıyorlar ama kucaklaşma yok. Ben üniversite ile sanayi arasında bir arayüz olması gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl bir proje takip, yönlendirme ofisi kurmayı düşünüyoruz. Hedefimizde sanayi günleri yaparak, üniversite ile sanayiciyi kaynaştırmak var.” Panalistlerden SAMİB Başkanı Metin Kar ise, üniversite ile işbirliği içinde olduklarını ancak bu işbirliğinin yeterli olmadığını söyledi.
Bir stajyer öğrenci alıp, çalıştırmak veya bir stajyere ev sahipliği yapmak yenine, çok daha fazla iş yapmak istiyoruz diyen Kar, “SAMİB olarak beklentilerimizi SAÜ Rektörümüz’ e sunum yaparak dile getirmiştik. Eğitim konusunda müfredatı birlikte geliştirebiliriz. MYO’na ihtiyaç duyulan bölümleri tespit ederek açabiliriz. MYO’nda bin 500 öğrenci varsa, bunun 500’ü sanayinin ihtiyacı olan iş gücü yetiştiriyor. Sanayinin ihtiyacına göre ara eleman yetiştirilmeli. Üniversitemiz hocalarımızı bizzat işyerlerimizde, atölyelerimizde birebir görmek istiyoruz. Bizler belkide tedavisi çok kolay hastalarız. Biz bir hizmeti satın alırken çok iyi bir şekilde denetleyip, kalitesine bakıp öyle alıyoruz. Üniversiteden ne alabileceğimizi bilmiyoruz. Birçok projelerimiz var ama, biz bunu tek başımıza yapamayız. Üniversitemize ihtiyacımız var. Biz bu hocalarımızı bu yüzden atölye ve fabrikalarımızda görmek istiyoruz” dedi.
Bir diğer panalist olan SATSO Yönetim Kurulu Üyesi Turgay Çelik’de AR-GE’nin önemine değindi. AR-GE projeleri olmadan, üniversite- sanayi işbirliğinden söz edilemeyeceğinin altını çizen Çelik, “ Biz göreve geldiğimizde böyle bir bilim yoktu. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla bunun önemini kavradık ve önce AR-GE komisyonu oluşturduk, sonra SATSO bünyesinde AR-GE birimi kurduk. 2 yıllık bir dönem sonunda 500 projenin Sakarya’da birimimize başvurduğu ve yol gösterildiği görüldü.
Bin işletme olarak ticaretten gelen bir firmayız. Firmamın başarısında AR-GE’nin rolü büyük. Üniversiteden ben gerçekten faydalandım ama bu birazda benim firmamın gayretiyle oldu. Amacımız bunu yaygınlaştırmak. Az olsun benim olsun mantığını bir kenara koyup, birlikte güç oluşturmalıyız. Hocalarımızın biraz sahaya inmesi gerek. Hocalarımızı sahaya katacak bir birim oluşturmalıyız” dedi.
Turan Erdemli ise, son 30 yılda sanayide somut değişiklikler olduğunun belirterek, sanayideki çok hızlı gelişmeyi üniversitede görmediklerini söyledi.
Özellikle devlet üniversitelerinin ülkede farklı görevler üstlendiğini, ancak sanayi-devlet- üniversite üçlü sarmalında en yavaş devletin geliştiğini ileri süren Erdemli; “ Bu üç ayakta devletin karar almakta hızlı hareket etmesi gerek. Devlet üniversite ve sanayi isteklerine çok hızlı karar vermeli” dedi.
Panelin ikinci oturumuna konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Hamit Serbest ve Prof. Dr. Fazilet Vardar’ da yine Üniversite-Sanayi işbirliği sürecindeki darboğazları kendi bakış açılarıyla dile getirdiler .