Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker Açıklaması

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tarihte Türkiye topraklarında yetişmiş üstün verimli sığır ırkları bulunmadığını, Türkiye'nin 1925 yılında ve sonraki yıllarda sığır ithalatı yaptığını belirterek, ''Benim yaptığım, başlattığım bir şey değil bu. Bir modeldir bu. Koyun ve keçiyi terk etmiş, sığırcılığa dayandırmış'' diye konuştu.

Eker, Bakanlığının 2013 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Tarım sektörüne ilişkin makro ekonomik göstergeleri sabah yaptığı sunumda paylaştığını hatırlatan Eker, Türkiye'de 3 milyon 100 bin tarım işletmesi, 24 milyon hektar tarım arazisi bulunduğunu bildirdi. Çiftlik başına 6 hektar tarım arazisi düştüğünü ancak bir işletmenin 7 parçadan oluştuğunu vurgulayan Eker, Türkiye'deki tarım arazilerinin 22 milyon parselden oluştuğuna dikkati çekti.

Bu konuda Türkiye'ye Avrupa'da en yakın ülkenin 24 hektar ile İspanya olduğuna işaret eden Eker, bir yandan bu insanların durumunu düzeltmeye, bir yandan rekabetçi yapıyı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

''Şairin dediği gibi '' diyen Eker, Türkiye'nin Doğu Karadeniz dışında düşük yağış alan bir ülke olduğunu anımsattı.

Eker, Hükümetleri döneminde büyükbaş hayvan sayısının artırıldığını kaydederek, ''Bunlar kültür ırkı. Bunlara yem lazım. Onun yem tüketimi çok yüksek. Bu yemi tedarik etmeden, yeterli yağış olmazsa, yem bitkilerinin ekiliş alanını artırmazsanız aynı hızda, bir süre eğer kuraklık olursa kuraklığın olduğu bölgelerde sıkıntıyla karşılaşırsınız. Çünkü bu bizim tarihimizin bize söylediği, önerdiği bir model değil. Tarihte Türkiye'de, Türkiye'nin topraklarında yetişmiş üstün verimli sığır ırkları yok. 1925 yılında, Cumhuriyetin kuruluşundan hemen 2 sene sonra Türkiye sığır ithalatı yapmış. 1935 yılında tekrar yapmış. 1960, 1970'lerde bu devam etmiş. Benim yaptığım, başlattığım bir şey değil bu. Bir modeldir bu. Koyun ve keçiyi terk etmiş, sığırcılığa dayandırmış'' diye konuştu.

-''Bunlar sureti katiyetle gerçek değil''-

Türkiye'nin geçmişte sütçü sığır ırkı ithal ettiğini, dişilerini damızlık, erkek yavruları da et olarak kulladığını anlatan Eker, şunları söyledi: ''Aslında süt hayvanı kullanmış. Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde bu model yok. Angus diye bazen tenkit konusu, bazen alay konusu, bazen saldırı konusu yapılan meselenin esası, özü bu. Dünyanın bütün ülkeleri kendi coğrafyasına göre almış bazen tenkit konusu yapılan meselenin esası, özü budur. Dünyanın bütün ülkeleri almış bir etçi sığır ırkını, geliştirmiş, etçiliğini bunun üzerinden yapmaya çalışmış. Avrupa ile mukayese yapılıyor. Avrupalı'nın yediği kırmızı etin yüzde 45'i domuz eti. Türkiye'de böyle birşey söz konusu değil.

Bizim ithal ettiğimiz hayvanların domuz etiyle beslendiği, koktuğu, hastalık taşıdığı... Bunlar sureti katiyetle gerçek değildir. Her türlü denetime, her türlü bilimsel tetkike, incelemeye açık. Bizim ithalatına izin verdiğimiz hayvanlar bir kere sağlıklı ülkelerden gelmek zorunda, 24 ay yaşı geçmemek zorunda, bunların hepsi mera hayvanları. Avrupa'da hayvansal orijinli yemler 10 sene önce yasaklandı. Dolayısıyla dünyanın ticaret yapan hiçbir ülkesinde bunlar zaten kullanılmıyor. Biz bütün bunlara rağmen öyle bir denetim mekanizması uyguladık ki 2 ay yaştan daha yaşlı olanların ithalatına izin vermiyoruz.''

-''Bu, bir dolandırıcı''-

Bakan Eker, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa küçükbaş hayvancılığın destekleme kapsamına Hükümetleri döneminde alındığını belirterek, bu sayede küçükbaş hayvan sayısında son birkaç yıl içerisinde artış görüldüğünü kaydetti.

Eker, ''Hayvancılıkla ilgili işin esası, özü yemdir. Yem bitkileri ekilişini desteklemek suretiyle iki katına çıkardık. Yani yeme ve yem bitkileri ekilişine çok destek veriyorum'' diye konuştu.

Tarım sektörünün sadece bireysel veya konjonkturel konularla değerlendirmenin doğru olmadığını belirten Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İsmi söylenen kişi EBK'nın Diyarbakır kombinasında 10 sene önceden beri çalışan bir kişi. Bu, kendi akrabaları başta olmak üzere tutmuş birilerinden sahte imzayla para toplamış. Bu bir dolandırıcı. Bizim temmuz ayında haberimiz oldu. Anında bunun teftişini yaptık. Adam açığa alındı, iş akdi feshedildi. Adam bizi 'iş akdimi nasıl feshedersiniz' diye mahkemeye verdi. Bu adam şu anda tutuklu. bilgisi kesinlikle doğru değil. Orada iki müdür muavini kavga etti. Birisi Bingöl'e, birisi Erzurum'a sürüldü. Adam bunu ortaya çıkardı, onun için sürüldü bilgisi kesinlikle yalan. Bakanlığın ve EBK'nın hukukçuları bu konuda milletin haklarını savunacaktır. Biz kimseyi bize herhangi bir şikayette bulundu diye ne görevden aldık, ne sürdük, ne de bir ceza verdik. Asla bu doğru değil. Aksine bize imzasız gelen dilekçeleri bile ciddiye aldık, inceledik.''

-''Samanın besleyici değeri sıfırdır''-

Türkiye'nin buğday ihtiyacının 17-18 milyon ton civarında olduğunu vurgulayan Eker, bunun içerisinde ekmeklik, makarnalık, tohumluk ve yemlik buğdayının bulunduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin yıllık bu miktarda kaliteli buğday üretmesi durumunda, buğday ithalatı yapmasına gerek kalmayacağını ifade eden Eker, şunları kaydetti:

''Doğrudur, Türkiye ticaret yapıyor. Türkiye bunu alıyor, işliyor ve ihraç ediyor. Bunun adı Türkiye'nin mecburiyetten dolayı ithalat yapması değildir. Bu bir hammaddedir. Türkiye'nin sanayicisi bunu hammadde olarak uluslararası piyasalardan alır, bunu işler ve bunu ihraç eder.

Türkiye 2003-2012 arasında 22.8 milyon ton ithalat, 28.6 milyon ton ihracat yapmış. Dünya un ihracatında Türkiye sıralamada değildi ben göreve geldiğimde. Dünyanın 14'üncüsüydü. 2005'ten bu yana Türkiye un ihracatında ya birinci, ya ikincidir. 2011 yılında da 1 milyon 985 bin ton buğday unu ihracatıyla dünyada birinci sırada yer aldı.''

Bakanlığının AR-GE bütçesini artırdıklarını da ifade eden Eker, üniversiteler ve özel sektörün Bakanlığın araştırma enstitülerinden yararlanabildiğini vurguladı. Eker, Bakanlığının kendi AR-GE bütçesi dışında çeşitli projeler üreterek TÜBİTAK'ın AR-GE bütçesinden de yararlandığına dikkati çekti.

Türkiye'nin yağış rejimi nedeniyle yem konusunda dezavantajlı olduğunu ifade eden Eker, şöyle devam etti:

''Saman ithalatı deniliyor. Saman miktarı 400-500 ton bugüne kadar gelen. Türkiye'nin yemde kullandığı saman miktarı 10 milyon ton. Samanı bütün uzmanlar bilir. Samanın besleyici değeri sıfırdır. Biz sadece sınır bölgelerinde, Trakya'da veya Doğu Anadolu bölgelerinde üreticiler bulabiliyorsa bunu getirebilsin, istedik. Ama onunla ilgili de çok kurallar konuldu. Saman bu manada üretilen, üretimden desteği kesilmiş, kesildiği için artık üretilmiyor, bundan dolayı saman miktarı azalmış değil. Böyle bir şey yok. Türkiye'de buğday ve arpa üretiminde de bir miktar azalma oldu.''

Bakan Eker, daha önce 7 bin 500 tarım danışmanı istihdam ettiklerini, gelecek yıl 2 bin 500 danışman daha alacaklarını belirterek, ''Süreç başladı.

ÖSYM çok yakın tarihte ilana çıkacak ve prosedür tamamlanarak 2013 Ocak ayına kadar bunlar en geç çalışmaya başlamış olacak'' dedi.

Eker, gelecek yıl teknik, sağlık ve diğer alanlarda bin kişinin istihdam edileceğini bildirdi.

Muhabir: Seval Ocak Adıyaman - Ali Hakan Der

Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA