Mısırlılar, Üç Farklı Kentte ‘hizmet’ İçin Salonlara Koştu

Mısır’ın üç farklı kentinde üç gün boyunca düzenlenen konferanslarda başta gençler ve öğrenciler olmak üzere Mısırlılar “Hizmet Hareketi’ni anlamak için konferans salonlarına koştu.

Mısırlılar, Üç Farklı Kentte ‘hizmet’ İçin Salonlara Koştu

Özellikle üçüncü ve son gün Mısır’ın dünyaca ünlü İskenderiye Kütüphanesi’nde düzenlenen konferansta Mısırlı ve Cezayirli katılımcılar bir yandan hizmet hareketiyle nasıl tanıştıklarını anlatırken, diğer yandan hareketin dünyada hızla yayılmasının sebepleri üzerinde fikir yürüterek dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattılar. GÜLEN’İ BİR AMERİKALI’DAN TANIDIM; GEÇ KALMIŞIM

Kahire Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Felsefe ve Akide Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muhammed Şarkavi, ‘Ufuk insanından ideal topluma’ başlığıyla düzenlenen konferansta Fethullah Gülen üzerine yazdığı eserleriyle bilinen Amerikalı tarih uzmanı Jill Carroll gibi bir yabancı yoluyla Hizmet Hareketi’ni tanıdığını anlattı.

Bir felsefeci olarak kendisinin daha önceleri Türkiye’de Gülen gibi bir bilim ve kültür insanının bulunabileceğine hiçbir şekilde ihtimal vermediğini ifade eden Şarkavi, Gülen’in Arapça’ya çevrilen 20’den fazla eserini okuduktan sonra geç tanımışlığın pişmanlığını yaşadığını belirtiyor.

Şarkavi, Almanya’da muhatap olduğu ilginç bir olayı da şu şekilde anlattı: “Bir konferans sırasında dinleyiciler arasından biri bana ‘dininizin ufkundan, üstünlüklerinden bahsediyorsunuz, peki neden bu durumdasınız?” şeklinde bir soru yöneltti. Ben de bu soruya tereddütsüz Hizmet’i örnek göstererek, İslamiyet’in nasıl temsil edildiğini görmek isteyenlerin bu hareketi inceleyebileceğini söyledim.

Fethullah Gülen’e bir felsefeci, davetçi, terbiyeci, insan medeniyetinin yeniden inşacısı, ıslahatçı diyebileceklerini anlatan Şarkavi’ye göre Gülen aslında bir müceddid. Prof. Şarkavi, Gülen’in dinin “küll ve cüzünü” çok iyi anladığını ve anlattığının da altını çiziyor.

Arapça olarak yayınlanan Hira Dergisi mütevelli heyeti başkanı Mustafa Özcan da İslam’ın muhatabının insan kalbi, hedefinin de dünya ve ahiret saadeti olduğunu anlatarak Hz. Muhammed’in (s.a.s.) ıslah faaliyetlerine iktisat ya da idareden değil, gönüllerin fethinden başlamasının bunun en büyük delili olduğunu anlatıyor.

Özcan, O’nun tüm kabiliyetlerin merkezi olan kalbi harekete geçirmek için kaba kuvvete başvurmadığını, Mekke’deki 13 yıl boyunca akılları ve nefisleri terbiye etmeye çalıştığını vurguluyor. Son üç yüzyılda insanlığın pozitivist akımların saldırısına maruz kaldığını, İslami düşüncenin tam olarak temsil edilemediğinden dolayı bu akımlar karşısında yenilgiye uğradığını anlatan Özcan, bu tür maddi akımların kendilerine göre insan tipleri yetiştirdiğine işaret ediyor.

"Ahlakta bencil, iktisatta ferdiyetçi, beşeri ilişkilerde ırkçı ve pragmatik olan bu insanlar saldırgan oldu ve başkalarına hayat hakkı tanımadılar." diyen Özcan bu insan modellerinin son üç yüzyılda dünyayı kan gölüne çevirdiğini belirtiyor. Özcan, "Ancak bu ideolojiler iflas etti. Bu ideolojilerin yetiştirdiği insan modelleri de iflas etti, sevimsizleşti. 7 milyar insan bir model arıyor. Enaniyete karşı tevazu. Yaşatma düşüncesiyle hareket eden bir insan modeline ihtiyaç var. Gülen bu prensiplerin tüm insanlığa nasıl ulaşacağının yollarını arıyor." diyor. Özcan, Gülen’in hareket stratejisinin müsamaha, herkesi olduğu gibi kabul etme, temsil ve tüm insanlarla ortak yaşama sanatı üzerine kurulu olduğunun da altını çiziyor. YENİLİĞE AÇIK KURUMLAR

Cezayirli alim Dr. Muhammed Baba Ammi de Hizmet Hareketi’nin en bariz özelliği olarak dünya ve ahiret dengesini çok iyi kurmasını gösteriyor. Hizmet Hareketi’ni ‘kendine özgü’ olarak tanımlayan Baba Ammi, Gülen’in her zaman ‘O’ diyerek tüm muvaffakiyetlerin Allah’tan geldiğine, hiçbir zaman ‘ben’ ya da ‘biz’ enaniyeti yapmadığına da işaret ediyor.

Dünyanın 160’tan fazla ülkesine yayılan okullar ve müesseselerin neden başarılı olduklarını da anlatan Baba Ammi, bu kurumların her zaman yeniliklere açık olduğunu, gittikleri ülkelere farklı tecrübeler taşıdıklarına vurgu yapıyor.

Konferansın moderatörlüğünü yapan İskenderiye Kütüphanesi Müdür Yardımcısı ve İskenderiye Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Salah Süleyman da Gülen’in Arapça tüm eserlerini okuduğunu, kitaplardaki en bariz özelliğin, her yerde Hz. Muhammed’i (s.a.s.) anlatması ya da ona işaret etmesi olduğunu ifade ediyor.

Mısır’daki konferanslar silsilesi Cuma günü, Mısırlı alim Muhammed İmara’nın Hira dergisinde yayınlanan makalelerinin toplandığı ‘İslam Medeniyetinin Özü’ adlı kitabın tanıtımı için düzenlenen geniş katılımlı toplantı ile başlamıştı.

İkinci gün de Mısır Müftüsü Ali Cuma’nın katılımıyla Mısır’daki ikinci Türk okulunun açılışı için Kahire’nin yaklaşık 150 kilometre güneyindeki Beni Süveyf kentinde bir program düzenlenmiş, kentin ileri gelenleri programda bir araya gelmişti.