2011 Krizi Esnafı Vurdu

Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, 2011 yılının esnaf ve orta boy işletmeler açısından çok yorucu ve sıkıntılı geçtiğini, enerji ve hammadde desteği verilmez, sosyal güvenlik yükü azaltılmazsa 2012’de de esnafı zorlu bir yıl beklediğini söyledi.

2011 Krizi Esnafı Vurdu
Mersin ESOB Başkanı Dinçer, İHA muhabirine 2011 yılını değerlendirerek, 2012 yılı beklentilerini açıkladı. 2011 yılında makro düzeyde büyüme ve ihracat rekorları kırılmasına, işsizlik büyük ölçüde azalmasına karşın, mikro düzeyde esnaf ve orta boy işletmeler açısından beklentilerin gerçekleşmediğini ifade eden Dinçer, esnaf daha 2001 krizinin etkilerini bile üzerinden atamadan 2008 krizinin çok şiddetli geldiğini ve çok derin yaralar açtığını kaydetti. “Dünyayı etkisi altına alan kriz Türkiye’de ‘çok yüzeysel geçti’ dense de 2011, küçük işletmeler yönünden çok yorucu ve sıkıntılı bir yıl oldu” diyen Dinçer, bunun nedenlerini hem Mersin hem Türkiye açısından değerlendirdi. Mersin’in, yerel dinamiklerin çok fazla olmadığı, göçle gelenlerle beraber ortaya çıkan bir kent olduğunu vurgulayan Dinçer, hem göçün getirdiği etkilerin hem de ekonomik sıkıntıların, geçtiğimiz yıllarda Mersin’i sıkıntıya soktuğuna işaret etti. Kentte yaşamanın ve kentleşmenin bir bedeli olduğunun altını çizen Dinçer, bu çerçevede Mersin’de hala uyum sorununun aşılamadığını dile getirerek, “Kültürlerin paylaşımında bile biraz zorluk çektik ama bunu yıkmaya, birlikte yaşamayı öğrenmeye çalışıyoruz. Kentte yaşamanın sosyal boyutunu insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Bir de işin ekonomik boyutları var. Göçle gelen insanlar burada aç kalacak değil, mecburen bir iş yapmak zorunda. En kolay yapacakları iş esnaflık. Tabi ortada bir pasta var, bu pasta göç geldikçe sürekli küçülüyor. Bu da yerel ölçekteki firmalara çok büyük darbeler vuruyor. Haksız rekabet ortamı doğuyor ve kazanç iyice düşüyor. Hal böyleyken 2008 küresel krizinin etkileriyle de birçok olay zaten negatif yönde işledi ve ekonomik boyutta büyük sıkıntılar yaşandı” dedi.Mersin’e göçle gelen insanların büyük bölümünde mesleki bilgi ve beceri yönünden de bir sıkıntı olduğuna dikkat çekerek, hem ESOB’un verdiği eğitimler hem de UMEM gibi projelerle bu sorunu aşmaya çalıştıklarını dile getiren Dinçer, “Ama hala istediğimiz noktada değiliz. Çünkü bu bir devlet politikası olmalı. Bu sadece yerel dinamiklerin çalışmalarıyla çok ağır işliyor. Ama iyi bir devlet politikası olduğu ve desteklendiği takdirde vasıfsız insanları vasıflı hale getirmek biraz daha hızlı işler. Devlet politikası olmadığı takdirde bir yerde tıkanır kalırsın” diye konuştu.“HALK FAKİRLEŞTİ, ESNAF İŞ YAPAMIYOR”Bir taraftan bu olumsuzluklar, bir taraftan küresel krizin getirdiği etkiler, bir taraftan büyük alışveriş merkezleri furyasının önünün alınamamasının esnafı 2011’de sıkıntılı bir noktaya getirdiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: “Bugün esnafımız iş yapamaz durumda, siftah yapmadan işyerini kapatan esnafımız var. Bunlar bizim gerçeklerimiz. Makro düzeyde ihracat rakamları artıyor, işsizlik rakamları düşüyor, büyümede rekor kırıyoruz ama halkımız fakirleşti. İnsanlar artık elindekiyle geçinemez duruma geldi. Emekli maaşlarının hali ortada, memurlarımız ve işçilerimizin aldığı maaşlar ortada. Artık yılda yüzde 2’lik-3’lük artışlarla da bu iş dönmüyor. Ama bunun yanında doğalgaza, akaryakıta, enerjiye yapılan zamların haddi hesabı yok. Bir taraftan enflasyon düşük diye memurlara, emeklilere yüzde 2 zam ver ama bir taraftan senin temel giderlerindeki artışlar tavan yapmış. Bu bir dengesizlik. Benim Bağ-Kur’lu emeklim 500-600 lira maaş alıyor. Bugün bir ev kirası 500 lira zaten. Temel seviyede yaşayan halkımız ve küçük işletmelerimiz gerçekten zor durumda. Bizim işimizin iyi olabilmesi için işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin durumlarının düzeltilmesi gerekiyor. Çünkü bizim müşterimiz bunlar. Çok üst düzey işadamları, ihracatçılar küçük esnaftan alışveriş yapmaz. Bu açılardan 2011 yılı bizim için sıkıntılı bir yıl oldu.”“MERSİN’İN ARTIK KABUĞUNU YIRTMASI GEREKİYOR”Mersin’in bugüne kadar sahipsiz ve yerel idareler yönünden şanssız bir kent olduğunu öne süren Dinçer, bazı yatırımların derhal önünün açılması gerektiğini kaydetti. Buna karşın, Mersin’de bazı güzel çalışmalar da yapıldığını, bunları inkar edemeyeceklerini aktaran Dinçer, havaalanı, Kazanlı Turizm Projesi, lojistik köyü ve Akdeniz Oyunları’nın kent için büyük bir şans ve esnafın ivmesini artıracak gelişmeler olduğunu vurguladı. Bu gelişmelerde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun hakkını vermek gerektiğinin altını çizen Dinçer, “Hükümet bugüne kadar Mersin’e önem vermemişti ama bu yıl Mersin’e büyük bir önem verildiğini düşünüyorum. Bu kadar mozaik bir kentte yerel idarelerin farklı siyasi partilerde olması, hükümetten belki gelebilecek büyük desteklerin alınamaması bugüne kadar bizi hep sıkıntılı bir köy konumunda bıraktı. Ama Mersin’in artık kabuğunu yırtması gerekiyor” ifadelerini kullandı.“ESNAF DENGE UNSURUDUR”Mersin’de işsizlik rakamının yüzde 20’lerden yüzde 9’lara kadar düştüğüne ama yeterli olmadığına vurgu yapan Talat Dinçer, “Hala iş sahalarımız yok. İşsizliği önlemenin tek şartı, küçük işletmelerin kepenginin havada tutulmasıdır. Ben her yıl 5 bin esnaf kaybediyorum Mersin’de. Beş bin esnafın sadece kendisi çalışsa 5 bin kişi, yanında 3 kişi çalıştırıyor olsa 15 bin kişi, geçimini sağladıkları ailelerini de eklediğimizde 40-50 bin kişiye ulaşıyor bu rakam ve yılda bizim bu kadar kaybımız var. Her yıl, bir-iki eleman da çalıştırdığında 3-4 bin işyeri açılmışsa basit bir mantıkla 10 bin kişi iş sahibi oluyor ve bundan da en az 30 bin kişi nemalanıyor. Bugün bir fabrika açsanız en fazla bin kişi alır. Dolayısıyla küçük işletmelerimizin kepenginin havada tutulması gerekiyor. Eğer havada tutabilirsek bizim burada işsizlik gibi bir sorunumuz olmaz ama yılda 5 bin esnaf kaybedersem kartopu misali yuvarlana yuvarlana gelir, bir gün önümüzde çok büyük bir yığın olur ve büyük bir sosyal patlamaya neden olabilir. Biz, Türkiye’de ve Mersin’de terör dahil her türlü olayda denge unsuruyuz. Onun için özellikle tepedekilerin ve kentteki yerel idarelerin başında oturan insanların hep bu gözle bakmaları lazım. Aksi takdirde yine büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalırız” şeklinde konuştu.2012 BEKLENTİLERİEsnaf ve sanatkarın 2012 yılı beklentilerini de anlatan ESOB Başkanı Dinçer, bu yıl da ekonomik dengelerdeki dalgalanmaların sıkıntılı bir yıl geçirileceğinin sinyallerini verdiğini söyledi. Borçlanmamaya özen gösterdiklerini ve ayaklarını yorganlarına göre uzatmaya çalıştıklarını kaydeden Dinçer, şunları söyledi: “Ama özellikle küçük esnaf borçlanmadan da hiçbir şey yapamıyor. Çünkü biz borcu borçla ödediğimiz bir dönemdeyiz. Çünkü kazandığımızla geçinmenin imkanı çok zor şu an için. Genelde krediyle çalışıyoruz, bundan dolayı biraz temkinliyiz, ancak Mersin’e yapılacak yatırımlarla biraz umutlanıyoruz.”Hükümetten para değil, sadece esnafın önünü açmasını istediklerini belirten Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz üretim yapıyoruz ancak maliyetlerimiz çok yüksek. Biz enerji desteği istiyoruz. Bugün küçük işletmeler, konutlarımızda kullandığımız elektrikten daha pahalı elektrik parası ödüyor. Biz üretimin içindeyiz, üretime enerjide destek vereceksin ki, benim maliyetlerim aşağıya düşecek. Gümrük Birliği anlaşmasını yaptığımız 1996 yılından bu yana her ülkeden ürünler buraya istediği şekilde geliyor, bizim piyasamıza kuralsızca giriyor, bir haksız rekabet ortamı yaratıyor, yerli üretimi bitiriyor. Enerjideki pahalılık, hammadde teminindeki pahalılık, sosyal güvenlikteki yükümlülüklerimiz gerçekten çok ağır. Bu yüklerimiz biraz aşağıya çekilse, şu 40 çeşit ödediğimiz, yamalı bohçaya dönen vergi sistemimiz tek vergi sistemine inse, adil ve kalıcı bir vergi sistemi kurulabilse bizim küçük işletmelerimiz kolay kolay kepenk indirmez. Devasa firmalarla bizim küçük işletmeler Don Kişot’un yel değirmeni ile savaşına benzer. Biz 10 kutu alıyorsak onlar buraya 10 bin kutu getiriyor. Adam bir yıl vadeli, satınca ödemek koşuluyla mal alıyor, bize ‘peşin para’ diyorlar. Böyle bir ortamda nasıl rekabet edebilirsin? Böyle bir rekabet şansımız zaten yok. Sonuç olarak, 2012’de saydığımız destekler verilirse piyasalarda biraz daha rahat tutunuruz, aksi takdirde durumumuz gerçekten sıkıntılı.”
Kaynak: İHA