Türk Yerel Medyası Ab Yolunda Projesi Mersin’de
Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Prof.
Dr . Hasan Nuri Yaşar , Avrupa Birliği ( AB ) yolunda yerel medyanın son derece önemli olduğunu belirterek , Türk Yerel Medyası AB Yolunda Projesi ile yerelin gücünü arkalarına almayı hedeflediklerini söyledi . Türk Yerel Medyası AB Yolunda Projesi Bölgesel Bilgilendirme Semineri’nin sonuncusu Mersin‘de yapılıyor . Daha önce 9 ilde gerçekleştirilen seminerin Mersin ayağına Adana , Hatay , Karaman , Niğde ve Osmaniye’den yerel medya çalışanları katılıyor . İki gün sürecek olan ve Sutlaşa Otel’de yapılan seminerin açılışına AB Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof . Dr . Hasan Nuri Yaşar , İngiltere Büyükelçiliği Ekonomi ve Siyasetten Sorumlu Diplomatı Andrew Connell , Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya ve Mersin Vali Yardımcısı Suphi Olcay da katıldı . Türkiye’nin AB sürecinde yerel medyanın bilgilendirilmesini amaçlayan seminerin açılışında konuşan AB Bakan Yardımcısı Yaşar , 1959 yılında Başbakan Adnan Menderes’in başlattığı AB katılım prosedürünün , bugün yerel düzeyde çok canlı biçimde devam ettiğini kaydetti . Bakanlık olarak , Avrupa sürecinin yerelde başladığı inancında olduklarını ve yürüttükleri çalışmaların çıktılarını gördükçe bu inancın ne denli doğru olduğunu da test ettiklerini dile getiren Yaşar , “Bazıları zannediyor ki , biz sadece yereli bilgilendirmeye geliyoruz . Aslında biz yerelin gücünü arkamıza almaya geliyoruz . Bilgili , kendi çıkarlarının farkında , AB ilişkilerinin , kendi toplumsal düzeyinin farkında olan yerel medyanın , toplumun gücünü arkamıza almak amacındayız ve bunun ne kadar önemli olduğunun farkındayız . Dolayısıyla yerel medyayı Ankara’dan gelip aydınlatmaya çalışan jakoben bir mantıkla değil , yerel medyanın gücüne , yerelin sesine ihtiyaç duyan , dolayısıyla demokrasiye en içten biçimde inanmış olan bir fikirle Mersin’e geldik . Biz Kurtuluş Savaşı’nı yerel kongre iktidarlarının güçleriyle kazandık . Bugün de Türkiye demokratikleşmesini , AB ilişkilendirilmesini , gücünü yerel medyanın , yerel seslerin , yerel yönetimlerin kendini en güzel biçimde ifade etmesiyle bulacaktır” dedi . Yerel yönetimleri , valilikleri ve yerel medyayı AB sürecinin çok önemli paydaşları olarak değerlendirdiklerini ifade eden Yaşar , Türk Yerel Medyası AB Yolunda projesini geçen yıl Mayıs ayında İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği ile birlikte başlattıklarını anımsattı . AB projesinin , yüzyılın barış ve huzur projesi olduğunu vurgulayan Yaşar , “Bu projenin içerisinde Türkiye’nin olmak istemesi kadar doğal bir şey söz konusu olamaz . Biz AB projesinin içinde olmak istiyoruz ama AB projesinin içinde olsak da olmasak da AB projesinin ayakta kalması insanlık tarihi için son derece önemlidir . Ama böyle bir projenin içinde olmak Türkiye’ye büyük katkılar sağlayacaktır . Biz batıya akan bir nehiriz , bunun bir biçimde AB üyeliği ile biteceği konusunda kesin inancımız var” diye konuştu . “HALKIN AB ÜYELİĞİNE DESTEĞİ ARTTI”AB’nin zaman zaman motivasyon kırıcı eylem ve söylemler gerçekleştirdiğine dikkat çeken Yaşar , buna rağmen halkın AB üyelik müzakerelerine desteğinin her geçen gün daha da arttığını ve geçen yıla göre yüzde 10’luk bir artış olduğunu bildirdi . Türkiye’nin AB üyelik sürecinin temel hedefinin , çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak olduğuna işaret eden Yaşar , şöyle devam etti : “AB üyeliği müreffeh , daha demokratik , daha güçlü bir Türkiye için önemli bir araçtır . Bunun da en önemli bileşenlerinden bir tanesi yerel medyanın sesi , nefesidir . AB süreci sadece Ankara ve Brüksel’de kapalı kapılar ardında yapılan üst düzey toplantılardan , 5 yıldızlı otel salonlarında düzenlenen resepsiyonlardan veya liderlerin aile fotoğrafları verdikleri zirvelerden ibaret değil , bizler bunun farkındayız . Yerel ses , AB katılım prosedürünün en önemli parçalarından biridir . ”Türkiye’nin aday ülke olarak AB uyum çalışmalarının 10 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini ancak , hala merkez yönetimin taşra teşkilatları , yerel yönetimler ve halkın AB ile yürütülen çalışmalarından istenilen seviyede haberdar olmadığını savunan Bakan Yardımcısı Yaşar , “AB ile üyelik müzakereleri hepimizin günlük hayatını doğrudan etkiliyor , sosyal hayatımızı her anlamda belirliyor , yönlendiriyor , genişletiyor , zevkli ve zengin hale getiriyor . Bunların halkımız tarafından anlaşılması ve bu süreçte gerçekleştirilen reformlar konusunda toplumun tüm kesimlerinin bir bilince sahip olması , reform sürecimizi daha da hızlandıracaktır . AB’ye katılım sürecimiz , tüm illerimizin AB’ye üyelik süreci çerçevesinde kaydedeceği değişimin tüm ülkemize hakim olmasıyla mümkün olacaktır . AB üyelik süreci , bizim için hedefin kendisinden daha da önemli . AB süreci varmak istediğimiz amacı kilitlemiş olabilir ama bu sürecin kendisi başlı başına tarihi bir zaman dilimini göstermektedir” ifadelerini kullandı . “GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR AVRUPA DEMEKTİR”İngiltere Büyükelçiliği Ekonomi ve Siyasetten Sorumlu Diplomatı Andrew Connell de Türkçe yaptığı konuşmasında , İngiltere’nin , Türkiye’nin AB’nin üyeliğini güçlü bir şekilde desteklediğine vurgu yaptı . İngiltere Başbakanı David Cameron’un , Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kasım ayında gerçekleştirdiği tarihi İngiltere ziyareti sırasında , İngiltere’nin Türkiye’nin AB yolundaki destekçisi olduğunun altını bir kez daha çizdiğini anımsatan Connell , “İngiltere’ye göre , Avrupa’da iyi bir ekonomi , iyi bir siyaset ve güvenlik için Türkiye çok önemli bir yere sahip . Güçlü bir Türkiye güçlü bir Avrupa demektir . İngiltere Hükümeti bu amaçla , 2003 yılından beri Türkiye’de çeşitli projelere destek sağlıyor . Bu destek yaklaşık 8 milyon pounda ulaştı . Türk halkının , Türkiye’nin AB’ye gerçekten katılıp katılmayacağı konusunda şüpheci yaklaşımının arttığı bugünlerde yerel medyanın bilgilendirilmesi daha da önem kazandı . Özgür ve iyi bilgilendirilmiş bir medya , zor olan bir süreçte kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır . Kamuoyunun şu anda ilerlemenin önünde duran siyasi engeller hakkında olduğu kadar Türkiye’ye verilen destek konusunda da bilgilendirilmesi gerekmektedir ve kamuoyunun burada gerçekleştirilen ve Türkiye’nin AB’ye nihai üyeliği için kritik öneme sahip olan iç reformların hızından da haberdar olması gerekir . Türk halkı ancak bu şekilde daha bilgili ve bilinçli olacak ve halkın desteği ile AB’nin önemi artacaktır . İngiltere de AB üyeliğinin yolunda zorluklarla karşılaşmıştı , tıpkı Türkiye gibi bizlerde sebat ettik ve sonunda birlik içerisindeki yerimizi kazandık . Dolayısıyla bu proje çok önemli” dedi . Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya ise konuşmasında kurumun yaptığı çalışmalar üzerinde durdu . AB’nin , Tanzimat’tan bu yana süregelen modernleşme sürecinin önem arz eden adımlarından birisi olduğunu belirten Karakaya , bu süreçte yerel medyanın tıpkı Kurtuluş Savaşı fikrinin benimsetilmesinde ve demokrasiye geçiş sürecinde oynadığı rol gibi çok önemli bir fonksiyonu bulunduğunu kaydetti . Bu nedenle yerel medyanın güçlendirilmesi ve geliştirilmesinin büyük önem arz ettiğini ifade eden Karakaya , bu çerçevede pek çok çalışma yaptıklarını anlattı . AB’nin , devletin ve toplumun büyük önem verdiği tarihsel bir proje olduğunu vurgulayan Karakaya , tam üyelik hedefine ulaşmak için tüm kurumlara hala önemli görevler düştüğünü , Genel Müdürlük olarak bu süreç için üzerlerine düşeni yaptıklarını söyledi . “AB kurulduğu günden bu yana çok önemli değişikliklerden geçti ama şimdi Avrupa’nın yeni bir vizyona yeni bir Avrupa’ya ihtiyacı olduğu gözüküyor” diyen Mersin Vali Yardımcısı Suphi Olcay da bugün Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünün Türkiye’nin AB üyeliği olacağını savundu . Türkiye’nin , genç ve dinamik nüfusu , ekonomik potansiyeli ve enerji kaynaklarına ulaşım yakınlığıyla Avrupa’nın birçok sorununu çözebilecek kapasiteye sahip olduğunu dile getiren Olcay , Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde yeni bir döneme girdiğine işaret ederek , şunları söyledi : “Bize düşen en önemli görevlerden biri AB’ye giriş sürecinin doğru anlatılabilmesidir . Bu süreç ne kadar doğru aktarılabilirse , sivil toplum da o kadar AB ile ilgili bilgi sahibi olacak ve ülkemizin AB’ye tam üye olarak katılımı ivme kazanacaktır . Bu süreçte medyanın insanlar üzerindeki etkisi de tartışılmaz . ”
Kaynak: İHA