Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ:

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Hrant Dink davasıyla ilgili olarak, "Hakimlerin savcıların kaderini toplumsal tepkilerin biçimine bağlamak, daha büyük bir tuzağa düşmektir" dedi.

Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ:
Hrant Dink hakkında alınan mahkeme kararının kimseyi tatmin etmediğini belirten AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ , şöyle konuştu : " Görünür sebep , cinayete karışanların arkasındaki örgütün deşifre edilmemesi . Saklanan sebep ise , Dink cinayeti üzerinden masum , zulme uğramış Ermeni imajını takviye etmek . Türklerin Ermeni düşmanı olduğuna dair kanaatleri pekiştirmek . Bu millet ciğerine basılıncaya kadar kimsenin canına kast etmez . " Asırlarca bu topraklarda huzur ve saadet içinde yaşayan bir topluluk , günün birinde tehcir edilmiş başka bir toprak parçasına nakledilmişse bunun haklı sebepleri olacağını anlatan Özdağ , şunları söyledi : " Batı şöyle bakıyormuş , böyle bakıyormuş . Ermeni tehcirinden önce batı Türklere farklı bir gözle mi bakıyordu? O zaman da Türk , barbardı , vahşiydi , korkunç Türk`tü , sonra da . Ama ülkelerin görevi ön yargıları yıkmaktır . Tarihin doğru anlaşılmasına , politik amaçlara kurban edilmesine mani olmaktır . Sahnede kalmak isteyenler sürekli mücadele etmek zorundadır . Bir anlık gaflet , bir lahzalık atalet her şeyi tuzla buz eder . " HRANT DİNK DAVASI Hrant Dink davası ile ilgili de açıklamarda bulunan Özdağ , sözlerine şöyle devam etti : " Dink cinayetini öteki cinayetlerden manalı hale getiren ona yüklenen politik anlamdır . Hrant Dink`in değil , bir Ermeni`nin vurulmasıdır cinayet olan . Dink`in inancı , bilinçli olarak hayatının önüne geçirilmiş , cinayet bir anlamda aynı inançta herkesi hedef alan daha büyük bir olaya dönüştürülmüştür . Elbette Dink`i vuranların onu inançlarından soyarak hareket ettiklerini düşünmüyorum . Ama onu vuranların kastını bütünbir toplumun kastı haline getirmek , bir cinayetten bir soykırım çıkarma kurnazlığıdır . İşin bir cephesi budur , öteki cephesi ise daha vahimdir . " Mahkeme kararından sonra verilen demeçler , HSYK`nın dosyayı incelemeye aldığına dair haberler , yargının geleceği ile ilgili ciddi sinyaller verdiğini anlatan Özdağ , şunları söyledi : " Toplumsal tepki üzerine kararda imzası olanların mercek altına alınması demek , bundan böyle yargıçları toplumun tepkisini çekecek kararlar vermemeleri için baskı altına almak demektir . Hakimler kararlarını neye göre verecektir , şer`i yasalara göre mi , yoksa toplumdan aldıkları tepki veya takdir sinyallerine göre mi? Bu , yasaların yerini toplumsal eğilimlerin alması , hukuk devletinden taviz verilmesi demektir . Kuralların yerini keyfiliğin almasıdır . " Tepki göreceğinden korkan bir yargıcın görevini yapamayacağını anlatan Özdağ , sözlerini şöyle sürdürdü : " Toplumun beğenmediği kararlar yüzünden incelemeye alınan bir hakim , vicdani kanaatlerini bir yana bırakmak zorunda kalır . Hükümet üyelerinin bazıları , kararın AK Parti`ye yönelik bir komplo olduğunu söylüyor . Güya kararın bu şekilde çıkması , AK Parti`nin suçluları koruduğu , olayın aydınlanması için yeterince çaba harcamadığı , bunun da , içinden çıktığı geleneğin farklı dinlere hoş görü ile bakmayanalışkanlıklarından kaynaklandığı ima ediliyor . Propaganda arttıkça , AK Parti kendini biraz daha olayın üzerine abanmaya , yargı mensuplarını hedef tahtasına koyup eleştirmeye mecbur hissediyor . HSYK`da devreye girince , `kendi yargısını kuruyor` diyerek , yargı ile AK Parti arasında ilişki kurmak isteyenlerin eline malzeme verilmiş oluyor . Hakimlerin savcıların kaderini toplumsal tepkilerin biçimine bağlamak , daha büyük bir tuzağa düşmektir . "
Kaynak: İHA