İran ile batı arasında yaşanan nükleer krizde sıcak gelişme

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) merkezinin bulunduğu Viyana'daki diplomatlar, İran'ın gizli nükleer silah çalışmaları yaptığı iddialarıyla ilgili müzakereleri yeniden başlatmayı kabul ettiğini söyledi.

İran ile batı arasında yaşanan nükleer krizde sıcak gelişme
AP'ye açıklama yapan iki diplomat, konunun, UAEK'nın üst düzey yetkililerinin İran'ın başkenti Tahran'a 28 Ocak'ta yapacağı ziyaretteki görüşmelerin odak noktası olacağını belirtti.

AP, yıllardır bu iddiaları yalanlayan İran'ın 3 yıldan uzun süredir ilk kez iddialarla ilgili görüşmelere hazır olduğunu bildirdiğine dikkati çekti.

İRAN'IN TERCİHİ ANKARA
İran Meclis Başkanı Ali Laricani, nükleer müzakerelerin bu kez ciddi olmasını istediklerini söyleyerek, ``Sahte müzakereler olmasın. ürk kardeşlerimizin görüşleri de müzakerelerin Türkiye`de yapılması yönünde. Türkiye bizim kardeş ülkemiz ve bu nedenle tabii ki olumlu bakıyoruz`` dedi.

Ankara`daki görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenleyen Laricani, ziyaretinin verimli geçtiğini söyleyerek, Türkiye ile İran`ın bölgede önemli roller üstlenmeleri nedeniyle bölgedeki sorunların çözümüne dair görüşlerinin de önemli olduğunu kaydetti.

Laricani iki ülkenin liderlerinin bölgesel sorunlara bakışlarının birbirlerine çok yakın olduğunu belirterek, ``Stratejik konularda aynı görüşteyiz`` diye konuştu.

P5 artı 1 ülkeleri ile nükleer müzakerelerin nerede ve ne zaman yapılacağı konusunun netleşip netleşmediğinin sorulması üzerine Laricani, İran olarak her zaman görüşmelerin devam etmesinden yana olduklarını kaydetti.

Laricani şunları söyledi:``İran`ın nükleer programı açık ve net bir şekilde sürüyor. Biz Batılıların oyunlarını oynamak istemiyoruz. Tüm konuların müzakerelerle çok kolay bir şekilde çözüleceğine inanıyorum. Ama görüşmeler bu kez ciddi olsun istiyoruz, sahte müzakereler olmasın. Türk kardeşlerimizin görüşleri de müzakerelerin Türkiye`de yapılması yönünde. Türkiye bizim kardeş ülkemiz ve bu nedenle tabii ki olumlu bakıyoruz.``Laricani, Tahran anlaşmasının hatırlatılarak, ``müzakerelerin bu kez başarıya ulaşacağına inanıp inanmadığının`` sorulmasına şu karşılığı verdi:``ABD Türk dostlarımız aracılığı ile yapılan Tahran anlaşmasının sonuca varmasına izin vermedi. Obama beyefendi bir mektup gönderdi ve (yakıt teatisine yardımcı olunuz) dedi. Ben o zaman dedim ki, (bu işte bir iş var). Ama Türk dostlarımız dediler ki, (onlar bu konuda güvence veriyor). İran`a geldiler, anlaşmaya vardık ve siz de gördünüz ki 2 hafta içinde ABD bu anlaşmayı kabul etmedi ve başka yollara başvurdu. ABD ve Batının tavırları macera peşinde olduklarını gösteriyor. Biz bunu bozmadık onlar bozdu.``-İran`da suikasta uğrayan nükleer fizikçi-İran`da suikasta uğrayan nükleer fizikçi ile ilgili soruya karşılık Laricani, bu terör olaylarının dini liderlerinin, ``Bölgede, kanser olarak görülen İsrail olduğu sürece, bu sorun devam edecektir`` sözünü teyit ettiğini kaydetti. İsrail`in Kudüs`ü başkent ilan etmek istediğini, bunun bütün Müslümanlara bir ihanet olduğunu belirten Laricani, bu gibi terör olaylarının da İsrail`in bu uygulamalarının devamı olduğunu ileri sürdü. Laricani, İran üstünde başka baskı seçeneklerini deneyip başarısız oldukları için terörü kullandıklarını kaydederek, Batının bu terör olayları karşısında sessizliğini koruduğu için utanması gerektiğini bildirdi.

Laricani, ``Bizim bu bilim dalında çok aktif bir genç neslimiz var. İsrail eğer 4 tane terör olayı ile bu çalışmanın önüne geçebileceğini düşünüyorsa çok yanlış düşünüyor. Gelecekte yapılacak çalışmaları, yeni gelişmeleri de herkese duyuracağız. Kimse bizim önümüze geçemeyeceğini anlayacak`` diye konuştu.

Suriye`deki durum ile ilgili soruya karşılık Laricani, İran`ın her zaman halklardan yana olduğunu, Tunus`taki ilk devrimden beri de böyle düşündüklerini söyleyerek, ``Bölge halkının kendi kaderini eline almaya hakkı vardır`` dedi.

Laricani, ``Türk hükümeti ile aynı düşünceyi paylaştıklarınıı, Türk liderlerinin tavırlarına saygı duyduklarını`` ancak Suriye olayında, ABD ve Batı`nın İsrail`e karşı uygulanan direnişe darbe vurmak istediğini kaydetti. Pek çok bölge ülkesi batılılara bilgi sızdırırken Suriye`nin İsrail`e karşı iyi bir direnç sergilediğini aktaran Laricani, şunları kaydetti:``Demokrasi sadece belli bir bölgeye özel bir şey değil, dolayısıyla bazı reformların yapılması gerekiyor. Ama demokrasiden nasibini almamış bazı Arap ülkelerinin demokrasiden söz etmemesi de gerekiyor. Bazılarının meclisleri de vardır ama bu meclisler şaka gibidir. Meclisin tüm üyelerine emirler veriliyor. O üyeler bazen de İsrail`e gidiyorlar. Suriye konusunda bir ABD-İsrail projesi de mevcut. Reform süreci bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Düşmanın satrancı içinde oynamamak lazım. Dolayısıyla bizim görüşümüz Suriye`de reform yapılmalı ancak akıllı bir şekilde ve direnişe zarar vermeden.````Düşmanın satrancı içinde oynayanlar`` arasında Türkiye`nin de bulunup bulunmadığının sorulmasına karşılık Laricani, ``Türkiye`nin tutumu ABD ve İsrail`in tutumlarından farklıdır. Türkiye`nin bakışı onlardan farklıdır. Türkiye bölgedeki sorunların iyi şekilde sonuçlanmasından yanadır. Ama ABD ve İsrail bölgedeki olayları kötü hale getirmeye çalışıyorlar. Belki bazı durumlardan dolayı siz böyle bir düşünceye kapılmışsınızdır`` yanıtını verdi.

-Radar sistemi-Türkiye`ye yerleştirilecek olan radar sistemi ile ilgili soruya karşılık da Laricani, bu konunun aydınlatılması gerektiğini belirterek, ``Ama bizim Türk dostlarımıza güvenimiz var`` dedi. Laricani, aynı konuyla ilgili bir başka soru üzerine de, ``Bu radar sisteminin Müslümanlardan yana olmadığını gösteren nedenlerimiz var, buna dikkat edilmesi gerekiyor. Ama sonuçta diğer konular da var ve bu konunun görüşmelerle aydınlatılması gerekiyor`` dedi.

Ali Laricani, bölgede Sünni-Şii gerginliğinin tırmandığına dikkatin çekilmesi üzerine, Sünni ve Şiilerin her ikisinin de temelinde Müslüman olduğunu ve aralarında bir çatışma bulunmadığını kaydetti.

Laricani şunları belirtti:``Bence bu gibi konuların gündeme getirilmesi iyi değil. Mesela ben Irak doğumluyum ve Irak`ı iyi bilirim. Irak`ta Şiiler ve Sünniler yan yana, çok da iyi yaşıyorlar. Bir Iraklının bir eşi Sünni ise diğer eşi Şiidir. Önemli olan husus ki Türk dostlarımız da buna vurgu yapıyorlar, ABD ve Batılılar İslamiyetin mezhepleri arasında ayrımcılık çıkartmak istiyor. Bu konu üstünde durmamız gerek. Türk dostlarımızla da çok samimiyiz, mesela ben Şiiyim Sayın Erdoğan Sünni, ama çok da iyi dostuz. Bizim sorunumuz Şii-Sünni sorunu değil, bizim için İslam sevgisi taşıyan herkes saygıdeğerdir.``Bir gazetecinin Irak`ta Başbakan Nuri El Maliki ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi arasındaki gerginliği Sünni-Şii gerginliğine örnek olarak göstermesi ve İran`ın bu konudaki tutumunu sorması üzerine Laricani, Şii ve Sünniler arasında bir sorun bulunmadığını, siyasiler arasında hep buna benzer sorunlar yaşanabildiğini belirterek, ``Bazıları bunu bir mezhep çatışması gibi göstermeye çalışıyor ama gerçek olan Irak`taki bu durumun nedeni mezhepsel değil. Belki bazıları propaganda yoluyla bunu bu şekilde göstermeye çalışıyor`` dedi.

Türkiye ile İran arasında yeni sınır kapıları açılması ve organize sanayi bölgeleri kurulması konularının görüşmelerde gündeme gelip gelmediğinin sorulmasına karşılık Laricani, ``Bu düşünce eskiden de vardı. İki ülke de buna ilgi duydu. Bu, iki ülke sınırında bulunan bölgelerin ve illerin kalkınmasına yardımcı olacaktır. Ancak bunlar teknik konular ve gelecek hafta KEK toplantısı için Ankara`ya gelecek olan heyet bunları değerlendirecek`` diye konuştu.
Kaynak: İHA