Cemaate Eğitim Öğretim Anlatılacak
Muş İl Müftülüğü, yarın kılınacak Cuma namazında cemaate eğitim öğretimi anlatacak.
Tüm camilerde okunacak hutbede, İslamiyet'in eğitime verdiği öneme dikkat çekilecek.Müftülük tarafından camilere gönderilen 'İslam'ın Eğitim ve Öğretime Verdiği Önem' başlıklı hutbede, İslam'ın ilme ve ilimle uğraşana büyük önem verdiği belirtilecek. Yeşilce Mahallesi Camii İmam Hatibi Nihat Tutkun tarafından hazırlanan ve Müftülükçe basın kuruluşlarına gönderilen hutbede, ilim olmadan insan hayatının sürmesinin mümkün olmayacağını belirtildi. İslam öncesi dönemde yeryüzünü cehalet karanlığının bürüdüğünün kaydedildiği hutbede; "Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in ilk inen süresi 'oku' diye başladığı gibi ikinci nazil olan süresinin de ilk ayeti 'Kaleme ve onunla yazdıklarına Andolsun ki,' şeklinde başlar. Bu da dinimizin eğitim ve öğretime verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Bu durum İslam'ın okuma yazmaya, bilime ve yazılı kültüre verdiği önem açısından çok anlamlıdır. İslam, ilme ve ilimle uğraşmayı kendisine gaye edinmiş olan âlime büyük önem verir. Çünkü ilim olmadan insan hayatının sürmesi mümkün değildir. Tarihe baktığımızda, İslam öncesi dönemde yeryüzünü cehalet karanlığının bürüdüğünü, insanların bilinçsizce birbirlerine saldırdığını, neredeyse ilim ve irfan adına bir şeyin kalmadığını görüyoruz. İslam'ın gelişiyle cehaletle mücadele edildiğini ve İslamiyet öncesi döneme de cahiliye dönemi dendiğini görüyoruz. Bunun sebebi ise, İslam'ın eğitim ve öğretime verdiği önemdir. Kuran-ı Kerim'e baktığımız zaman 'Allah'a karşı ancak, kulları içinden alim olanlar derin saygı duyarlar' buyrularak inanmanın en güzel şeklinin ilimle mümkün olduğu ve alim insanların Allah'a karşı daha saygılı olacakları bildirilerek insanları öğrenmeye teşvik ettiğini görüyoruz" denildi.İnsanlığın eğitim öğretimle olgunluğa ulaşacağının ifade edildiği hutbede, eğitimde kadın erkek ayrımı yapılmaması gerektiğine dikkat çekildi. İslamiyet'in bir alimi bir alem olarak gördüğünü belirtildiği hutbede; "Kuran-ı Kerim'e baktığımız zaman insanları sıkça düşünmeye ve tefekküre davet ettiğini görüyoruz. Yine İslam alimlerinin çoğunluğuna göre kadın-erkek demeden tüm Müslümanların ilim öğrenmeleri farzdır. Bütün bunlar, ilmin zıddı olan cehaletin ne kadar kötü bir şey olduğunu, bütün kötülüklerin cehaletten kaynaklandığını ve cehalet belasından kurtulmanın tek yolunun ise eğitim ve öğretim olduğunu göstermektedir. Cehalete karşı da ancak ilim ve ilmin erbabı olan alimle mücadele etmek mümkündür. Bu nedenle İslamiyet; ilme önem verdiği gibi ilmin kaynağı ve öğreticisi olan alime de büyük önem vererek, bir alimi bir alem olarak görür. Zira kalkınmak ve güzel bir yaşantıya erişebilmek, ilimden ve ilim adamı yetiştirmekten geçer. Kuran-ı Kerim'de 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' denilerek, alim insanın cahile karşı üstünlüğü dile getirilmektedir. 'İlim, müminin yitiğidir. Nerede bulursa onu almalıdır' diyen bir peygamberin ümmeti olan bizler, ilme gerektiği gibi önem vermek ve yeterince ilim adamı yetiştirmek zorundayız. Diğer taraftan ilim öğreten ve topluma öncülük eden ilim adamlarımız, hal ve hareketlerine son derece dikkat etmeli, insanları yanıltacak söz ve davranışlardan uzak durmalıdırlar. Zira insanlar, alimlere bakarak hareket ederler. Şunu unutmayalım ki, insanlar camide hocaya, okulda öğretmene, toplumda ilim sahibi ve yaşlılara bakarlar. Bu nedenle ilme önem verdiğimiz kadar alime önem verelim ve ilim öğrenmeyi kendimize düstur edinelim. Kadın-erkek, genç-yaşlı demeden ilim öğrenmeye ve bildiklerimizle amel edip, başkalarına öğretmeye bakalım. Unutmayalım ki, dünya ve ahiret saadeti ilimle mümkündür. İlmin zıddı olan cehalet ise zulümattır" ifadelerine yer verildi.
Kaynak: İHA